Şehir Konuşmaları, Friedrich Naumann Vakfı'nın desteğiyle, İstanbul Planlama Ajansı (İPA) ve İnsan Hakları Akademisi'nin (İHA) iş birliğiyle İPA Florya Kampüsü'nde yapıldı.
İstanbullular, kutuplaşmanın ötesine geçebilmek ve diyaloğu güçlendirmek için 7 Eylül 2024 tarihinde bir araya geldi; barınma ve afet hazırlığı konularını ele aldı.
Şehir Konuşmaları, Friedrich Naumann Vakfı’nın desteğiyle, İstanbul Planlama Ajansı (İPA) ve İnsan Hakları Akademisi’nin (İHA) iş birliğiyle İPA Florya Kampüsü’nde yapıldı. Etkinlikte, İstanbulluları derinden etkileyen iki önemli konu masaya yatırıldı: Barınma krizi ve şehirlerin afete karşı dayanıklılığı.
İstanbul’da barınma sorununa dair yüksek kiralar, kira artış kısıtlamalarına ilişkin ev sahiplerinin endişeleri, deprem riski nedeniyle hızla başlatılan kentsel dönüşüm projeleri ve bu projelerden etkilenenlerin barınma hakkı gibi meseleler, şehirde büyük bir tartışma alanı yaratıyor. Şehir Konuşmaları, bu tartışmaların odağında bulunan ev sahiplerinden kiracılara, öğrencilerden farklı meslek gruplarına kadar geniş bir yelpazeyi bir araya getirerek, kapsayıcı çözümler üretmeyi hedefliyor.
Afet hazırlığı ise İstanbul gibi yüksek deprem riski taşıyan bir şehirde kritik öneme sahip. Deprem endişesi nedeniyle dayanıksız evleri terk etmek isteyenler, aynı zamanda ekonomik yüklerle karşı karşıya kalıyorlar. Bu bağlamda, dayanıklı şehirler oluştururken merkezi ve yerel yönetimlerin sorumluluk paylaşımı, bireylerin yükümlülükleri gibi karmaşık meseleler gündeme geliyor. Şehir Konuşmaları’nın ikinci oturumu, farklı perspektifleri bir araya getirerek afet hazırlığı konusundaki çeşitli ihtiyaçları ve talepleri masaya yatırdı.
Etkinliğin en önemli özelliklerinden biri, katılımcıların farklı düşünceleri yapıcı bir diyalog çerçevesinde tartışma imkanı bulması oldu. Konuşmacıların sunumlarının ardından katılımcılar, ikili gruplar halinde diyalog kurmak üzere eşleştirildi. İPA ve İHA tarafından etkinlik öncesinde katılımcılara barınma ve afet hazırlığına dair sorular yöneltildi ve verilen yanıtlar üzerinden olabildiğince farklı düşüncelere sahip bireyler eşleştirildi. Bu sayede, etkinlikte farklı düşüncelere sahip katılımcılar arasında etkin dinleme ve eşit katılım ilkeleri doğrultusunda verimli diyaloglar kurulmuş oldu. Sonuç olarak, farklılıklar zenginlik olarak kabul edilip ortak sorunlara yenilikçi ve çok yönlü çözüm önerileri geliştirilmesine zemin hazırlandı.