Mimarlar Odası Ankara Şubesi 8 Mart Dünya Emekçi Kadınlar günü nedeniyle yaptığı basın toplantısını kurul üyelerinin kadınlarıyla yaparken mimar kadınların yaşadığı sorunlardan çarpıcı örnekler verdi.
Mimarlar Odası Ankara Şube Başkanı Tezcan Karakuş Candan oda yönetiminde kadınların çoğunlukta olduğunu vurgulayarak, “AKP hükümetinin kadınlara yönelik baskıcı politikalarından Mimarlık ortamı da etkileniyor. Üyelerimizin de %40’ı kadınlardan oluşuyor. Şantiyelerde erkek mimar tercih ediliyor, şantiyelerde çalışan kadın mimar üyelerimiz , “yüzümüze bakarak, ‘mimar bey hanım kızım’ şeklinde seslenenden gördüğü halde müdür bey diyen mi? Ararsınız, toplum kadın mimarı şantiyede kabul etmiyor” şikayetinde bulunuyor. Şantiyelerde kalıp düşse kadının uğursuzluğu olduğuna inanıldığını, uğur için kurban kesildiğini biliyoruz. Kadınlar ancak, direnerek, mücadele ederek hayata tutunabiliyor” dedi.
Candan, kent mekanları ve kadın ilişkisine değindi: “Kentlerin şekillenmesine erkek egemen kültür istediği şekilde izin veriyor bu da kadınların kent yaşamına katılımını kısıtlıyor. Kadınlar günün yirmidört saatinde kent yaşamına katılamıyor. Akşam saat 21.00’dan sonra karanlığa gömülen sokaklar, kadının belirli bir saatten sonra sokakta çekinerek yürümesine ya da işten çıkar çıkmaz evine gitmesine neden oluyor. Çok katlı otoparklarda kadın kendisini güvende hissetmiyor. Mekansal olarak otoparklar suça teşvik edecek biçimde şekillendiriliyor. Haftanın sadece bir günü pazar kurulan pazar yerleri diğer günler izbe ve karanlık bir hal alıyor. Kent mekanları kadınları tehdit ediyor. Yaşadığımız kentler özgürlük alanlarını kısıtlıyor” dedi.
Mimarlar Odası Ankara Şubesi Soruşturma Uzlaştırma Kurulu üyesi Ruhsar Atasoy ise mimar kadınlar olarak baskıyı hissediyoruz dedi. Atasoy: “Kadın mimarlar olarak kentlerde ve yaşam alanlarımızda baskıcı bir politikayı hissediyoruz. Kadın mimarlar erkek egemenliğini de eskisinden fazla hissediyor. Kadın duyarlılığı mekanların şekillendirilmesine katılmalı, katılabilirse farklı sonuçlar elde edilebilir. Bir kadın topuklu ayakkabı ile erkek egemenliğinin tasarladığı kaldırımlarda yürümekte zorlanıyor.” dedi.