Kuzguncuk bostanları bir zafer daha kazandı. Bostana yapılmak istenen özel okul projesi, Şehircilik Bakanlığı Tabiatı Koruma Komisyonu tarafından reddedildi. Komisyon, bostanın bulunduğu alanın mimari yapıya uygun olmadığını dile getirdi.
Kuzguncuklular, bostanı korumak için uzun süredir mücadele ediyordu.
Vakıfların elinde olan arazi için 2012 yılında özel okul projesi geliştirilip, proje imara onaylatıldı. Fakat mahallelinin itirazları sonucu, Anıtlar Kurulu bostana yapılmak istenen özel okul projesini onaylamadı. Anıtlar Kurulunun onaylamadığı özel okul projesi Ankara’da bulunan Yüksek Kurul tarafından onaylanarak, son aşamada Şehircilik Bakanlığı Tabiatı Koruma Kurulunun onayına gönderildi. Kurul ise bostanın mimari yapısının bir özel okul yapılmasına müsait olmadığını dile getirerek projeyi reddetti.
Kuzguncuklular Derneğinden Ayfer Fatma Çelik, mahalle halkı ve dernek olarak buraya yapılması planlanan projeye karşı dava açtıklarını belirtirken, davalarının “Siz taraf değilsiniz” denilerek reddedildiğini ve kararı temyize götürdüklerini anlatıyor. Çelik, verilen karar ile ilgili “Bir zafer daha kazanmış olduk” diyor.
Kuzguncuk Mahallesi Muhtarı Faik Kaptan, mahallenin ortasında yer alan bostanın ve yeşilliğin mahalle için bir nefes alma alanı olduğunu ifade ediyor. Mahallenin okul gibi bir ihtiyacının olmadığını, var olan okulların mahalledeki ihtiyacı karşıladığını aktarıyor. Kaptan, arazinin hem bostan yapısının korunması, hem de mahallelinin yararlanabileceği sosyal bir alan olarak kullanılmasını istediklerini dile getiriyor. Yine mahallede yaşayan Kuzguncuk Derneğinden Gökçe Türkmen, buraya yapı yapıldığında altyapı sisteminin bunu kaldırmayacağını dile getiriyor. Ulaşım trafiğinin bile çok fazla artacağını aktaran Türkmen, yapılacak özel okulun genelde dışarıdan ailelerin çocuklarını gönderdiği bir okul olacağını ve artan nüfusu kaldıracak bir altyapıları ve fiziki koşulları olmadığını aktarıyor.
Kuzguncuklular Gezi direnişinden sonra başlayan park forumlarını mahallelerinde de gerçekleştirerek, bostanın korunması için neler yapılabileceğini tartışıyor. Yaklaşık 40’a yakın forum düzenlendiğini anlatan mahallelilerden Songül Ayaz, bostanda kimi sanatsal ve kültürel etkinliklerinde düzenlendiğini belirtiyor. Mahalleli bostanda çalışma yürüten firma çıktıktan sonra, onlarca çuval çöpü hep beraber toplayarak bostanı temizledi. Şimdi bostanın küçük bir bölümünde toprak verimliliğini kaybetmesin diye çalışmalar da yapılıyor. Mahalle halkı her hafta forum gerçekleştirerek bostanın geleceğini tartışmaya devam ediyor.
700 yıldan fazla bir tarihe sahip olan Kuzguncuk bostanı, 1986 yılına kadar imar planlarında yeşil alan olarak yer aldı. 1986 yılında ise, imar planlarında değişiklik yapılarak alana bina yapılması için izin verildi. Vakıfların eline geçen araziye ilk bina yapma girişimi ise 1992 yılında gerçekleşti. Kuzguncuk halkı ise o tarihten beri Bostanlarını korumak için mücadele ediyor.
Kuzguncuk’ta yaşayan gazetemiz yazarı Mimar Cengiz Bektaş konuyla ilgili şunları ifade etti: Kuzguncuk tipik bir boğaz köyü. Kuzguncuk’ta eskiden köyün ortasından geçen dereyi kanalizasyon ile bağlantısı olduğu için başka yollar da olmasına rağmen kapatmışlar. Yine Kuzguncuk’ta birçok ortak kullanım alanı var ve bu alanlar herkesin yararlanabileceği eş uzaklıkta. Bu ortak kullanım alanlarından biri de bostan. Bostanlar her boğaz köyünde mutlaka yer alır ve günümüzde rant avcıları bu bostan alanlarına göz koymuş durumda. Şehircilik disiplini açısından bu bostan alanının ağaçlandırılması ve park haline getirilmesi gerekir. Bu bostana yapı yapmak hem şehircilik disiplinine aykırı hem de bizim kültürümüzü yok etmeye dönük bir girişim. Bizim bu girişime karşı mücadelemiz Kuzguncuk halkı olarak neredeyse 30 yıldır devam ediyor. Vakıflar o alanı nasıl olduysa ele geçirdi ve oradan rant elde etmeye çalışıyorlar. Biz Kuzguncuk’ta bulunan okulumuzdan memnunuz ve Kuzguncuklular olarak bostana yapılmak istenen okula karşı çıkıyoruz. Birçok yere dilekçelerimiz ve savunmalarımız ile başvurmamıza rağmen bunlar dikkate alınmadan bir kamu kuruluşunun bu tür bir girişime nasıl kalkıştığını ise anlayamıyoruz. Adeta yabancı bir ülkede el konulmak istenen bir arazi gibi davranılıyor.