Wabi-sabi, kusurlu güzelliği bulmak anlamına gelen bir Japon felsefesidir. Wabi, doğayla bütünleşirken alçakgönüllülük ve sadelikle yaşamak anlamına gelirken; sabi, herhangi bir şeyin yaşam döngüsünü olduğu gibi kabul etme yeteneği olarak tanımlanır.
Wabi-sabi kavramının kökenleri 16. yüzyıldan beri var olan geleneksel Zen Budist kültüründen geliyor. Kişinin daima özgünlüğünü korumasını amaçlayan Japon felsefesi, bazıları için bir tasarım trendinden çok yol gösterici bir ilke.
Bu yaşam felsefesi büyük ölçüde aşırı süslemeye, müsrifliğe ve nadir malzemelerin kullanımına dayanan zamanın baskın eğilimlerine tepki olarak ortaya çıkmış. Bir Japon estetiği olarak wabi-sabi, alçakgönüllülük, sadelik ve hayatın geçiciliğinde yatan güzelliğe karşılık geldiği için modern yaşam üzerinde keskin bir etkiye sahip.
Benimsediği temel kavramlar asimetri, samimiyet ve sadelik olan wabi-sabi estetiğinde gerçek ve doğal nesnelerin kullanılmasına özel gösterilir.
Özünde dünyaya bağlanmakla ilgilenen wabi-sabi akımında doğal malzemelerin kullanımına büyük önem verilir. Doğal kilimler, tekstiller ve seramikler, kaba ve pürüzlü dokular gibi hazırlanmış ve el yapımı parçalar. Hiçbir şey çok işlenmiş veya orijinal durumundan çok uzak değildir.
Wabi-Sabi’den ilham alan bir mekan kahverengiler, griler, bejler ve biraz doğal yeşilin uyumlu dengesinden oluşur.
Bu renklerle birlikte, jüt, keten, geri kazanılmış ahşap ve kereste gibi bir dizi doğal malzeme ve boyanmamış kumaş kullanılan temel şeylerin başında gelir. Doğal kilimler, tekstiller ve seramikler de dahil olmak üzere birkaç el yapımı parça da mekanın ana dekorasyon unsurları olarak seçilmelidir.
Dünyevi ve yumuşak renkler, bir Wabi-sabi iç mekanının ana renk paletini oluşturur. Aslen bir Japon evinin duvarları toprak ve çamurdan yapılmıştır. Renkler ayrıca zaman içinde meydana gelmiş olabilecek beton, tuğla gibi çatlamış ve aşınmış yüzeylerin yıpranmasını da sergiler.
Yaygın olarak ahşap, taş, kil, elyaf vb. doğal ve kusursuz olmayan malzemelerin kullanıldığı wabi-sabi iç tasarım stili aşırı titiz ve planlı bir düzene karşıdır. Bu felsefeye göre mobilyadaki çatlaklar, zemindeki veya duvardaki kusurlar da güzelliğini yansıtmalıdır.