Mimar Boğaçhan Dündaralp'in, Kırklareli Üniversitesi Lüleburgaz Meslek Yüksek Okulu inşaatı üzerine, blogunda yayınladığı yazısı.
Kırklareli Üniversitesi Lüleburgaz Meslek Yüksek Okulu, iki eğitim yapısından oluşan, belirli bir plana göre büyümeyen, çok büyük bir araziye sahip olduğu halde bir kampüs planına sahip olmayan bir yerleşke. Hatta bu ek yapının projelendirildiği zaman diliminde tek bina bulunduğu ve yapının uygulamaya geçme sürecine kadar hiç bir yerleşim planına uymayan ikinci binanın da bir “tip okul binası” olarak mevcut alana profesyonel bir planlama olmadan yerleştirildiği bir alan.
Kampüste tek bina varken binanın ihtiyaçlarına göre ve araziye yerleşimine göre planlan bu sosyal yapı; kafeterya, yemekhane ve iki adet çok amaçlı amfiye sahip olacak yapının tüm mekanları çok amaçlı etkinliklere olanak sağlayacak biçimde tasarlandı. Ancak, uygulanmaya başlanacağı zaman yeni bitirilmiş ikinci okul yapısının varlığı gözardı edilemeyeceği için konumu yeniden sorgulandı ve alan içinde en uygun konum, yeniden araştırılarak yapımına başlandı.
Konumlanmasında seçilen temel kriterler; iki eğitim yapısına nasıl hizmet edeceği, oradaki sosyal yaşantıyı nasıl çoğaltabileceği oldu. Ufku olabildiğince açık her mevsimde farklı bir manzaraya sahip doğal peyzajına bakan oturma alanları ve terasları olan bu yapı; farklı mevsimlere göre açık ve kapalı olarak pek çok etkinliğe olanak sağlayarak; kampüse yapılacak bundan sonraki yapılar için de bir referans noktası olmayı hedeflemektedir.
Yapım aşamasında üst katının imalatlarına geçilen bu yapının; belki de en önemli özelliği aynı yapı olmasına karşın katların birbirinden bağımsız olması, üst katlardaki amfiler ve teraslarına dış mekandan ulaşılmaları, sanki iki bina üst üste konmuş gibi… Bu özellik kalabalık kullanımları ve kampüsteki açık alanda yer alan sosyal kullanımları arttıracak; yapının daha çok kişi tarafından kullanılmasına olanak sağlayacaktır. Gerektiğinde hem aktiviteleri ve kalabalıkları ayırmak, gerektiğinde de bir arada olmalarını sağlayacak basit, mekansal bir kullanım sağlanmış olmaktadır.
Kamusal ve yoğun kullanıma sahip bir yapı olması nedeniyle kaplamasız, sıva-boya ve bakım gerektirmeyen malzemeler kullanılmıştır. Modüler ve prefabrik sistemlerele üretilen, tüm tesisatların kaplama ardına gizlenmeden açıkta olacağı bu yapı kampüsteki diğer iki yapının aksine sadece fonksiyonel işlevleri karşılamak hedefli olmayan bir eğitim yapısının peşine düşmektedir.
Burada da mimarlık devreye girmekte; sadece bina olmayı değil, mekanları, kullanımları, imkan verdiği sosyal ilişkileri, aurası, hissettirdikleri, düşündükleri ile bir bütün olmayı devreye sokmaktadır. Basit bir yapı olmasına rağmen her noktası düşünülmüş bir çaba olarak yüklenicisinin elinde ne kadar görünür olacak merakla beklemekteyiz.
Boğaçhan Dündaralp’in yazılarını http://bogachandundaralp.wordpress.com adresinden takip edebilirsiniz.