Masallardan İlham Alan Hans Christian Andersen Müzesi

Japon mimarlık ofisi Kengo Kuma & Associates tarafından Danimarka'nın Odense kentinde tasarlanan, Hans Christian Andersen'in çalışmalarına adanmış müze, labirenti andıran sarmal çitlerle çevrelenmiş bir dizi yeşil çatılı ahşap pavyondan oluşuyor.

Yazarın 211. doğum gününe denk gelecek şekilde 2016 yılında duyurulan yeni müze binası, masal yazarının, 1908’den beri H.C. Andersen Evi müzesine ev sahipliği yapan doğduğu yerdeki sarı binaların arkasına yerleştirilmiş.

Odense’nin tarihi bölgesinin üçgen çatılı evlerini taklit eden ahşap çerçeveli giriş, müzenin Haziran sonunda açılışı yapılan 5.600 metrekarelik yeşil alanına açılıyor.

Yapı, sadece Andersen’ın yaşamının ve eserlerinin tarihini anlatmak için değil, aynı zamanda onların “şaşırtıcı, hayali ve büyülü maceracı” duygularını somutlaştırmak için tasarlanmış.

Andersen’ın bir ağacın yeraltındaki dünyasını gözler önüne serdiği Tinderbox (Sihirli Çakmak) adlı hikayesinden esinlenerek tasarlanan bir kafe, çocuk stüdyosu ve yerin üstünde giriş fuayesini barındıran üç ahşap pavyon, sarmal bir yeraltı sergi alanı ağına yol açmış.

“Mimari tasarımın arkasındaki fikir, Andersen’in küçük bir dünyanın aniden daha büyük bir evrene genişlemesi metoduna benziyordu.”

Bu yeraltı mekanlarında mimari, bir dizi interaktif sergi aracılığıyla ziyaretçileri Andersen’in masallarının dünyasına çekmek için ses, ışık ve görsellerin “tam bir sanatsal deneyimi” ile birleştirilmiş. Odense Kent Müzeleri başkanı Torben Grøngaard Jeppesen, müzedeki yaklaşımı şöyle aktarıyor:

“[Masallar] herkesin bildiği şeylerdir… Buradaki ana fikir, hikayeleri yeniden anlatmak değil, daha çok aşinalıklarını aktarmak ve Andersen’in daha fazla okunmasına ilham vermek.”

Danimarkalı peyzaj mimarları MASU Planning ile ortaklaşa geliştirilen peyzaj, aşağıdaki sergi alanlarının ana hatlarını çizen, ağaçlar ve heykellerle vurgulanmış bir patika ağıyla birbirine bağlanan bir dizi kavisli çitle tanımlanıyor. Ofis tarafından “gerçek dünyadan masal dünyasına geçitler” olarak tanımlanan bahçenin ortasındaki ağaçlarla dolu batık bir avlu ve bahçelerdeki cam havuz, alttaki sergi alanlarına görüş sağlıyor.

Kengo Kuma & Associates’in açıklamasına göre ladin çerçeve ile inşa edilmiş ve ince karaçam kirişlerinden oluşan bir ızgara ile kaplanmış pavyon yapıları, Andersen’in Odense’deki yarı ahşap çocukluk evinin yapısını yansıtmak ve yapıların bahçeyle uyumuna olanak sağlamak üzere tasarlanmış.

“Mimari yapı, doğal ışık gerektiren programlara indirgendi – yer üstündeki hacimleri, bahçedeki çitler, ağaçlar ve yeşillikler arasında yüzen küçük pavyonların ölçeğine göre azaltıldı.”

İçeride, ahşap yapı açıkta bırakılmış ve her bir pavyona bir ağaç gölgesinin altında olma hissini uyandırmak amacıyla radyal kirişlerden oluşan bir tavan verilmiş. Dışarıda kepçe ile boşaltılan çatılar, yeşil çatılar oluşturmak için bitkilerle doldurulmuş.

Buna karşılık, yer altı yapısının betonu büyük ölçüde açıkta bırakılmış; tavan pencereleri ve asma kat pencereleri, yukarıdaki bahçelere manzara sağlamış ve sergi alanlarında aydınlık ve karanlık tezat alanlar yaratmış.

Şu an yapım aşamasında olan binanın Kasım ayında tamamlanması planlanıyor.

Etiketler

Bir yanıt yazın