1972 yılında uydu görüntüleri elde edilmesi için kurulan Landsat, tam 40 yıldır dünyayı gözlemliyor. Eski ve yeni verilerle elde edilmiş görüntüler, kentlerdeki bazı değişiklikleri gözler önüne seriyor. Bu kentlerden birisi de İstanbul.
Tokyo, 37 milyonluk nüfusuyla dünyanın en büyük metropol bölgelerinden biri. Son 20 yıldır Tokyo’daki nüfus 7 milyondan fazla arttı. Fakat şehrin büyümesi merkeze doğru oldu. Tokyolular ya ülke dışına ya da şehir içine göç etti.
Uydu görüntülerinin ilki 1989 yılında Landsat 4’e ait. İkincisi ise 2011 yılında Landsat 5 verilerini göstermekte. Görüntüler, şehrin mesafe ve yoğunluk açısından büyüdüğünü ifade ediyor. Yeşil ile gösterilen bitki örtüsü, pembe ve mor ile gösterilen şehirleşmeye dönüşmüş durumda (Landsat 5 TM Bantları 7,4,2).
Afrika’da bulunan Burkina Faso, şehir nüfusunun 1975 ve 2000 yılları arasında yüzde 200 arttığı bir ülke. Bunun sonucu olarak, başkent Ouagadougou bu süreç içerisinde 14 kat büyüdü.
Landsat görüntüleri 1986 ve 2006 yılları arasındaki değişimi gösteriyor. Bitki örtüsü yeşil ve gri, su mavi, şehir alanları pembe ve mor ile gösterilmekte. 2006’daki Landsat 7 görüntüsü, şehir merkezinin tüm yönlere doğru yayıldığını ifade ediyor.
Geçtiğimiz on yılda Şikago nüfusu yüzde yetmiş oranda azalıyor görünürken, şehir merkezindeki nüfus yogunluğu arttı.
Landsat yıllar boyu Las Vegas’ın sıradışı değişimini gözlemledi. 1984 ve 2011 yıllarına ait görüntüler, bu değişimi gösteriyor. Koyu mor girdler yolları, yeşil renk sulak bitki örtüsünü ifade etmekte. Bu görüntüler elektromagnetik spektrumun kızılötesi, yakın kızılötesi ve yeşil kısmından yansıyan ışınları algılayan bantlarla oluşturulmuş durumda (Landsat 5 TM Bantları 7,4,2).
1985 ve 2009 yılları arası, Tahran nüfusu sadece 6 milyondan 7 milyona çıktı. Şehrin nüfusu ülkenin diğer bölümlerine göç etti. Merkezdeki kamu sektörü meslekleri dolayısıyla Tahran evleri, İran endüstrisinin yarısından daha fazla.
Uydu görüntüleri, geçtiğimiz 25 yılda Chandler, Arizona bölgesinde tarım alanlarının zamanla yol alanlarına dönüştüğünü gösteriyor. 2011 Landsat 5 verilerine göre mavi gri gridler yolları gösteriyor ve arttıkları görülüyor. Bölgede ekonomi tarımdan tekstil ve elektroniğe geçiş yapmış durumda. Nüfus ise 1980 ve 2010 yılları arasında 30,000’den 236,000’e çıktı.
Görüntülerde kırmızı renk bitki örtüsünü, gri renk şehir alanlarını, siyah renk ise su alanlarını gösteriyor.
1975 ve 2011 yılları arası İstanbul nüfusu 2 milyondan 13 milyona çıktı ve şehirde çok büyük bir yayılma oldu. Landsat 5 görüntüleri şehrin marmara denizi ve boğaz boyunca büyüdüğünü gösteriyor.
Bölgede çiftçiliğe dayanan ekonomi, şehrin 1960’lara kadar büyümesini sağladı. Daha sonra ise depolama ve lojistik şehrin endüstrisini oluşturdu ve 2010’da nüfus 160,000’i aştı.
1985 ve 2010 yılları Landsat görüntüleri şehrin büyüme hızını gözler önüne seriyor. Bitki örtüsü yeşil ve kahverengi ile, şehir alanları ise gri ve beyazla gösteriliyor.
