Alsancak Limanı'nda en az son on yıldır sürekli yaşanan kayıpları yazan bir gazeteci olarak, 2011'den bu yana yapılanlar hayli şaşırtıcı geliyor.
Başarısız özelleştirme kabusu yaşanan limanda şimdi; her yanda ayrı bir çalışma var.
İşini severek yapan, alanında uzman bürokratlardan İzmir Liman Müdürü Turan Yalçın, “Dilek Hanım, limana 1995’ten beri tek çivi çakamamıştık, yatırımların hızına bazen biz de şaşırıyoruz.” diyor. Liman için 2011 yılı tam anlamıyla yatırım yılı oldu. Liman kruvaziyer/yolcu ve yük bölümü olarak ikiye ayrıldı. Kruvaziyer için bölgede yepyeni değişiklikleri de içeren proje hazırlandı, bu projenin imar planı değişiklikleri de onaylandı.
Mart ayında proje ihale edilecek. Yük kısmında 300 milyon dolarlık iyileştirme yatırımları sürüyor. Bunun ardından diğer kısımda kalan yaklaşık 500 bin metrekarelik bölümün de tahmini 2015’te özelleştirilmesi planlanıyor.
Kruvaziyer liman için hazırlanan proje aynı zamanda Alsancak Garı ve liman bölgesini de değiştirecek. Bu değişim projesini Özelleştirme İdaresi, kentteki ilgilileri de dinleyerek hazırladı. İzmir’in bir bölümünü değişterecek proje Ankara’da planlanırken, üzerinde sürekli değişiklikler yapıldı.
Taslak projelerin son hali kesinleştikten birkaç gün sonra İzmir Liman Müdürlüğü’ne geldi, ben de öyle…
İhaleyi alan şirket kamu binaları da yapacak
Projenin ihale edilecek son hali; genel hatlarıyla şöyle;
Ön tarafta beş geminin aynı anda gerçekleşeceği 2 adet iskele yapılırken, silolar yıkılacak. Siloların olduğu yere otel ve onun karşısına alışveriş merkezi yapılacak. Şimdiki liman bölge müdürlüğünün olduğu yerde, ‘Resmi Kurum alanı’ içerisinde DLH binası, Liman Genel Müdürlük binası ile karantina binası olmak üzere 3 ayrı binayı yapma şartı getiriliyor. Özel otopark ve otobüs peronları yapılıyor.
Ayrıca sözkonusu alanda trafik yer altına alınırken, ileride İZBAN’ın bir hattı kruvaziyer limana kadar ulaştırılması planlanıyor.
130 bin metrekarelik alan alışveriş merkezi ve yaya yollarıyla yepyeni bir görünüme kavuşacak. Alışveriş merkezi beş katlı olarak planlanmış durumda. O bölgede bu proje ilk bakışta güzel görünüyor. Ancak sonradan başka sıkıntılar doğar mı, zamanla ortaya çıkacak. Şahsen kapalı bir alışveriş merkezi yerine bölgede, ‘Smirna’ havası verilmiş liman cafe, restoranlar ve sanat merkezlerini tercih ederdim. Tabii milyonlarca dolarlık yatırım yapacak şirket benim gibi düşünmeyecektir. İçerisinde otel ve alışveriş merkezini de olan kruvaziyer limanı işletecek adayların epey güçlü olması gerekiyor.
Sonuçta İzmir’i, yaklaşık iki ay sonra Türkiye’nin ve hatta dünyanın sayılı gruplarının yarışacağı bir ihale bekliyor.
Bir stratejistin ardından…
Yaklaşık sekiz ay önce şöyle bir yazı yazdım.
Şimdilerde ‘Ergenekon’, ‘şifreli sansasyon’, ‘belediyeli operasyon’larla yatıp kalkar olduk. Peki hangi gelişmeler bizi mutlu edecek?.. Neyse ki İzmir’de ESBAŞ üst üste yatırım alıyor. Çünkü Ege Serbest Bölgesi’ni (ESBAŞ) kuran Kaya Tuncer’in son strateji de başarılı oldu. Yaklaşık 6-7 yıl önce serbest bölgelerin imtiyazları tırpanladı, ESBAŞ yeni yatırım alamamaya başladı. Yetmedi, Tuncer kanserin en zor türlerinden birine yakalandı. Tuncer iki mücadelesini de bırakmadı. Havacılık ve savunma sanayinde off shore anlaşmalarındaki boşluğu keşfetti. Hedef firmaları yurtdışındaki merkezlerinde ziyaret etti. Evet, güzel sonuçlar zor mücadelelerle geliyor.
Yazı yaklaşık böyle. Tuncer’in nasıl bir stratejist olduğuna dair gözlemimi yazmıştım. Büyük bir çiçek göndermiş, üzerine ‘beni en çok anılmak istediğim yönümle anlaşmışsınız’ diye yazmıştı. ‘Anılmak kelimesi size uymuyor, siz daha çok yatırım yaparsınız’ demiştim. Ama durumunun farkındaydı. Sanırım, yakından tanıyanlar benim gibi düşünüyorlardır.
Sevgili Kaya Tuncer, herşeyden önce, kolay bulunmaz bir ‘startejist’ti, nur içinde yatsın…