Manhattan bu günlerde, 1811'de çizilen grid planının 200. yaşını kutluyor.
Hayal etmesi güç olsa da New York bundan 200 yıl önce yazları ve hafta sonları “kaçılan” bir sayfiye yeriydi. Yaklaşık 10.000 kişinin yaşadığı, tarım yapılan, bugün kentin çepheri konumundaki Long Island’da yaşayanların yazları geldiği küçük bir kasabaydı… Taaki New York Sokak Komisyonu Sekreteri ve Mühendis Şefi John Randall, 1806’da New York için plan yapmakla görevlendirilene kadar.
1777 New York Planı
John Randall ve arkadaşlarının 22 Mart 1811’de onaylanan “The Commissioners’ Plan of 1811” çalışması ile bu küçük yerleşme, şimdi dünyanın merkezi konumda ve halen grid sistemi ile mekansal tartışmaların odağında bulunuyor.
Randall’dan, arsa stoğunu arttıracak fakat hava sirkülasyonunu rahat bırakacak bir plan istenmişti. O da modernizasyonun mekansal yansımasını grid sistemde gören Hippodamosdan etkilenerek, 1811’de, 12 ana cadde ve 155 çapraz sokak ile orijinal Newyork Grid’ini oluşturdu. Yaklaşık 2.000 eşit yapı adasının 90 derecelik açılar ile yanyana geldiği planda, yapı adalarında 200 adımlık cepheler yaratılarak, artacak yoğunluğun algılanabilir bir sürdürülebilirliğin sağlanmasını, hem de yayalar için uygun bir yürüyüş mesafesi olmasını amaçlamıştı. Böylece, yürünebilir ama hareketli bir kentsel mekan hedeflenmişti. Mahalle kavramı yoktu. Randall Lineer blok düzenlerini arzuluyordu. Planda ayrıca toplam 200 hektarlık askeri alan ve pazar alanı bulunuyordu.
1811 Onaylı Commissioners Map
Fakat bu plan çalışması herkes için sevindirici olmamıştı. Bugünki Houston Caddesi’nden Greenwich Bölgesi’ne kadar olan çalışma, mevcut yerleşmelerin olduğu alandı ve planlama alanına giren yaklaşık 1.865 yapı bulunmaktaydı. Komisyon, 1.144 evin yıkılmasına, mülk sahiplerinin ise, dilerlerse, planlama alanının bir bölgesinden başka bir mülk ya da vergi indirimi alabilmelerine karar verdi. Bu yine de çoğu kesimi tatmin etmedi. Mevcut dokuyu ve topoğrafyayı hiçe saydıklarına yönelik eleştiriler almaya devam ettiler. Adı “Lenapa” dilinde tepelerin adası anlamına gelen “Manhattan”, mevcut doku yok sayılarak planlanıyordu. Dönemin Harper’s Bazaar Dergisi plan ile ilgili, “Ellerine bir cetvel aldılar ve zaten doğru açılarda ve doğru akslarda olan bir yeri yeniden tasarladılar” diye yazdı. Hatta evi yıkılan bir arazi sahibinin açtığı dava ile Randall bir süre, tutuklu bile kaldı. Fakat tüm bunlar çalışmaların sürmesine engel olmadı. Sonuç olarak evlerin %40’ı yıkılmıştı.
2. Caddeden 42. Caddeye Bakış, Yol Yapım Çalışmaları 1861
Yol Yapım Çalışmaları 1890
Herkesin sorguladığı bir başka nokta ise, tüm adanın bir anda şehre dönüşmemiş olmasıydı. Yeni plan yine tüm adayı planlama sınırlarında kentsel alan olarak göstermemişti. Bu bazılarında, Çin’den gelecek nüfusa ayrılmış alan olarak spekülatif söylentilere yol açtı. Ama Randall ve ekibi bu alanın gelişeceğini de biliyor, yaklaşık bugünki 2.000 hektarı kaplayan gelişime referans veriyordu. Kartezyen koordinat sistem Grid, eleştirildiği gibi katı değil, esnek bir plandı. Bu planda Central Park yoktu fakat nüfusu arttıkça 1853’de Central Park ve daha sonra Lincoln Merkezi gibi büyük bloklar eklemlenerek kent büyüyordu .
Central Park Haritası 1875
Plan tabi büyük spekülasyonlara ve rantsal gelişmelere sebep oldu. Arazi fiyatları 1842’den 1860’a kadar olan dönemde 2 katına çıktı. Politikacılar kazançlı çıkanların başında geldi. Dönem mekansal değişim sürecindeki tüm toplumsal dönüşümün sancılarını da gösteriyordu.
Bugün ise New York, toplamda yaklaşık 8,5 milyon, Manhattan’da yaklaşık 1,6 milyon kişilik nüfusa sahip, fakat milyonlarca insanın gelip geçtiği, dünyanın merkezinde bulunan bir kent.
Mekansal anlamda, grid sistemin kent yaşamındaki yerine bakacak olursak, New Yorkluların grid sistemi sevmelerinin belli başlı bazı sebepleride mevcut. Örneğin “Manhattanhenge” denilen, gün batımında ve doğuşunda yılda 4 defa güneşin tam olarak caddelerin ortasında görünmesi ve mükemmel perpektifler yaratması, gird sistemin en sevdikleri özelliklerinden.
Manhattanage
Bir diğer sevilen özelliği turistlerin yollarını kolay bulabildiklerine inanmaları. Fakat herşeyden önce grid sistemin kendilerine has olduğuna ve bu şehri New York yaptığına düşünmeleri.
New York Gridi
Planın 200. yıldönümünde kentin birçok yerinde kutlamalar, davetler düzenlendi, gelişimin tarihsel süreç olarak gözlemlenebileceği “Mapping the Cityscape” gibi bir çok sergi açıldı. New York 200. yaşını görkemli ve adını yakışır bir şekilde kutladı.