Kentin Tükenmekte Olan Kaynaklarına Yönelik Arayışlar

Audi Urban Future Initiative sponsorluğunda gerçekleşen IDEAS CITY panellerinin ikinci günü 12 Ekim'de Hasköy Yün İplik Fabrikası'nda gerçekleşti.

“Kullanılmayan Başkent/Sermaye” teması üzerine yoğunlaşılan panelin ilk oturumunun moderatörü, Architizer’ın CEO’su Marc Kushner ve konuşmacıları, Burak Arıkan, Aslı Aydıntaşbaş, Adam Greenfield, Yancey Strickler, Anthony Townsend’di. Her katılımcı kendini tanıtarak, yaşadığı şehrin kullanılmayan kapitali üzerine beş dakikalık sunumlar yaptı, sunumların ardından moderatörün yönlendirmeleriyle çeşitli sorulara cevaplar arandı.

New York Üniversitesi şehir planlama programında ders veren Anthony Townsend’in “terkedilmiş kullanılmayan sermaye” adlı sunumuyla başlayan panel, Kickstarter’ın kurucusu Yancey Strickler’ın kendi şirketini tanıttığı sunumuyla devam etti.

Burak Arıkan, “aracı olarak ağ” adlı sunumunda bağlantılarla oluşturduğu ilgi çekici haritalardan örnekler göstererek, kentin içinde pek çok farklı kesimden farklı grupların birbirleriyle bağlantı içinde olduklarını belirtti.

Urbanscale’ın kurucusu Adam Greenfield, “başka bir kent mümkün” adlı sunumunda akıllı kent kavramının üzerinde durdu. Boş bir sayfanın üzerine tasarım yapmadığımız, aksine halihazırda içinde yaşadığımız kentleri tasarladığımızı vurgulayan Greenfield, Le Corbusier, Jane Jacobs üzerinden örnekler vererek sunumu sonlandırdı.

Köşe yazarı Aslı Aydıntaşbaş, parçalanmış bir kent olarak değerlendirdiği İstanbul ile bir süre yaşamış olduğu New York arasında karşılaştırmalar yaparak İstanbul’daki politik, ve etnik çeşitlilikten bahsetti.

“Kayıtdışı sektör artık kentlerin kabul edilmiş bir gerçeği”

Moderatörlüğünü Meksikalı sanatçı Pedro Reyes’in üstlendiği panelin ikinci yarısı Yaşar A. Adanalı’nın sunumuyla başladı. Adanalı, Başakkent, Taksim, Haydarpaşa projeleriyle İstanbul’un kuzeyinde başlayan ve kente yapılan büyük müdahaleleri eleştirdi.

Akıp giden kapital başlığıyla Mumbai üzerine ilgi çekici bir sunum gerçekleştiren Rupali Gupte, Mumbai’ın halihazırda sıkıştırılmış bir kent olduğunu, kaynakların azalmakta ve yoğun kapasitenin giderek artmakta olduğunu belirterek bir kaos ortamı oluştuğunu vurguladı

Atılkunst’un kurucu ortaklarından Yasemin Nur kent içinde yaşadığı deneyimleri ekip olarak tasarladıkları üzerinden değerlendirdi.

Superpool’un kurucularından Selva Gürdoğan sunumuna, gelecekteki İstanbul’un hareket kabiliyetinin nasıl olacağını arayan soruyla başladı. Sosyal altyapının nasıl olacağını bilmeden hareket kabiliyetinin de bilinemeyeceğini belirtti.

New York Üniversitesi gazetecilik bölümünde profesör olan Suketu Mehta, Mumbai, New York ve İstanbul üzerinden örnekler vererek, kayıtsız sermaye ve kayıtsız sektör üzerinde durdu.

Panel, moderatör Pedro Reyes’in yaşadığınız şehrin belediye başkanı olsaydınız neyi değiştirirdiniz sorusuyla son buldu.Yaşar Adanalı, kentteki değişimi durdururdum derken, Selva Gürdoğan yerel sermayeyi kent mekanlarının düzenlenmesi için aktarırdım dedi.

Sonuncu panel 19 Ekim’de Hasköy Yün İplik Fabrikası’nda yapılacak.

Etiketler

1 Yorum

  • oruc-kenan-yildirim says:

    Kaynaklardan bahsederken neden su gibi önemli bir husustan kimse bahsetmemiş? İstanbul’da derin denize boşaltılan lağım sularının boşuna yokedilmiş sular olduğunuda kimse söylememiş. Londra’da bu suların su arıtma tesislerinden geçip tekrar şehir suyuna dönüştürüldüğü konusuda yok. Ankara’daki şehir sularının düzgün bir arıtmadan geçmediği için zehirli olduğu, kullanılan sularında yine arıtmadan geçmediği için çay sularına bırakıldığından da bahsedilmemiş. Hatta sanayii tesislerinin sularının kontrolsüz şekilde tatlı sularına boşaltığındanda bahsedilmemiş. Metro sisteminin gelişmemesinden dolayı yoğun trafik oluşması ve egzostlardan çıkan duman ile havanın kalitesinin düştüğü konusunu burada göremiyorum. Doğal kaynaklardan ağaçların yol genişletme ve konut için kesilmesi konusu yine yok. Peki bu panelin konusu şehrin kaynakları değil miydi?

Bir yanıt yazın