Müteahhitler Birliği’nin 10 maddelik bildirgesinde imar planlarının çok sık değişmesi eleştirildi.
Türkiye Müteahhitler Birliği (TMB) 10 maddelik bildirge açıkladı. Bildirgede, ‘imar değişikliği uygulamalarının kamu vicdanını zedeleyen, kişilere özel değerlendirmelerden arındırılması’, ‘yap-sat sektörünün denetimsiz işleyişinden kurtarılması’, ‘mesleğin itibarını zedeleyen ve bu işi layıkıyla yapan profesyonelleri rencide eden denetimsizliğe son verilmesi’, ‘ayıplı iş yapanların sektörden ayıklanması gerektiği’ dile getirildi. TMB Başkanı Mithat Yenigün de çok sık değişen imar düzeninin sorun olduğunu vurguladı.
Yenigün, “İmar planı her sene, hatta her ay değişmemelidir. Amiyane tabirle zırt pırt değişiklik olmamalıdır” dedi. Yönetim kurulu üyeleriyle bir basın toplantısı düzenleyen Yenigün, bir yıldır hazırlıkları süren bildirgeyi tamamladıklarını, şimdi hükümetle paylaşacaklarını söyledi. Yenigün, “60 yılı aşan deneyimlerimizi yerel yönetimler, kamu kurumlarıyla, hükümetle paylaşacağız. 2023 hedefine ilerleyen Türkiye’de çağdaş bir inşaat sektörü amaçlıyoruz. Eski alışkanlıkların geride bırakılmalı. Bu yolda destek bekliyoruz” dedi. Bildirgeyi okuyan TMB Genel Sekreteri Haluk Büyükbaş da İhale Kanunu’nun 140 kez değiştiğine dikkat çekti. Bildirgenin 10 maddesi şöyle:
“Son 10 yılda sayısız kez değiştirilen Kamu İhale Kanunu, adil ve şeffaf bir sistem ihtiyacını karşılamıyor. Temel sorun hâlâ aşırı düşük teklifler olmaya devam ediyor. Bitmeyen, pahalıya mal olan işler, kalitesiz yapılar, ödenmeyen SGK primleri, iş kazaları oluyor. Sistem, müteahhidi kaliteden ödün vermeye zorluyor. Haksız rekabete izin vermemeli. Kanun en kısa zamanda tümüyle yeniden ele alınmalı, çevreye duyarlı, adil, şeffaf yatırım ortamı hedeflemeli.”
“İmar mevzuatı baştan ele alınmalı, dikey yapılaşma tarihi ve çevresel doku gözetilerek değerlendirilmeli, imar değişikliği uygulamaları kamu vicdanını zedeleyen, kişilere özel değerlendirmelerden arındırılmalı. Kentsel dönüşüm bina bazlı ve rant odaklı ele alınmamalı.”
“KÖİ projelerinde karşılaşılan farklı uygulamalar ve kamu kurumlarının yetki ve sorumluluklarının belirlenmemiş olması süreçleri zorluyor, zaman ve kaynak kaybına neden oluyor. İhale sonrası ortaya çıkan değişiklikler kamuoyunda yanlış algılamalara sebep oluyor. Bu projelerde yasal altyapı hazırlanmalı, rekabetçi ve şeff af ihale yöntemleri kullanılmalı.”
“Projelerin ödenek programı sözleşmeyle birlikte kesinlik kazanmalı, yıllık ödenek tutarlarında yaşanan belirsizlikler ve beklenmedik değişimler sona ermeli. Ödenekler gerçekçi olarak belirlenerek açıklanmalı ve hak ediş ödemeleri bildirilen program dahilinde zamanında yapılmalı.”
