Kentsel dönüşümün Derbent mahallelisinde vardığı son nokta, mahallelinin "Çıkar amaçlı örgüt kurmak" ile suçlanması. Eski komşularının şikayeti üzerine 14 kişiye sabahın beşinde operasyon yapıldı, hem de Belediye ile "uzlaşma" sağlanacağı günlerde.
Sarıyer’e bağlı Derbent 1950’lerde kurulmuş bir gecekondu mahallesi.
Çoğunluğu Sivas, Sinop ve diğer Anadolu şehirlerinden göç edenlerin hepsi işçi. 1984’de tapu tahsis belgelerini almışlar; ancak kendilerine sürekli söz verilmesine rağmen tapularını alamamışlar.
Mahallede 2004’te kentsel dönüşüm ilan edildi; o günden beri mahalleli sürekli yıkım tehdidi altında yaşıyor.
Geçen yıl, 45 aile Cemre inşaata evlerini satarak Kağıthane’ye yerleşti; mahallelinin geri kalanı başka semtte yaşamayı kabul etmediği için evlerini satmadı. Zaman zaman yıkım ekiplerine karşı direnişlerine gaz bombalarıyla karşılık verildi.
Üç ay önce, mahallelli Büyükşehir Belediyesi ile “dönüşüm” konusunda “mecburen” uzlaşma kararı almış. Yeni projenin nasıl olacağı belli değil; üst mahallede lüks konutlar; alt mahallede ise Derbentlilerin yaşayacağı
10-15 katlı binalar yapılması planlanıyor. Mahalleli bunun dışında projeyle ilgili hiçbir şey bilmiyor.
Yıllardır süren direniş sonrasında “uzlaşma”ya varılacağı bu dönemde, mahalleli bu sefer de operasyon şoku yaşıyor.
13 Mart sabahı saat 5’te özel tim ekipleri, evlere baskın düzenleyerek kimi aynı aileden 14 kişiyi gözaltına aldı. İki gün sonra Belediye ile mahalle temsilcileri arasında toplantı yapılması planlanıyordu.
Operasyon medyada önce “Derbent’te KCK operasyonu”, sonra da “Arazi mafyası operasyonu” diye çıktı. İkisi de değildi.
Üç gün gözaltında tutulan mahalleliden dokuzu hakkında “çıkar amaçlı örgüt kurmak ve üyesi olmak” iddiasıyla soruşturma açıldı.
Avukat Özgür Deniz Özsatıcı, dosyada gizlilik kararı olduğu için suçlamalarla ilgili ayrıntıları bilmediklerini ancak mahallelinin kurdukları kooperatif aracılığıyla, evlerini satanlar üzerinde baskı kurmak, darp etmek, şantaj ve yağma yapmak gibi şeylerle suçlandığını söyledi.
Geçen yıl, evlerini satanların binaları yıkılmak istenince mahalleli buna tepki göstermişti; soruşturma, evini satıp ayrılan bu ailelerden birinin şikayeti üzerine açılmış.
Örgütü kurmakla suçlananlardan biri Kemal Engül, komşularının evlerini satmasını elbette istemediklerini ancak hiç kimseye baskı kurmadıklarını, zarar vermediklerini söylüyor.
“Güya biz evini satanlara saldırmışız. Hepimiz yaşımızı başımızı almış, iş güç sahibi insanlarız.Tek derdimiz en başından beri mahallemizi terk etmeyip evimize sahip çıkmaktı.
“20 yıldır devlet üniversitesinde şoförlük yapıyorum sicilim tertemiz. Bizi sokak çapulcusu gibi suçluyorlar.
“Mahallede Kadir Topbaş, muhatap alabileceği bir kooperatif kurulmasını isteyince Derbent Yapı Kooperatifi kuruldu. Artık uzlaşma noktasına geldik. Ama örgüt kurma suçlaması ne?”
Engül, kendilerinden şikayetçi olan aile ile 40 yıllık komşu olduklarını, aile bireyleriyle top oynayıp keçi koşturduklarını anlatıyor ve mahalleliyi birbirine düşürdüklerini söylüyor.
50 yaşındaki Hatice Çınar da, eşi ve çocuğuyla birlikte gözaltına alınıp, Savcılık’tan serbest bırakıldı.
Mahallede onu her gören “örgüt üyesi”, “sen ne imişsin, haberimiz yok” diye şakalaşıyor; kendi de gülüyor artık.
“Sabahın köründe maskelerle geldiler. Ben ev kadınıyım, hayatımda mahkeme görmemişim. Şikayet edenler de kaç yıllık komşumuz, birlikte çay içerdik. Kim nereye gitmek istiyorsa gitsin ben niye engel olayım. Ama ben bu mahallede yaşamak istiyorum.”
Mahalleli, örgüt kurma suçlamasına anlam veremiyor; özellikle Belediye ile uzlaşıldığı ve toplantının yapılacağı gün gözaltında tutulmaları kuşku yaratıyor.
Eski komşularının neden böyle bir şikayette bulunduğunu da anlamıyorlar; inşaat firmasının konuyla ilgisi olabileceği düşünülüyor.
Kısacası, mahalleli yıllarca direndiği “kentsel dönüşüm”ü az zararla nasıl atlatırız diye belirsizlik içinde beklerken, şimdi de “örgüt kurmak” suçlamasıyla karşı karşıya. (NV)