Kırsal Hafızayı Canlandırmak

Eduardo Souto de Moura, eski kırsal yapıları çekici konaklama mekanlarına dönüştürdüğü projesini anlatıyor.

Eduardo Souto de Moura tarafından yenilenen The Monte’deki kompleks, iki ana yerleşim grubunu tanımlayan (kuzey ve güney) ve merkezi bir sokak boyunca sıralanan yedi farklı yapının karakterize ettiği bir çekirdeğe sahip. 4.144 metrekarelik kuzey grubu bu yapılardan ikisini içeriyor: eski endüstriyel yönetim yapısı ve tarım aletleri için depo. Güney grubu ise 3.810 metrekarelik alanda 5 farklı yapıyı içeriyor: konut, tarım ile ilgili bölümler, güvercinlik, köpek klübesi ve domuz ahırı. Daha güneydeki sebze bahçeleri, içindeki eski bekçi evi ve açık havuz ile birlikte 20.333 metrekarelik alanı kaplıyor.

Eduardo Souto de Moura projeyi şöyle anlatıyor:

Gelir gelmez beni etkileyen ilk şey, buradaki ambiyanstı. Bunu yakalaması çok zor. Herkes Alentejo’nun çok güzel olduğunu biliyor fakat ben böyle bir prehistorik miras beklemiyordum doğrusu.

Sonra görüşler paylaşıldığında bize ayrıca sürpriz olan iki değişik faktör ortaya çıktı. Birisi Alentejo’da sıradışı olan bir şey; mülk sınırında suya sahip olma durumu. İkincisi ise bu dağın kentli doğası. Burası sadece bir konut değil, küçük bir evren, bir köy ve kendi hiyerarşisine sahip: sokak, meydan, ek yapılar ve manastırlar. 

Objelere, her zaman, onları nasıl ele alacağıma dair bir bakış açısıyla yaklaşırım, değerleriyle ilgilenmem. Her tarihi gelişim benzersizdir ve Barrocal zor ama ilginç bir proje çünkü bıçak sırtında çalışıyoruz. Eğer fazla ileri gidersek onu mahfedebiliriz ve yeterince çalışmazsak yaptıklarımız işe yaramaz.

Burada esas soru işareti teorik olarak çok ilginç ama pratik olarak tehlikeli bir noktadan başlamak; fakat tek yolu bu. Mirası korumanın tek yolu onunla birlikte yaşamak ve bazı kısımları zarar görmüş olsa da onu kullanmak. Çünkü sadece günlük hayat onu doğal bir nesneye dönüştürüyor ve miras statüsüne kavuşturuyor.

Etkileyici olan bir şey buradaki işlev değişikliği. Bir yapı kısmen bir amaç için inşa edilebilir fakat sonrasında farklı, güncel ihtiyaçlar doğrultusunda evrilir. Örneğin, zeytin ezilen bir alanın, barı olan bir yaşama mekanına nasıl dönüşebileceğini; tarımsal yapıların nasıl konutlara dönüşebileceğini ve bir ahırdan nasıl restoran yapılabileceğini anlamak ilgi çekici bir süreç. İşlevdeki bu değişiklik neredeyse hiç müdahalele gerektirmiyor. Zor olan mimarinin nasıl cevap vereceği.

Bence insanların ilk izlenimi, buraya sadece rahatlamak için gelmiş olsalar bile evlerinde hissettikleri olacak. Bir kişi okumaya dalacak, diğeri tezini yazacak, başkası ise tatilini yapacak. İnsanlar birbiriyle karşılaşacak ve birlikte ekmek veya kağıt almak için ya da akşam yemeğine dışarı çıkacak. Kaynaşacaklar ve burada geçirilen birkaç günden sonra aralarında bir bağ oluşacak. Bence bu çeşit bir topluluk oluşturmak önemli fakat bu kısa süreli bir topluluk çünkü burasının tasarlanış şekli böyle. Bunun haricinde insanlar da değişmiş olacak.

Etiketler

Bir yanıt yazın