Ranta Red isimli yeni bir oluşum kentsel dönüşümün mağdurlarını ve herkesi, şikayetlerini yayınlayabilecekleri kamusal bir platforma davet etti.
İnsanlar senelerdir çok çekti inşaat şirketlerinden, taşeronlardan, inşaatlardan. Elini veren kolunu kaptırdı, bitmeyen/bitirilmeyen inşaatlar çile çektirdi. Büyük şirketler sadece mahalleliye değil, kentliye sorun oldu. Mahalleler yokoldu, ağaçlar söküldü, her yer otoban oldu. Birkaç senedir ise kocaman bir inşaatın ortasına düştük.
Bu karmaşa içerisinde, Türkiye’deki şantiye koşullarını da hesaba katarsak tam bir bilinmeyenin ortasındayız aslında. Ezgi Başaran’ın 3 gün önce Radikal gazetesinde yayınlanan Belediye’nin Söz Geçiremediği ‘Nişantaşı Mimarı’ yazısı ile Keten İnşaat’ı ayan beyan şikayet ettiği yazısı, aslında kentin ve kentlinin ölçek olarak mega projelerden çok son zamanlarda mini projelerden çektiğini ortaya koydu. Sadece ortaya çıkan kalitesiz binalar, kalitesiz çevre değil elbette sorun, şantiyelerin kötü koşulları, mahallelinin, yoldan geçenin, içinde çalışan işçinin her saniye ölüm tehlikesi, yapılan yanlışların bildirilmesine rağmen müteahhitin o bizim bildiğimiz müteahhit olmaya devam etmesi/edebilmesi, karışık ama karışık olmayan parasal, rantsal mevzular kısacası.
Tam da bu sırada Ranta Red isimli bir oluşum Twitter‘dan şikayetlerin anonim olarak kalacağı bir arşiv oluşturacaklarını duyurdu.
Şikayetleri, mağduriyetleri biraraya toplama fikri sadece bir arşiv çalışmasına evrilmekten öte hukuken de kentliye yardımcı olabilir.
İşte, küçük bir gönüllü grup olarak kendini tanıtan Ranta Red’in amaçları:
Amacımız, kentsel dönüşüm sorunsalı ile birlikte birden kurulan, ya da varolup hızla palazlanan, etik dışı ve hatta hukuk dışı yoötemlerle, yer yer zorbalıkla, Afet Yasası’nın 3/2 ve kamulaştırma maddelerine sırtıni dayayarak, kandırma, göz boyama ya da insanları üzeri kapalı ya da açık tehdit, korkutma, yıldırma ile imzaya zorlayan inşaat şirketlerini, birinci elden, direk mağdurların bize gönderecekleri hikayeler üzerinden bir nebze de olsa ifşa etmek.
Bu şirketleri kontrol eden, onları belirli çalışma standartlarına zorunlu tutan, ya da proje sunum aşamasında etik davranmaya sevk eden kontrol mekanizmaları maalesef yok. Çevre ve Şehircilik Bakanlığı bu konularla uğraşmıyor, ihtilaflarla Sulh Ceza mahkemelerinde açılan davaları hakimler “yetkisizlik”le sonuçlandırmıyor, çok sıkışırlarsa yargıtaya gönderiyorlar. Avukatlık ücretlerini kaç emekli aylığı karşılayabilir? İnsanlar masrafları göğüsleyemeyecekleri düşüncesinden, ya da çoğu yaşlı aile bireyler bu şirketlerin onlara verebileceği fiziksel zararlardan korktuklari için mecburen sözlesmelere imza atıyorlar. Bir çoğu şirketleri tanımıyor. Şirketlerin çoğu da yeni kurulmuş, ya da bu tarz işlere yeni soyunmuş, tamamen rant üzerine kurulu bir mantıkları var, ve inanılmaz karlar hedefledikleri için aç kurtlar gibi altından kalkamayacakları projelere el atıyorlar.
Evlerinin dayanıksızlığından korkan bir çok insan, şimdi evlerine yıkım kararı verildiği, binalar boşaltıldığı, ama şirketlerin finansal durumları kötüleştiği ve inşaata başlayamadığı, ya da dilenen sürede bitiremeyeceği için mağdur. Diğer bir kısım malik ise, bütün birikimleri ile hayatlarını garanti altına almayı planladıkları yatırımlarının müteahitler tarafından el konulmasından, kendilerine mevcut değerlerini karşılamayacak, sadaka gibi yerlerin layık görülmesinden şikayetçi, ve hakkını aramaya çalışıyor. Ama yukarıda da bahsettiğimiz gibi ne kadar başarılı olurlar bilinmiyor.
Devlet, “güvenli yaşam alanları” yaratmak bahanesi altında aslında insanları belki de senelerce çalışarak elde ettikleri yatırımlarından ediyor, sonra da hak aramaları için sayısız mahkeme ve davanın yolunu gösteriyor, hatta Afet Yasasının bir çok hükmünde bu hak arama şansını da ellerinden alıyor. Şirketlerle, mahalle sakinlerini karşı karşıya getiriyor. Ve doğal olarak güçlü olan, zorba olan kazanıyor. Ve bu süreç sonunda mahallelerimiz kötü mimarı ile giderek çirkinleşiyor.
Biz mağdur olan daire sahiplerine hikayeleriyle arşivimizde yer vermek istiyoruz. Yalnız bireysel hikayeler için tek bir şartımız var, lütfen belgelerle bize başvursunlar. Karalama, ya da yanlış bilgi vermek, yaymak istemeyiz. Onun dışında tüm semtlerden, tüm haksız kazanç, talan, rant hikayelerine açığız.
Kişi ismi yayınlamama kararımız var. Sadece semt, sözkonusu apartman adı, ve problem yaşanan inşaat şirketi ve problemin ne olduğu bilgisi bize yeter. Olayı kabaca anlatsalar da olur, biz onu kolay okunabilecek şekilde hikayelendiririz.
Gerçek anlamda hak ihlali olan tüm konular kabulümüz. Bunun büyüğü, küçüğü yok. Fikirtepe, Okmeydanı, ya da Bağdat Caddesi. Neresi olursa, siz gönderin, biz yayınlayalım.
Şikayetlerinizi rantared@gmail.com adresine iletebilirsiniz.