Lever House’un Renovasyonu Tamamlandı

Lever House’un Renovasyonu Tamamlandı

1952 yılında ilk yapıldığı tarihten itibaren bir ikon olarak benimsenen Lever House’un restorasyon ve renovasyon çalışması SOM tarafından yapıldı.

Fotoğraflar: Lucas Blair Simpson

Proje tamamlandığında Reyner Banham yapıdan “bir çağın mimari ifadesini, çağın doğduğu an gibi ortaya koyuyor” diye bahsetmiş. O dönemden bu yana, ikonik yapı 70 yıldan uzun süredir SOM’un gözetimi altında ve sektörde benzeri görülmemiş seviyede bir bağlılık örneği.

İlk büyük renovasyon 2001 yılında SOM’un cephe restorasyonu ile gerçekleşmiş ve yaklaşık yirmi yıl sonra proje yeniden canlandırılmış ve ikonik yapı için koruma çalışması başlatılmış. Bu süreçte lobi, plazanın bodrum katı ve binadaki tüm modern yapı sistemleri; restore edilirken en baştan hayal edilerek yenilenmiş.

Binanın üçüncü katı ve 1.400 metrekarelik teraslar, iç ve dış mekan için konuk süiti olarak kurgulanan Lever Club’a dönüştürülmüş. İç mekan tasarımlarını Marmol Radziner üstlenmiş, hizmet kısmı ise Sant Ambroeus Hospitality Group tarafından yönetilmiş.

İşçilik ve detaylara verilen üstün dikkatle SOM yapının tüm bölümlerini eski görkemine kavuşturmuş. Bunlara ek olarak enerji verimliliği sağlayan -yapının enerji performansını artırırken, tavan yüksekliğini maksimuma taşıyan- DOAS sistemi de dahil olmak üzere altyapısal yenilikler de sağlanmış. Integrated Conservation Resources ile işbirliği içinde yapılan bir dizi hamleyle ikonik yapının 1952’deki orijinal görünümü de yenilenmiş.

Modernist yapının korunmasında, malzeme bilimi ve özenli işçiliğin birleşimi ile orijinal estetik yakalanmış. Yürütülen çalışma süresince, kaldırım taşı ve agrega karışımını kalibre etmekten cam mozaiklerin diş fırçası ile temizlenmesine varana kadar, bu mimari hazineye duyulan kolaboratif hayranlığı ortaya koymak kaygısı güdülmüş.

Ana açıklık ve çevresine, TM Light ile işbirliği içerisinde; enerji dostu, uzun ömürlü LED ışıklar uygulanmış. Plaza alanı, Lever House’un dışındaki orijinal kaldırıma uyumlu şekilde dökme beton ile yenilenmiş. Sudan zarar gören tavan, yeni ve daha yüksek bir sıva uygulamasıyla değiştirilmiş. Siyah Champlain mermerinin yanı sıra arazi boyunca uzanan paslanmaz çelik kaplama kolonlar da onarılmış.

SOM, lobi ve iç mekan boyunca sayısız rafine yenilik eklemiş, bu sayede mekana girerkenki deneyimi üst düzeye taşımış. Orijinal terrazzo döşeme, eski parlaklığına ulaşıncaya kadar onarılmış. Asansörün kapısındaki cam mozaik duvar, temizlenip onarılmış, parlak tavana ise onarımın yanı sıra ışık miktarını ve enerji verimliliğini artıracak aydınlatma sistemi entegre edilmiş. SOM ayrıca yapının orijinal taş ocağı kaynaklarını tespit ederek tasarım ekibinin; asansör kabinindeki ve yeni mülk sahibi girişindeki bitimleri genişletebilmesini sağlamış. Lobideki mobilyalar Marmol Radziner tarafından yerleştirilmiş; Ellsworth Kelly imzasını taşıyan heykeller ise zemin kattaki açık plazaya kadar uzanıyor.

Yenilikler üst katlarda da devam ediyor ancak en büyük değişim peyzaj tasarımında uygulanmış. Tanınmış peyzaj mimarlığı firması Reed Hildebrand, yapının karşısındaki alanın peyzaj tasarımını üstlenmiş. Plaza ve lobi seviyesindeki çiçeklikten üçüncü kattaki terasa kadar Lever House’un yıllar içinde fazlaca değişen peyzajı; şu anda huş ağacı örtüsü ve yerel bitki örtüsünde seçmelerden oluşuyor. Terasın çevresinde ise Park Avenue manzarasını çerçeveleyen yeni çalılıklar, çiçekler ve uzun ömürlü bitkiler bulunuyor.

Etiketler

Bir yanıt yazın