Londra'nın merkezinde bulunan "The Layered Gallery" özel bir fotoğraf koleksiyonundan oluşan sanat galerisine ev sahipliği yapıyor.
Londra merkezli ofis Gianni Botsford Architects 1770’den kalma beş katlı yapıyı genişleterek bir sanat galerisine dönüştürmek için kapalı bir avlu yapısı yaratmayı amaçlamış. Bu da, binada iç avluya benzer bahçeye canlılık kazandıran, sağlam ve yeterli derecede ışık alan yeni bir yükselti eklenerek elde edilmiş.
Ofisin tasarladığı bölmeli paravanlar, katmanlı bir görünüm oluşturuyor. Tamamen yapısal olan ilk paravan hava şartlarına dayanıklı ve paslanmış görünümlü çelikten yapılmış. İkinci paravan ise çerçevelenmiş camlı bir strüktürden oluşuyor.
İçeride, sanat eserlerini koruması için kullanılan kırmızı storlarla daha fazla katmanlı etki elde edilmiş ve çelik paravan koleksiyonun sergilenmesi için raylı bir sistem üzerine takılmış. Paravanlardaki açıklıklar iç ve dış mekanlar arasındaki ilişkiyi güçlendiren filigran bir yükselti oluşturmuş.
Zemin katta açıkta kalan mevcut tuğla duvar ofis tarafından tasarlanan çelik strüktür ile tezat oluşturuyor. Galeri içinde bulunan çelikten yapılmış çekmeceli dolap, içinde katlanır bir tuvalet barındıracak şekilde tasarlanmış.
Mimarlar zemin kata bir açık mutfak, birinci katta galerinin içine ise seyir bankı yerleştirmişler. Koleksiyonun yoğun ışıktan korunması için ultraviyole (UV) cam kullanılmış.
Galeri binası kalıcı oksit yüzey oluşturan paslanmış görünümlü çelikten imal edilmiş. Galerinin cephesi, üç katlı yapı üzerinde ağaç dalını andıran düz plakalardan yapılan çerçevelerle ve 120mm x 12 mm’lik iki adet çelik direk ile desteklenmiş. Cephedeki 25 veya daha fazla çelik sadece üç farklı boyuttan oluşuyor; 120mm, 100mm ve 70mm – her biri düz plakalardan imal edilmiş…
Çok sayıda bağlantı (45+) dikkatle düzenlenip, cıvataları gizlemek için detaylandırılmış. Cephe yapısal çerçeveden oluştuğu ve bina örtüsünün dışında olduğu için cepheye bağlanan zemin kirişleri, cam hattında termal bir kopma ile detaylandırılmış.