2000 yılındaki Landsat 7 görüntüsünde bölge geneli çöl olarak görülüyor. 2010 yılındaki görüntü ise büyük bir değişimi göstermekte. Sahilde sonradan yapılmış adalar söz konusu. Dubai’nin bu denli değişime uğraması turizm, ticaret ve petrolün ürünü.
Şili’nin başkenti Santiago, dünyanın en hızlı büyüyen şehri. Şili ise Güney Amerika’nın ihracat ve turizm pazarı lokomotifliğindeki 5. büyük ekonomisi.
1985 ve 2010 yıllarına ait Landsat 5 görüntüleri şehrin geçirdiği değişimi gösteriyor. Görüntüler kızılötesi ve görünen ışınlarla üretilmiş durumda (Landsat bantları 4,3,2). Bu sebeple bitki örtüsü kırmızı renkli görünüyor. Şehir alanları ise koyu gümüş renkle ifade ediliyor.
1979 yılında Çin, iki önemli ekonomik zonunu İnci Nehri Deltası civarında ve Hong Kong’un kuzeyinde kuruldu. İlk görüntü İnci Nehri Deltası’nda kurulduğu zamana ait. 2003 yılına ait Landsat 7 görüntüsü ise nehir civarında bulunan şehirlerdeki gelişmeyi gösteriyor.
5 yorum
Arkitera’nın araştırıp benimde yakından takip ettiğim bu gibi konuları haber yapması çok güzel ama bu resimler NASA nın websayfasında özel bir slider kullanarak karşılaştırma imkanı veriyor. Arkitera’nın direk link vermediğini farkettim haberlere, sadece kaynağın ismini yazmak yetmiyor bence. Haberin alındığı sayfaya direk bir link konulmalı, alıntı yapacaksanız bunu kitabına göre yapmalısınız. Belki insanları arayıp bulmaya teşvik etmek istiyorsunuzdur, ama etkisi çoğunukla yüzeysel bilgiyle yetinen insanlar oluyor.
Haberin kaynak linkini sitenizin politikalarına müdahale etmemek adına vermiyorum ama bunu siz yapmalısınız.
Tabii haklısınız belki eklemekte fayda var. Ama inanın ki bunun altında yatan sebep “herkes kendisi arayın bulsun değil” belli ki yerleşmiş bir alışkanlık.
Madem konu açılmışken bunu da yazayım. Biz bu haberleri öncesinde bulmak (tamam bazen bulmakla da uğraşmıyoruz), sonrasında çevirmek için ciddi bir emek harcıyoruz. Daha sonra da bu haberleri alıp kendi sitelerine koyan, üstüne kaynak da belirtmeyen pek çok büyük büyük yayın kurumları var.
Bunlara ne yapmalı?
Ek: Sitemizin politikasında link vermemek diye bir şey yok. Linki verin siz de katkı sağlamış olun.
Haklısınız, iyi bir çevirinin değeri paha biçilemez. Medya etiği konusunda yetkin değilim ama hepimiz emek sarfedilen konularla ilgili hassas olmalıyız. Bunu sanırım bazı yasalarla da güçlendirmek lazım, başka şekilde o medeni düzeye ulaşmamıza çok var. Özellikle de internetle ilgili dünyada bile bu çok oturmuş değil.
Haberin kaynağı: http://rktr.co/QreQuT
Las Vegas’ın gelişimi çok net okunuyor mesela. İstanbul’un karşılaştırması ise biraz zor okunuyor.
Medya etiği konusunda benim de bir yetkinliğim yok kaldı ki internet yayıncılığı yapıyoruz. Belirli bir kuralı, mesneti, etiği yok.
İnternette koyduğunuz yazının, resmin çoğalıp başka noktalara ulaşacağı kesin. Bu konuda kesin yargılarınız varsa kaçınmanız gerekiyor.
Paylaşılmasına artık engel olamıyoruz ama en azından kaynak, yazan, çeviren mutlaka belirtilmeli diye düşünüyorum.