Steven Holl Architects, Helsinki’de, bahçeyi çerçeveleyen ve manzarayı en üst düzeye çıkaran kıvrımlı bir formda tasarladığı “Meander Housing” projesini tamamladı.
Steven Holl Architects’in yerel mimarlık ofisi ARK-house Arkkitehdit ve gayrimenkul geliştiricisi Newil&Bau’nun birlikte tamamladığı 7.500 metrekarelik proje, betonarme strüktür, ahşap ve cam dış cepheye sahip 115 benzersiz daireden oluşuyor.
Projenin ismine de ilham kaynağı olan 180 metre uzunluğundaki binanın formu, Steven Holl Architects tarafından, bahçelerin etrafında dolaşan bir nehir gibi tasarlandı.
115 dairenin yanında projede bir şarap mahzeni, SPA, 12 kişilik sinema salonu, yoga stüdyosu, ortak etkinlik alanları ve çalışma alanları bulunuyor.
Steven Holl Architects, Meander Housing projesini uluslararası bir yarışma sonucu tasarladı.
Binanın açık dış mekanları çerçeveleyen kıvrımlı planı, kullanıcıların tüm gün güneşten faydalanabilmelerini sağlıyor.
Daireler sekiz kat boyunca yayılmış ve üç farklı lobi üzerinden erişilebilir durumda. Dış cepheyi kaplayan camlar, doğal ışığın her yere ulaşmasını sağlıyor.
Projenin en yüksek noktası 28,5 metre olup, en küçük dairenin alanı 22,5 metrekare ve en büyük daire 218,5 metrekare.
Steven Holl, “Meander Housing, ilgilenilen alanın, sınırlı bir arsa içerisinde yer alması nedeniyle mekanı şekillendiren dolambaçlı bir form fikrini savunduğumuz 17 yıl önce kazandığımız bir yarışma sonucu inşa edildi,” dedi.
Ortak kullanım için bulunan Tesla ve Pelago bisikletleri, bisiklet bakım alanı ve yemek teslimatları için depolama alanı da projenin ortak paylaşım mekanları arasında.
Mimarlık ofisi ayrıca köpekler için su içme alanı, kapı kolları ve aydınlatma armatürleri gibi birçok küçük detayı da tasarlamış.
Ofise göre, jeotermal ısıtma sistemi, güneş panelleri ve “akıllı bina otomasyonu” gibi özellikler sayesinde, Meander’ın ürettiği karbon ayak izi, benzer büyüklükteki geleneksel bir apartman binasının yaklaşık yarısı kadar.
Yapı, hiçbir yenilemeye ihtiyaç duymadan 100 yıl dayanacak şekilde tasarlanmış.