Kentsel Dönüşümde Asbest Uyarısı

Kansere neden olan asbestin yasaklanması için mücadele eden IBAS Koordinatörü Allen, Türkiye’de kentsel dönüşüm kapsamında binalar yıkılırken havaya karışacak asbest ile ilgili önlem alınması gerektiğine dikkat çekti.

“Türkiye’de kentsel dönüşüm kapsamında binlerce bina yıkılırken havaya karışan asbest ile ilgili önlem alınmazsa hem işçiler hem de etrafta yaşayanların sağlığı için korkutucu sonuçları olur.”

Uluslararası Asbestin Yasaklanması için Ağ (IBAS) Koordinatörü Laurie Kazan Allen, 28 Nisan İşçi Cinayetlerinde Ölenleri Anma ve Yas Günü’nde İşçi Sağlığı ve İş Güvenliği Meclisi’nin davetlisi olarak İstanbul’daydı.

Yılda 100 bin ölüm

Isıya, aşınmaya ve kimyasal maddelere çok dayanıklı lifli yapıda bir mineral olan asbest, meslek hastalıklarının en büyük “katili” olarak tanınıyor.

Asbest solunur hale geldiğinde asbestosis (akciğer hastalığı), akciğer kanseri ve mezotelyoma (akciğer zarı veya karın zarı tümörü) neden oluyor ve tedavisi genelde mümkün değil. Sadece mesleki maruziyet nedeniyle dünyada yılda 100 bin ölüme neden olduğu ve şu anda 125 milyon insanın mesleki olarak abseste maruz kaldığı tahmin ediliyor.

20. yüzyılın başlarında çimentoya karıştırılarak asbestli çimento üretilmesi ile tüm dünyaya yayılan asbest, inşaat malzemeleri, boru, levha, balata, conta, elektrikli aletler, iplik ve dokuma, sahne perdeleri, yalıtım malzemeleri üretiminde ve daha binlerce üründe kullanılıyor. Ucuz ve kolaylıkla ulaşılabilir olduğu için belediye binaları, okullar ve hastaneler asbest çimento kullanılarak inşa ediliyor.   

Türkiye’de 1 milyon absest kullanıldı

Türkiye’de 2010’da yasaklanana kadar 150 bin ton asbest üretildi; 1 milyon asbest çeşitli ürünlerde kullanıldı.

Allen, 100 yıldır “sihirli mineral” olarak övgüyle bahsedilen asbestin, dayanıklılığı ve yüksek kar getirisi nedeniyle “altın yumurtlayan tavuk” olarak görüldüğünü ancak ölümden başka bir şey getirmediğini söyledi.

“Asbest insanları üç dalgada etkiledi. İlk dalga, asbest madenlerinde ve imalatında çalışan işçilerdi. İkinci dalga, asbest içeren ürünleri kullananlar, yalıtım malzemeleriyle çalışan tersane ve inşaat işçileri. Üçüncü dalga, asbest içeren mekanlarda çalışanlar, öğretmen, hemşire, işçi gibi. Buna bir de işçilerin kıyafetlerini yıkayan eşleri ve asbest fabrikalarının etrafında yaşayan insanlar eklendi.  Avusturalyalı aktivistler buna şimdi de gayrimenkul sektörünü ekliyor. Asbestli binaların yıkım ve sökümlerinde yer alan işçiler tehlike altında.”

“Binalar yıkılırken önlem alınmalı”

Allien, Türkiye’nin asbesti yasaklayarak ilk adımı attığını, hükümetin yeni asbest eylem planı ile de bu konunun tehlikeleri konusunda bilinç sahibi olduğuna dikkat çekti; ancak asbestli inşaat ürünleri durmaya devam ettikçe kamu sağlığının tehlikede olduğunu söyledi.

Türkiye’de “Afet Yasası” ile başlayan kentsel dönüşüm çerçevesinde binalar yıkıldıkça havaya çok ciddi miktarda asbest karışacağına dikkat çeken  Allien, yıkımlarda mutlaka asbestin kontrollü şekilde sökülerek işçilerin ve çevrede yaşayanların sağlığının tehlikeye atılmaması gerektiğini söyledi. (NV)

* Birleşmiş Milletler Çevre Programı (UNEP) ile BM Gıda ve Tarım Örgütü (FAO) eşgüdümünde hazırlanan “Bazı Tehlikeli Kimyasallar ve Pestisitlerin Uluslar Arası Ticaretinde Ön Bildirimli Kabul Usülüne Dair Rotterdam Sözleşmesi” 10 Eylül 1998’de imzalanıp 24 Şubat 2004’te yürürlüğe girdi.

Etiketler

Bir yanıt yazın