Jackson Clements Burrows Architects (JCB) tarafından tasarlanan, La Trobe Üniversitesi'nin öğrenci konaklama projesi, Avustralya’nın doğusundaki Melbourne’de 624 yeni öğrenci için konaklama imkanı sağlıyor.
Bu proje, önümüzdeki 10 yıl içinde Bundoora kampüsünü “Geleceğin Üniversite Şehri”ne dönüştürme planının önemli bir parçasını oluşturuyor.
Tasarım, üniversite için önemli bir proje çünkü yüksek kaliteli konut ve çalışma alanları yaratan, öğrenci yaşamını iyileştiren ve Sports Park, Glenn College gibi komşu bölgelerle bağlantıları geliştiren genel bir masterplanın ilk yapılarından.
Çoğunluğu 1960’larda tamamlanmış mevcut konut yapıları, yeni amaca yönelik öğrenci konaklama yerlerinden beklenen konforu karşılayamıyor. Ancak Menzies ve Glenn Colleges gibi mevcut binalar, öğrencilerin keyif alabildiği bazı öğeleri barındırıyor. Her ikisi de zamanında cömert merkezi avlular etrafında kurulmuş ve yeni vaziyet planlamasında da yaklaşım olarak bu kamusal alanda özel alan sağlama kavramı benimsenmiş.
Vaziyet planı ölçeğinde bakıldığında, binalar kampüs sokak ağıyla güçlü kenar çizgileri oluşturuyor ve ortada özel bir avlu alanı sağlıyor. Binalar, alanın kuzeydoğu ve güneybatı yönlerinde uzanan kavisli ve yay şeklinde bir forma sahip. Bu radyal formlar, alanın sınırını çevreleyen ve içinde heykelsi kümeler oluşturan önceden konumlandırılmış sakız ağaçlarının etrafında yer alıyor. Her iki binanın sokak ağına erişimi olan ana kapılarının olmasının yanı sıra, yapıları birbirine bağlayan bir iç yaya patikası yardımıyla da alanın merkezi canlı ve renkli tutulmuş.
Bina oryantasyonu, tüm cephelerin güneşe erişimini dengede tutuyor ve zayıf performans göstermesi beklenen batı ve güney cephelerindeki enerji kaybı potansiyelini en aza indiriyor. Saha dışı imalat ve birleştirilmiş cephe üniteleri kullanılarak, termal olarak yüksek performanslı bir cephe çok dar bir zaman diliminde uygulanabilmiş. Katlanmış dış cephe levhaları pencerelere gölge sağlıyor ve görsel olarak tekrar eden bir renk-gölge dokusu oluşturuyor. Cephede ve iç mekanlarda kullanılan renk paleti, alanın çalıdan oluşan doğal peyzajı referans alınarak yaratılmış. Renk spektrumu, okaliptüs gövdelerinin beyazları, gümüşleri ve grilerinden, sakız yapraklarındaki yeşiller, pembeler ve kırmızılar ile kabuk çatlaklarındaki yanmış portakal renklerine doğru bir ilerleme gösteriyor.
Zemin kotta sokak kenarını harekete geçiren, ortak alanlarda kullanılan şeffaf camlı bir perde duvar ve çevre boyunca sürekli devam eden oturma alanları, öğrencileri binalara ve daha geniş sokak bağlamına katılmaya teşvik ediyor. Tek kişilik stüdyolar ile 4, 5 ve 6 yatak odalı birimler dahil olmak üzere 275 daire, çalışma alanları, öğrenci mutfakları ve geniş ortak alanlar ile destekleniyor. Merkezi bir çekirdek ile eşit yüklü iki kanat dengeleniyor ve sirkülasyon verimliliği sağlanıyor. Ayrıca öğrencilerin birbirleriyle karşılaşma ihtimallerini de artırıyor ve teşvik ediyor.
Yaklaşık 20.000 m2 brüt zemin ve çatı alanının %75’inden fazlası ve taşıyıcı duvarların, kolonların %90’ından fazlası CLT ve lamine ahşap ile inşa edilmiştir. 4500 metreküp CLT ve lamine ahşap kullanan proje, Avustralya’daki en iddialı ahşap projelerinden biri. Yangın ve akustik önlemleri alınmak şartıyla açık bırakılan ahşap kütleler, iç mekanlara sıcak bir hava katıyor. Ahşapın dokusu ve getirdiği hissiyat merkezi ortak alanlarda daha belirgin.
Bu büyük ölçekli öğrenci yaşam alanı projesi, sakinlerini geniş ölçekte “Geleceğin Üniversite Şehri” konseptine bağlayarak sıcak ve insan merkezli bir çözüm yaratıyor.