“Kültür mirası” konusu “Whose Heritage?” başlıklı sempozyumla 31 Mayıs'ta Hollanda Araştırma Enstitüsü'nde (NIT) tartışıldı.
Sempozyum Fokke Gerritsen’in açılış konuşmasıyla başladı. Sonrasında söz alan Jan Rath ve Volkan Aytar sempozyumun genel temasına dair kısaca bilgi verdiler. Açılış konuşmaları kapsamında Karin Schuitema ise NIT’in yeni geliştirdiği “Tophane Araştırma Projesi” üzerine bilgi verdi. Buna göre çok çeşitli tarihsel ve sosyal katmanları birarada bulunduran ve Galata Port gibi tartışmalı projelere ev sahipliği yapan bölge için disiplinlerarası bir araştırma projesi yürüteceklerini belirtti.
İlk konuşmacı Volkan Aytar öncelikle, Türkiye’nin ekonomisinin dışa açılmasıyla, 1980’lerde İstanbul’un birçok neoliberal uygulamaya sahne olduğunu, belediyeler ve hükümetlerin şehrin altyapısı ve görünümünü değiştirerek küresel anlamda daha çekici bir hale getirmeye çalıştıklarını dile getirdi. İstanbul’un uzun bir tarihe ve egzotizme sahip olmasının yanı sıra global bir kent olduğunun da vurgulanmaya çalışıldığını belirten Aytar, bunu “Cool İstanbul” ifadesiyle irdeledi.
Ching Lin Pang ise Pekin’de yer alan İpek Pazarı’nın 1980’lerden başlayarak fiziksel ve sosyal değişimine, nasıl beş katlı bir mega alışveriş merkezine dönüşümüne, mekanda sosyal açıdan kesişim, iletişim ve tüketimin nasıl gerçekleştiğine, turistik bir yapı sergileme serüvenine değinerek bölgenin geleceğini tartıştı.
Jan Rath Amsterdam’ın tarihsel sürecini de dile getirerek nüfusun büyük bir çoğunluğunu oluşturan göçmenlerin Zeedijk, Chinatown, Balti Quarter ve Klein Türkei gibi alanlardaki, kendi kültürlerini, varolan kültürle birleştirerek kurguladıkları “etnik alışveriş merkezleri”ne konuşmasında yer verdi. Şehir yönetiminin göçmenler için politikalarına da değinen Rath, bu alanların mimari yapılarını da ele aldı.
Iris Hagemans soylulaştırılan bölgelerdeki eski sakinler açısından kamusal ve ticari alanları Melbourne-St. Kilda ve Amsterdam-Indische Buurt örnekleri üzerinden inceledi.
Ayça İnce ise İstanbul’daki gayrimenkul ve dönüşüm projelerinin dışında miras alanlarının hızlı bir “kültürel yenileme”den geçtiğini belirtti. Konuşmacı ayrıca yeni kültür politikaları doğrultusunda ortaya çıkan aktörler ve eylemleri Ayazağa Kültür Merkezi, Feshane ve Santral İstanbul projeleri üzerinden değerlendirdi.
Semra Somersan İstanbul’daki en eski yerleşmelerden birisi olan ve en azından 70-80 sene kadar toplumdan bağımsız bir kültüre sahip Romanların yaşadığı Sulukule’nin geçirdiği değişimi ve Fatih Belediyesi tarafından gerçekleştirilen yıkım/restorasyon projesine konuşmasında yer verdi.
Son olarak Özlem Ünsal Tarlabaşı’nda 2006’dan beri süregelen tartışmalı yenileme projesinin yapılı çevrede sosyal ortamda değiştirdikleri ve geleceğini konuşmasında tartıştı.