Makbul ve Maktul İbrahim Paşa Sarayı’nın Bilmeceleri

Prof.Dr. Nurhan Atasoy, İstanbul Araştırmaları Enstitüsü tarafından düzenlenen İstanbul Konferansları kapsamında Pera Müzesi Oditoryumu'nda "Makbul ve Maktul İbrahim Paşa Sarayı'nın Bilmeceleri" başlıklı bir konuşma gerçekleştirdi.

Konuşma öncesinde, Prof. Dr. Baha Tanman “şöhreti sınırlarımızı aşmış bir bilim insanı” olarak sahneye davet ettiği Atasoy’un görsel arşivini İstanbul Araştırmaları Enstitüsü’ne bağışladığını belirtti ve teşekkürlerini sundu.

Atasoy, konuşmasına, 50 yıl önce İbrahim Paşa Sarayı’nı oldukça detaylı şekilde çalışmaya başlamasının çıkış noktasının kendi hazırladığı doktora tezi olduğunu, “Surname” üzerinden yürüttüğü bu çalışmalar esnasında minyatürlerde dikkatini çeken İbrahim Paşa Sarayı’na tezinde yer vermesinin ardından, bir hocasının “İbrahim paşa Sarayı’na az değinmişsin” demesiyle başlayan çalışmanın, kitap yazmaya kadar erişmesini anlatarak başladı. İbrahim Paşa’dan ise şu şekilde söz etti: “İbrahim Paşa bir diziyle mi meşhur oldu? Sinirleniyorum. İbrahim Paşa büyük hizmetler yapmış bir kişi. Osmanlı kültürünün nasıl bir karışımla oluştuğunu da gösterir. Müzik bilgisi çok ileridir. Çok kültürlü ve mükemmel bir eğitim verilmiş bir devşirmedir. Onunla arkadaş olması padişaha da çok şey katmıştır.”

Konuşmasına çeşitli fotoğraflar ve minyatürler üzerinden sarayın geçmişi ve bugününü anlatarak devam eden Atasoy, bugün Türk-İslam eserleri müzesi olarak kısmen ayakta olan saray ile ilgili en erken belgeyi de göstererek, 1521 tarihli bu belgeye göre Kanuni Sultan Süleyman’ın, o dönemde henüz “Ağa” olan İbrahim Paşa’ya hediye etmek üzere bu sarayın inşa edilmesini istediğini belirtti. Vaziyet planı, fotoğraflar ve minyatürler üzerinden sarayın genel özelliklerine değinen Atasoy, Matrakçı Nasuh’un eserlerindeki tasvirlerin sarayı anlamak açısından önemini vurguladı. Minyatür ve eski fotoğraflar üzerinden izini sürdüğü bilgilere saha araştırmaları sonucunda nasıl ulaştığını anlatan Atasoy, kendi çektiği fotoğraflar ile bu bulguları da aktardı.  

Atasoy konuşmasının son bölümünde, sarayın günümüzdeki durumuna nasıl geldiğinden bahsetti. 1950’lerde sarayın tahribatına neden olan arkeolog ve mimarlara değinerek “Her devirde milli kültürümüzden bir şeyleri kaybettik” yorumunu yaptı. Rüstem Duyuran, Aziz Ogan, Albert Gabriel gibi arkeologların nezaretinde gerçekleşen Hipodrom kazıları ve Sedad Hakkı Eldem’in yaptığı Adalet Sarayı inşaatı nedeniyle İbrahim Paşa Sarayı’nın feda edildiğinin altını çizerek konuşmasını tamamladı.

Soru-cevap bölümünde, izleyiciler arasından bir kişinin “Albert Gabriel gibi arkeologlar için ‘yıktılar’ diyorsunuz, destek verdikleri yorumunu bir fotoğraf üzerinden nasıl yapıyorsunuz?” şeklinde bir soru yöneltmesi üzerine, Atasoy, bu yıkım sırasında duran bu kişilerin, yıkıma nezaret ettiklerini, bunu gösteren çok sayıda fotoğraf olduğunu, bu kazılar yapılırken Osmanlı eserlerini korumadıklarını belirterek; “Onları kötülemek için değil, hataların nelere mal olduğunu göstermek için söylüyorum. Bu hatalar artık tekrarlanmasın.” dedi.

Etiketler

Bir yanıt yazın