BLUE Architecture Studio, çevredeki kentin dokusuyla dengelenen koltuklar, masalar ve aksesuarlar dahil olmak üzere bambudan yapılmış bir dizi kent mobilyası tasarladı.
“Symbiotic Urban Furniture” olarak adlandırılan koleksiyon, basamaklara, korkuluklara ve diğer yapısal öğelere takılan, üzerine oturan ve yaslanan banklar, sandalyeler, masalar ve diğer öğelerden oluşuyor.
Mevcut binalara ve yapılara dayanan tasarım kavramı olan “parasitic design”ın küçük bir uyarlaması olan koleksiyonda ayaklar ve diğer gerekli yapısal bileşenler olmadan tasarlanan mobilyalar destek almak üzere kentsel alanların dokusuna dayandırılmış.
Uzun ve kısa banklar, tekli sandalyelerin yanı sıra yuvarlak masalar, uzun dikdörtgen masalar ve raf benzeri küçük masalar da dahil olmak üzere oturma grubu ürün yelpazesine dahil edilmiş.
Ürün serisinde aynı zamanda kentsel yeşillikleri barındırmak için saksıların yanı sıra rafları ve bir pegboard’u birleştiren bir duyuru panosuna da yer verilmiş.
Koleksiyonun farklı işlevlere sahip tüm parçaları, basamaklara ve duvarlara güvenli bir şekilde oturmalarına yardımcı olmak için basit bir geometrik kompozisyon, geniş ayaklar ve bloklu takviyeler gibi benzer özelliklerle tasarlanmış.
Parçalar, insanların kamusal alanlarda bir araya gelmesine izin vererek, modern şehirlerde yaşayan, çalışan ve ziyaret eden insanlar arasında bir diyalog oluşturabilmek üzere hayata geçirilmiş.
Her parça, hava koşullarına dayanıklı özellikleri, dayanıklılığı, hafifliği ve sürdürülebilir özellikleri nedeniyle seçilen lamine bambudan yapılmış. Koleksiyonun tüm parçaları ilgi çekici ve etkileşime girmeye teşvik edici şekilde tasarlanmış.
Koleksiyona ayrıca, bir köşeye oturmak üzere tasarlanmış, garip ve çoğu zaman yeterince kullanılmayan alandan yararlanan bir koltuk da dahil edilmiş. Bir kanopinin içine yerleştirilen koltuğun altına, kediler için rahat bir barınak görevi gören, kumaşla kaplı bir alan da tasarlanmış.