Kengo Kuma & Associates, Lizbon’daki Gulbenkian Müzesi Modern Koleksiyonu binasının girişine ahşap kaplı bir saçakla tanımlanan ek bina tasarladı.
1983 yılında İngiliz mimar Leslie Martin tarafından tasarlanan 17.174 metrekarelik sanat merkezi, iç mekânları aydınlatmak ve yapının şehirle bütünleşmesini sağlamak amacıyla genişletiliyor.
Kengo Kuma & Associates, mevcut beton yapıyı büyük ölçüde koruyarak müzeye oldukça geniş bir saçağa sahip, yeni bir ek yapı tasarladı. Tasarlanan saçak Japon mimarisine özgü korunaklı bir koridor olan engawa’dan esinleniyor.
Eklenti, görsel ilişkileri iyileştirmeyi ve yapının bahçesiyle arasında “yeni bir diyalog” geliştirmeyi amaçlayan galeri alanları, sirkülasyon alanları ve açıklıkları da kapsıyor.
“Bir engawa bağlantı sağlayıcı olabilir ve bağlantı müzenin geleceği için son derece önemli. Yeni engawa alanları ekleyerek bahçe ve binayı bağlamaya çalıştık.”
Alanın güney kenarında bulunan 4,5 metre yüksekliğindeki sınır duvarı, bitişikteki caddeyle daha güçlü bir ilişki kurulmasına yardımcı olmak amacıyla daha alçak bir duvar ve kapıyla değiştiriliyor.
Bu kapı Vladimir Djurovic Landscape Architecture tarafından peyzajı düzenlenen ve yerli bitkilerle dolu 7.515 metrekarelik bir bahçeye açılıyor.
Burada, yürüyüş yolları alanın mevcut bitki örtüsünün çevresinden uzanırken yıpranmış çelik banklar, kapılar ve dekoratif ögeler tüm alan boyunca konumlandırılmış.
Büyük granit basamaklar bahçeden 107 metre uzunluğunda ve 15 metre genişliğindeki sarmal saçak tarafından vurgulanan dış alana iniyor. “Engawa Space” olarak adlandırılan bu alan, hem ziyaretçiler için sosyal bir alan hem de güney bahçelerini ana girişe bağlayan “geçiş alanı” olarak hizmet veriyor.
Kavisli kanopi saçak, bahçe manzarasını çevreleyen ve bahçe kotunun iki metre yüksekliğinden bina cephesinde 10 metreye kadar yükselen bir dizi çelik kolon üzerine oturtulmuş.
Kengo Kuma & Associates, yapının malzemesi olarak saçağın alt tarafındaki küllü ahşap karoları ve üst tarafındaki görece daha büyük üst üste binen seramik karoları, Portekiz ve Japon kültürleri arasındaki uzun geçmişe atıfta bulunmak için özellikle seçmiş.
Kuma, “Seramik, ahşap gibi malzemeler, geleneksel olarak Portekiz mimarisinin tipik malzemelerindendir,” diyor.
“Her iki malzemeye de Portekiz kültüründe çok rastlansa da aynı zamanda bazı tesadüfler Japon kültüründe de gözlemlenmektedir,” diye ekliyor “Bu malzemeleri kullanmak yerel malzemeleri kullanmak demek, ama aynı zamanda da Japonya ve Portekiz arasında bir tür uyum yakalanıyor.”
Kanopinin bittiği noktada, ziyaretçileri karşılamak ve girişe doğru yönlendirmek için ters yönde uzanan daha küçük bir kanopiyle daha karşılaşılıyor.
Mevcut binanın büyük masif duvarlarından bazıları cam kaplı cephelerle değiştirilerek iç mekâna ışık çekiliyor, bahçelerle görsel ve fiziksel bağlamda ilişkiler kuruluyor.
İç mekan yeni bir restoranın yer aldığı iki kat yüksekliğindeki ferah bir fuaye alanı gözlemleniyor. Kengo Kuma & Associates tarafından tasarlanan mobilyaları ve uzun beton bar alanıyla geniş bir yemek alanına sahip olan bu restoranın görüntüsünün arka planında, büyük pencerelerden izlenen bitişiğindeki bahçenin manzarası yer alıyor.
Binanın arka dış avlusuna hem fuayeden hem de restorandan büyük kapılar aracılığıyla erişim sağlanıyor. Avludan büyük basamaklar ile gölete iniliyor.
Engawa Space olarak adlandırılan alana ve bitişiğindeki güney bahçesine bakan bir dizi tavan penceresiyle aydınlatılan, bir kısmı yeraltında kalan sergi odasına açılan yeni bir galeri bulunuyor.
Üst katta aynı büyüklükteki bir asma kat, zemin kata bakan başka sergi alanları barındırıyor. Yenilenen iç mekân boyunca kafes sistem beyaz duvarlar ve ahşap detaylar tekrar tekrar kullanılıyor.
Mimarlık ofisinin diğer müdahaleleri arasında ısıtma, havalandırma ve iklimlendirme (HVAC) sistemlerinin uygulamaya konması ve galeriler arasındaki dolaşım ağını iyileştirmek için zemin altına koridorlar ve merdivenler eklenmesi olmak üzere büyük yapısal değişiklikler de yer alıyor.
Merdivenlerden biri spiral formda ve dairesel bir açıklıkla aydınlatılıyor. Daha önce hiç açıklığı bulunmayan yeraltı galerisine gün ışığı erişimi sağlamak amacıyla cam bir cephe ve aydınlatma boşluğu da eklenmiş.