Mimar ve Mühendisler Grubu Yönetim Kurulu'nun Maslak 1453 projesi ile ilgili basın açıklaması...
“Ülkemiz, ilerleyen demokrasisi, gelişen ekonomisi, zengin insan kaynağı ve müteşebbisleriyle, uluslararası alanda giderek yükselen bir görünüş sergilemektedir. İnşaat sektörü de bu gelişmeden payını almış, müteahhit firmalarımız uluslararası arenada önemli bir seviyeye gelmiş, müteahhitlik hizmetlerinde dünya ekonomisinden pay alan ilk sıralardaki önemli aktörlerden olmaya başlamış durumdayız. Mimarlarımız da önemli başarılara imza atmış, özellikle son dönemlerde uluslararası düzeyde birçok ödül kazanmışlardır. Bu durum ülkemiz mimar ve mühendislerinin bilgi ve birikiminin, projeden uygulamaya kadar her alanda yükselen seviyesini göstermektedir. Bunun göstergelerin oluşmasında, değer üreten ve katan üniversiteden odalara, firmalarımızdan STK’larımıza kadar her kurumun büyük katkıları vardır.
Son zamanlarda TV kanallarında yayınlanan bir reklam, kentsel dönüşüm çalışmalarıyla birlikte bir kısım hırslarla bezenmiş, ufku ancak çok katlı beton yığınları yapmaktan öteye gidemeyen bir zihniyetin ürünüdür. Reklam filminde mimar ve mühendislerin hazırladıkları projeleri elinin tersiyle iterek, kendi egosunu ortaya koyan zihniyet, Türkiye’de şehircilik alanında yapılan faaliyetleri küçümsemekle kalmayıp, bu ülkenin yetiştirdiği mimar ve mühendisleri de rencide etmektedir. Emek verilerek çizilen ve karşısına kadar getirilen projeleri, “bunların hiçbiri değil” diyerek yere atmak, kibrin bir göstergesidir. Hazcı ve faydacı bir zihni anlayışla adeta korku filmlerindeki şatolar gibi beton yığınları inşa etmeyi hüner görmek ve bu hüneri 1453,Osmanlı, Fetih gibi önemli kavramlarla donatarak izleyicilerin algısını yönlendirerek, düpedüz halkımızı aldatmaya yönelik adımlardır. Bu film sadece insanlarımızı aldatmakla kalmıyor, kelime ve kavramların da içlerini boşaltıp paranın şımarttığı, ekonomik gücün zehirlediği bir hayat tarzını, yaşam anlayışını adeta dayatarak benimsetmeye çalışmaktadır.
Söz konusu reklam filmi insanımızın şehirle olan ilişkisini yanlış bir şekilde yorumlamakta, şehircilik anlayışımızı ters-düz etmekte ve insanımıza hayali ve sanal kurgulanmış bir dünya dayatmakta, ben yaptım oldu anlayışı ile topluma dayattığı tamamen rant odaklı ruhsuz,kimliksiz,yeşili saksıda gören ucube yapıları toplumu ayrıştırmaktadır; “Tarih hayal edenleri değil, gerçekleştirenleri yazar” diyerek haddi aşan bir davranış sergilemektedir. Bu reklam filminin, benzeri projelerin ve tanıtım malzemelerin en olumsuz yanlarından biri de, toplumda gelir adaletinin bozulacağı, sosyal ve kültürel kodlarımızı dönüştürecek bir süreci başlatmış olmasıdır. İnsanlara kutu gibi evleri yüksek fiyatlarla satmak için güzel dilimizi, kelime ve kavramlarımızı, tarihi ve doğal zenginliklerimizi kullanmaktan çekinmeyen söz konusu zihniyet, halkımızın birlikte yaşama sevincini ve ortak değerlerini hiçe saymakta, genç zihinlerimizi kirletmekte, mimar ve mühendislerimizi küçük görmekte ve değersizleştirmekte, menfaat için tüm değerlerimizi sömürmektedir. “Evinizin dibinde orman olmasını istemez misiniz?” diye soran ama o evleri yapmak için vaat edilen ormanların katlarcasını yakıp yıkan bu zihniyet, insani ve ahlaki değildir. Kamuya ait olan reklamdaki orman arazisine nasıl sahiplenmekte, halka kapatılmakta ve bir kısım insanların ayrıcalıklı olarak kullanımına açabilmektedir? Bu gücü ve yetkiyi kimlerden almaktadır?
Bizler, Mimar ve Mühendisler Grubu olarak başta Mimarlık, Şehircilik, Enerji, Çevre ve Gıda konuları olmak üzere farklı mimarlık ve mühendislik alanlarında çalışmalarla kamuoyunu aydınlatmaya ve bilgilendirmeye çalışmaktayız. Ülkemizin ekonomik, tarihi, doğal ve insani bütün değerlerine gelecek nesillerinde hakkını düşünerek kullanmaya, geliştirmeye ve korumaya çalışmaktayız. Ülkemizin mimarlık ve mühendislik birikimini küçümseyen bu kibirli ve fütursuz anlayışa karşı, tüm Mimar ve Mühendis Odalarını, STK’ları duyarlı olmaya, meslektaşlarımızın emeklerini hiçe sayan bu tür davranışlara tepki vermeye çağırıyoruz.”