Karaköy’ü ne kadar tanıyoruz?

Milliyet Gazetesi yazarlarından Mehveş Evin, 'Paha Biçilemez İstanbul' projesinin parçası olan Karaköy gezisini anlatıyor.

Bazılarına göre ‘genelev’lerin, tesisat ve aydınlatmacıların semti… Bazılarına göre sadece ‘hip cafelerin’ açıldığı bir semt. Oysa dinler, geçmiş imparatorluklar olağanüstü bir tarihi miras bırakmış Karaköy’e.

Bazen burnumuzun dibindekinden habersiz, yaşayıp gidiyoruz. ‘Hayat koşuşturması’ dediğimiz şeyin bizi esir aldığını… ‘Yapılması gereken’ işlerin veya kafaya takılan sorunların, bazen o kadar da önemli olmadığını fark etmiyoruz.

Doğma büyüme bir İstanbullu bile şehri yeterince tanımayabiliyor. Sadece tarihten bahsetmiyorum. Bin yıllardır aktarılan kültürden, şehirde yaşamış ünlü şahsiyetlerin öyküsünden, bir semtin hikayesinden veya yeniliklerinden bihaber olabiliyoruz.

Oysa yaşadığımız şehir, kimliğimizin bir parçası. Onu tanıdıkça, kendimizi de tanırız. Günümüzle kıyaslayabilir; estetiği, sanatı, inançları, tarihi, kültürümüzü başka bir gözle değerlendirebiliriz.

Neresi paha biçilmez?

Geçen hafta, güneşli bir günde Karaköy’ün arka sokaklarında gezerken bunları düşündüm… MasterCard’ın ‘Paha Biçilemez İstanbul’ projesinin parçası olan Karaköy gezisinde çok güzel vakit geçirdim.

Bu geziyi özel kılan en önemli unsurlardan biri, rehberimiz Saffet Murat Tonguç. Saffet’in yeteneği ve işine duyduğu tutku, sadece turizm ödülleriyle ve ‘gezgin’ yazarlıkla taçlanmadı. İstanbul’u ziyaret eden pek çok ünlü isme eşlik ediyor, en son Robert Redford’a tanıtmış şehrin güzelliklerini.

Bu arada Tonguç’un Pat Yale’le hazırladığı ‘İstanbul Hakkında Herşey’ kitabı (Boyut Yayınları) müthiş zevkli, meraklıları kaçırmamalı. Şahsen ağır da olsa bu kitabın rehberliğinde, fırsat buldukça kendi şehrimi gezmeye kararlıyım.

Gelelim Karaköy gezisine… Azapkapı ve Perşembe Pazarı’na uzanan gezinin benim için ‘paha biçilmez’ yanı, defalarca geçip gittiğim sokakların arkasında, hatta üstündeki gizli hazineleri yakından tanımaktı.

Binanın tepesi kilise

Mesela, bir binanın en üst katındaki Rus kilisesine özel izinle girmek… Üzücü ama, bir Bizans kalıntısının otopark olarak işletildiğini görmek… Atatürk’ün Fener Rum patrikhanesine ‘alternatif’ olarak kurdurduğu ‘Türk Ortodoks Patrikhanesi’nin hikayesini dinlemek…

Yıllardır Bankalar Caddesi’nde hizmet veren Bankalar Lokantasında nefis yemekler tatmak… Ve Karaköy’ün ‘gelişen’ sanat damarını keşfetmek: Galeriler, sanat ve kültür atölyeleri… Hatta klasik Helen mitolojisiyle ilgili ‘hap’ şeklinde bilgi edinmek.

Hepsinin adresini öğrenseniz de tek tek gezme, keşfetme ve ‘deneyimleme’ şansınız kısmen var. Ama ne zaman, nasıl ve kiminle?

‘Paha biçilmez İstanbul’ projesinin amacı bu: En cevval gezginlerin bile akıl edemeyeceği çeşitlilikte, doyurucu bir gün sunmak.

Karaköy’ün adı nereden geliyor?

* Galata Köprüsü’nün devamındaki Karaköy, XIX. yüzyılda burada yaşamış olan Karaim Yahudileri’nden almış adını.
* Yahudiliği seçmiş tek Türk kağanlığı, Türklerin Oğuz boyundan gelen Hazarların kurduğu devlet, Türkiye Cumhurbaşkanlığı forsundaki 7. yıldızla temsil ediliyor. Hazar İmparatorluğu’nun dağılmasından sonra çeşitli yerlere göç edenlere ‘Karay Türkleri’ (ya da Karaim, Karait), konuştukları dile de ‘Karaim Türkçesi’ denilmiş.
* Karaköy Meydanı’ndaki trafik kaosunun içinde bile güzelliğini fark edeceğiniz Karaköy Palas, 1920’de İtalyan mimar Giulio Mongeri tarafından Bizans, Selçuk ve Osmanlı tarzları karıştırılarak yapılmış. (Mongeri, St. Antuan Kilisesi’nin de mimarı)
* Galata Mahkemesi Sokak’taki Arap Camii, İstanbul’da camiye çevrilen ilk kilise… Bina Dominik keşişleri tarafından eski St. Paul Kilisesi’nin olduğu yere yapılmış ve muhtemelen Cenevizliler tarafından da kullanılmış.
* XVI. yüzyılın başında İspanyol Engizisyonu’ndan kaçmayı başaran Araplar tarafından kullanılmaya başlanan caminin adı da buna bağlı olarak değişmiş.
* Suma Han, ‘kentsel dönüşüm’ün doğru yapıldığında nasıl olabileceğinin kanıtı. Karaköy ve Perşembe Pazarı’nın alternatif sanat mekanı, Bienal’e de katıldı.
* Dev Surp Krikor Lusaroviç Kilisesi, Tophane Caddesi’nin üzerinde. Kilise, Ermenilerin araziyi Cenevizlilerden aldığı 1431 yılından beri burada. 1958’deki yol genişletme çalışmalarında yıkılmış.
(Paha Biçilmez İstanbul projesinin ocak ve şubat aylarındaki rotası Karaköy. Nasıl katılabileceğinizi ve detaylarını merak edenler www.pahabicilemezistanbul.com’a göz atabilir.)

Etiketler

Bir yanıt yazın