ABD merkezli tasarım ofisleri Miller Hull Partnership ve Lord Aeck Sargent birlikte Georgia Institute of Technology’de kullandığından daha fazla elektrik üreten ve daha fazla suyu geri dönüştüren son derece sürdürülebilir bir bina tasarladılar.
“Yenilikçi Sürdürülebilir Tasarım için Kendeda Binası” olarak adlandırılan proje, Atlanta’nın merkezinde bir kamu araştırma üniversitesi olan Georgia Institute of Technology’de bulunuyor.
Eğitim binası, 2018 yılında teknoloji girişimi Katerra tarafından satın alınan yerel firma Lord Aeck Sargent ile işbirliği içinde Seattle’ın Miller Hull Partnership tarafından tasarlanmış.
Proje, bir dizi sosyal ve çevresel girişimi destekleyen özel bir aile vakfı olan Kendeda Fund tarafından desteklenmiş.
Tesis kısa süre önce Seattle merkezli International Living Future Institute’ten, dünyadaki en prestijli yeşil bina sertifika programlarından biri olan Living Building Challenge kapsamında verilen sertifika ile onurlandırıldı. “Yenileyici bir bina” olarak kabul edilen tesis, enerji ve su dahil olmak üzere kullandığından daha fazla kaynak yaratacak şekilde tasarlandı.
Projenin amacı, Georgia Tech’in eğitim misyonunu desteklerken, Güneydoğu ABD’deki mimarlık, mühendislik ve inşaat endüstrisini yenileyici bina ve inovasyon ile ilerleterek dönüştürmek olmuş.
Toplam 4,366 metrekarelik alana sahip olan tesis, öğrenciler ve öğretim üyeleri için bir tasarım stüdyosu, iki büyük sınıf, birkaç laboratuvar, bir seminer odası, bir oditoryum ve ofis alanları gibi bölümlere sahip. Binanın çatısında ise arı kovanlarının da bulunduğu bir bahçe yer alıyor.
Binanın belirli alanları özel etkinlikler için halkın kullanımına açık olacak şekilde planlanmış.
Tesisi tasarlarken ekip, yerel mimariden, özellikle de ABD’in güneyinde bulunan evlerde yaygın olarak bulunan büyük verandalardan ilham almış.
Dikdörtgen planlı yapı, çelik kolonlarla desteklenen dev bir beyaz kanopi ile örtülmüş. Batı cephesinde, çatı 12 metre uzatılarak aşağıda basamaklar ve oturma yerleri olan geniş, gölgeli bir alan oluşturmuş. Dev kanopi gölgelik sağlamanın yanı sıra, elektrikte üretiyor. 900’den fazla güneş paneli, binanın enerji ihtiyaçlarını aşmaya yetecek kadar güç üreten 330 kilovatlık bir enerji oluşturuyor.
Dış cephe kaplaması için ekip, accoya ahşabı, metal, cam ve geri dönüştürülmüş duvardan oluşan bir karışım kullanmış. Temel duvarları ise betondan yapılmış.
Beton ve çeliğe kıyasla daha düşük karbon ayak izine sahip olması nedeniyle yapısal sistem için masif kereste kullanılmış.
Ekip, binanın geniş açıklıklı alanlarında çelik alt kirişlere sahip tutkalla lamine kafes kirişler kullanmış. Bu hibrit yaklaşım sayesinde bina hizmetlerinin yönlendirilmesini daha verimli hale getirilirken gereken ahşap miktarı da azaltılmış.
Yapısal zemin kaplamasında kullanılan lamine ahşap paneller inşaat sahasının dışında yapılarak vinçle yerine yerleştirilmiş. Kar amacı gütmeyen yerel bir kuruluş olan Lifecycle Building Center, keresteyi Georgia’daki film setlerinden tedarik etmiş.
Yapısal elemanlar, mekanik sistemlerle birlikte, bir öğretim aracı olarak hizmet edebilmeleri için açıkta bırakılmış.
Tesis genelinde kurtarılmış ve geri dönüştürülmüş malzemeler kullanılmış. Örneğin, binanın avlusundaki merdivenler, kesilmiş kerestelerden, tezgahlar ve banklar ise fırtınada devrilmiş ağaçlardan yapılmış.
Su geri dönüşümü de binanın sürdürülebilir tasarımının bir parçası. Yağmur suyunun toplanıp arıtıldıktan sonra lavabolarda, duşlarda ve çeşmelerde kullanılması sağlanmış.
Tesis ayrıca, içme suyu kullanımını neredeyse ortadan kaldıran kompost tuvaletler ile donatılmış bu şekilde insan atıklarının gübreye dönüştürülmesi planlanmış.
Bina kısa süre önce, enerji ve su kullanımı için net pozitif olduğunu kanıtlaması gereken bir yıllık değerlendirmenin ardından Living Building Challenge (LBC) sertifikasını kazandı.
Kendeda Binası, dünyada LBC sertifikası alan 28. ve Georgia’daki ilk bina.