“Yurtdışındaki projelerde iş sağlığı ve güvenliği konularında son derece başarılı olan sektörün yurtiçinde neden daha çok kaza ve ölümle karşılaştığı analiz edilmeli. İş sağlığı ve güvenliği profesyonellerinin bağımsızlığı teminat altına alınmalı, etkin denetim mekanizması ve caydırıcı cezai yaptırımlar hayata geçirilmeli.”
Nihai tüketiciyle direkt ilişki içerisinde bulunan yapı müteahhitlerinin (yap–sat sektörü) tanımı yapılmalı, yetki ve sorumlulukları belirlenmeli. Mesleğin itibarını zedeleyen ve bu işi layıkıyla yapan profesyonelleri fazlasıyla rencide eden denetimsizliğe son verilmeli, kapasitesi yetersiz ve ayıplı iş yapanlar sektörden ayıklanmalı.”
“Yurtiçinde büyük ölçekli kamu projelerinde, yüklenicinin işverene yükümlülüklerini yerine getirememesi veya işverenin yükleniciye borcunu ödeyememesi durumunda kefilin sözleşmede öngörülen miktarı alacaklı tarafa ödeyeceğini garanti eden Kefalet Bonosu (Surety Bond) Sistemi getirilmeli.”
Sektörün talepleri ile gelişen teknoloji göz önünde bulundurularak firmalarla eğitim kurumları arasında koordinasyon sağlanmalı. Mesleki yetkinliği sertifikalandırılmış işgücü oluşturulmalı, inşaat sektörü yurtiçinde uygulanan teşvik sistemine dahil edilmeli, yurtdışı müteahhitlik hizmetlerinde Türk işgücü istihdam eden firmalara destek sağlanmalı.”
“Sınırları doğru çizilmiş kapsamlı bir teşvik sistemi getirilmeli. Yurtdışı teknik müşavirlik hizmetlerinin geliştirilmesi için mevcut sistem etkin değil. ‘Türkiye’nin hibesiyle Türk teknik müşavirlik firmalarının gerçekleştireceği projeler’ modeliyle hem müteahhitlik hizmetleri hem de inşaat malzemeleri ihracatına destek olacak yeni bir teşvik geliştirilmeli.”
“Sürdürülebilir inşaat kavramına yönelik farkındalığın sektörde ve kamu kuruluşları nezdinde artırılması, yenilenebilir enerjiye dayanan çevre dostu yapıların yaygınlaştırılması temel hedef olmalı. Yeşil bina ve verimli enerji teknolojileri kullanımı desteklenmeli.”
TMB toplantısında, TÜSİAD’ın yolsuzluk araştırmasında inşaat sektörünün birinci sırada geldiğinin hatırlatılması üzerine, yetkililer, “Şeffaflık talep ediyoruz. Üyelerimiz açısından böyle bir sorun yok. Hangi işler ve müteahhitlerin kastedildiğini bilmiyoruz” dedi. Toplantıda ayrıca önemli miktarda hakediş alacağı bulunduğu dile getirildi. Son günlerin başlıca konusu iş kazalarında, Çalışma Bakanlığı’ndan istatistikleri istediklerini belirten Mithat Yenigün, “Bunlar geldiğinde kazaların nerede olduğunu anlayacağız” dedi. Yenigün, üyelerinin pazar payı ile ilgili de şunları söyledi: “TMB, 141 inşaat firmasını temsil ediyor. Türkiye’deki yaklaşık 280 bin müteahhide karşılık, üyelerimiz yurtiçindeki inşaat taahhüt işlerinin yüzde 70’ini, Türk müteahhitlerin yurtdışındaki işlerinin ise yüzde 90’dan fazlasını gerçekleştiriyor.” Toplantıya, Başkanvekilleri Can Aynagöz, Emre Eykar ve Selim Bora ile yönetim kurulu üyeleri Deha Emral, Cahit Karakullukçu, Z. Ayşen Telemez, Kartal Usluel, Murat Üstay; Denetim Kurulu üyeleri Süreyya Yücel Özden ile Müfit Eren de katıldı.