Kopenhag’daki Sosyal Konut Kompleksinin Ortasındaki Parka Radikal Dönüşüm

Remiseparken, Kopenhag'daki sosyal konut kompleksinin ortasında bulunan yeşil alan. Alan, bölge sakinleri ve diğer Kopenhaglılar için güvenli ve çekici bir destinasyona dönüştürmek için geçtiğimiz aylarda BOGL tarafından yapılan radikal bir yenilemenin ardından yeniden açıldı.

Ana tasarım yaklaşımı, parkın mevcut niteliğini vurgulamayı ve geliştirmeyi; parkın farklı alanlarını ve faaliyetlerini birbirine bağlamayı amaçlıyor. Küçük arsa bahçeleri ve yemyeşil doğal bitkiler korunurken, parkın uzun kısmı boyunca ilerleyen düz yolun yerini canlı bir aktivite yolu almış.

Dinamik bir biçimi olan aktivite yolu, Remiseparken’in ana arteri olarak görev yapıyor. Yolun birincil amacı, parktaki farklı faaliyetler, alanlar ve doğa türleri arasında daha sağlam bir bağ oluşturmak.

Zikzaklar çizen yolun genişliği yer yer değişiyor, bazı yerlerde fiziksel aktiviteye davet ediyor veya dinlenmek ve vakit geçirmek için alanlar sunuyor. Bazı yerlerde ise parkta bulunan ağaçlara yer açmak için daralıyor…

Yerinde dökülen yol, boyalı betondan yapılmış ve üç farklı yüzeye sahip. Yolun dış kenarları, agrega taşlarının ortaya çıkmasına izin veren ve oldukça dokunsal yüzey oluşturan bir teknik ile yapılmış. Dokunsal kaldırım, görme engelli insanlar için bir rehber görevi görüyor. Yolun kenarları oturmayı keyifli kılan güzel bir terrazzo cilaya sahip.

Parkın güneybatı köşesi doğal bir manzaraya açılıyor. Burada BOGL, 20’den fazla farklı kızılağaç türü, yükseltilmiş yaya köprüsü ve küçük platoların bulunduğu bir koru kurmuş.

İklim ve biyolojik çeşitlilik üzerine özel olarak odaklanarak tasarlanmış koru, yağmur suyunun yönetiminde kilit bir rol oynuyor. Yaya köprüleri, yoğun bir yağmurdan sonra sular altında olsa bile koruyu yürümeyi ve keşfetmeyi mümkün kılıyor. Kızılağaç korusuna ek olarak, parkın batı kenarı boyunca vadide yağmur suyu toplanıyor.

Vadinin bir kısmı, hem kuru hem de ıslak toprağı idare edebilen süs otları ve uzun ömürlü büyük bir dinamik yağmur suyu yatağı olarak kurulmuş. Kızılağaç korusu ve vadideki bitkiler yüksek derecede biyolojik çeşitliliğe ve dayanıklılığa katkıda bulunuyor.