Kentsel dönüşüm dinamitle olacak

Afet riski altındaki alanların dönüştürülmesinde görev alacak yıkım müteahhitleri, kentsel dönüşüm kapsamındaki 7 milyon binanın yıkımını gerçekleştirecek.

Yıkım Müteahhitleri Derneği Başkanı Mehmet Ali Bulut, AA muhabirine yaptığı açıklamada, yıkım sektörünün Türkiye’de gelişmediğini, çok amatör kaldığını ileri sürdü.

Türkiye’de 1999 depremi öncesinde yıkımın ne olduğunun dahi bilinmediğini belirten Bulut, afet sonrası yapılan çalışmalar, 2000’li yıllarla birlikte çok sayıda yabancı yatırımcının ülkeye girmesi, alışveriş merkezlerinin çoğalması ve şehir merkezlerinde geniş arazilerin bulunmaması nedeniyle yıkım sektörünün ivme kazandığını anlattı.

Bulut, afet riski altındaki alanların dönüştürülmesi çalışmalarıyla yıkım sektörünün daha da gelişeceğini dile getirerek, “İşe ilk başladığımız yıllarda sektörde inanılmaz problemler yaşadık. Bir alt sektör olarak dahi gözükmüyordu. Yıkım, aslında inşaat sektörünün altındaki bir alt sektördür. Çok zorluklar yaşadık. Teknik altyapı yoktu, yönetmelik altyapısı yoktu. Yıkım hakkında ne yönetmeliklerde ne de kanunlarda en ufak bir ifade yer almıyordu. İdareler, işverenler ihale açacakları zaman teknik şartnameler oluşturulamıyordu. Konuyla ilgili bilgiye sahip teknik insan yoktu. Şimdiyse Türkiye’de ‘bu işi yapıyorum’ diyen çok firma bulursunuz. Ancak bunlar içinde de sadece yıkım işini yapan çok az sayıda firma vardır. Yıkım hala maalesef genelde, hafriyat, geri dönüşüm gibi işlerin yanında yan iş olarak yapılıyor” diye konuştu.

Çevre ve Şehircilik Bakanlığı’dan yetkililerin kentsel dönüşüm kapsamında yaklaşık 7 milyon konutun yıkılacağını açıkladığını anımsatan Bulut, en az 20-30 yıllık uzun soluklu bu çalışmanın yıkım sektörünü coşturacak bir proje olduğunu dile getirdi.

Doğru yıkım nasıl olmalı?

Bulut, yıkımda doğru yöntemlerin kullanılmasının önemine değinerek, “Binanın yukarıdan aşağıya yıkılması lazım. Hiçbir zaman aşağıdan müdahaleyle bina yıkılmamalı. Çökertme metodu, kesinlikle yapılmaması lazım. Profesyonel olarak çökertme metodunu uygulayanlar var ama doğru bir yöntem değil. Yönetmelik için Bakanlığa verdiğimiz öneri dosyasında da bunu belirttik. Kesinlikle binalar, aşağıdan klon keserek, kırarak çökertilmemeli. Van’da bunun benzeri iş kazalarını gördük. Bina yukarıdan aşağıya yıkılır, kesin ve net” dedi.

Dinamitli yıkım teknolojisi

Türkiye’de, bir iki aya kadar dinamitli yıkım teknolojisinin uygulanmaya başlayacağına dikkati çeken Bulut, gelişmiş ülkelerde kullanılan bu metodun, dünyada sadece 8 ya da 10 firma tarafından uygulandığını kaydetti. Bulut, uygulaması Türkiye’de yasak olan bu metoda, hazırlanan Yıkım Yönetmeliği’nin yeşil ışık yaktığını vurgulayarak, ancak Bakanlığın incelemesi sonrasında vereceği sertifikasyon şartının aranacağını söyledi.

Türkiye’deki yapılaşmanın, genellikle dinamitli yıkıma uygun olmadığına işaret eden Bulut, şöyle devam etti:

“Türkiye’de patlatma yönteminin uygulanabileceği binalar da uygulanamayacağı binalar da var. Bu, ayrıntılı çalışma gerektiren bir tespittir. Bir yerde patlatma yapacaksanız önce çevreyi incelemeniz lazım. Çevredeki yapıları incelemeniz lazım. Çevredeki binalar uygun mu değil mi? Bunu belirledikten sonra, etrafta da yeterli güvenli alana sahipseniz neden patlatmayasınız? Örneğin çok yakın yapılaşmasından dolayı Tarlabaşı’ndaki yıkımlar patlatmaya uygun değil. Mesela Ataşehir’de de binaların etrafında yeterli, güvenli alanın bulunması ve iyi bir zemine sahip olunması nedeniyle patlatma yapılabilir. Bunda hiçbir sakınca yok. Türkiye’de patlatmalı teknolojiyi kullanmaya uygun yerler de var, uygun olmayan yerler de var. Tek tek hesaplar yapılacak ve patlatma teknolojisini uygun yerlerde kullanacağız.”

Etiketler

Bir yanıt yazın