Mecidiyeköy’de dinamik bir nefes

Brigitte Weber imzalı Trump Towers, git gide bir iş merkezine dönüşen Mecidiyeköy'de tekdüzeliği kırmaya aday bir yapı. Hem tasarımı hem de dairelerin iç planları, takdiri hak ediyor.

MİMARİ
Trump Towers
Brigitte Weber

Ortasından geçen devasa viyadüğün ikiye ayırdığı Mecidiyeköy, 1950’lerden itibaren apartmanların ofislere dönüştürülmesinden sonra yeni bir değişime daha gebe. Bu sefer yükselen emlak değerlerinin zorunlu kıldığı biraz da yıpranmış yapıların deprem tehlikesiyle yenilenme bahanesi ile bu aks üzerindeki yapılar, birleşerek daha iri kütleli ofis ve konut bloklarına dönüşecek. Maksimum döşeme alanı yaratmak üzere kurulu imar kurallarımızın bir sonucu olarak araları daha seyrek olsa bile bu aksın iki yanında çok daha yüksek binalar görmeye başlayacağız. Bu dönüşümün hem iyi hem de kötü etkileri olacak: aksın önünde ve arkasındaki yapıların gün ışığı azalacak. Öte yandan zemin kotunda yürünecek doğru dürüst bir kaldırımı bile olmayan neredeyse Manhattan kadar yoğun Mecidiyeköy için yayalara daha geniş ve en önemlisi planlamış düzenli alanlar açılacak. Ancak bölgenin dinamik, hetorejen sosyal ve ekonomik yapısı da daha sıradan ve sıkıcı bir iş merkezine doğru evrilecek.

Daha narin
Mecidiyeköy aksının sonunda yer alan ve Avusturyalı mimar Brigitte Weber’ın tasarladığı Trump Towers dönüşümün öncülerinden sayılabilir. Büyükdere aksında sıralı diğer gökdelenlerden daha farklı bir mimari forma sahip bu yapı da benzerleri gibi zemin kotunda alışveriş merkezi ve sosyal tesisleri barındıran bir bazanın üstünde yükselen ofis ve konut kulelerinden oluşuyor. Yüksek yapıların tasarımında çok uygulanan bir yöntemle Weber, alttaki bazayı bağımsız bir kütle gibi tasarlayarak üstünde yükselen kulelerin tektonik formuna özel çaba sarf etmiş. Eğimli yüzeylerin yarattığı dinamik formlar binanın her açıdan farklı algılanmasına neden oluyor, tekdüzeliği kırıyor. İki kulenin dar diktörgen arazide çapraz köşelere yerleştirilmesi ve siyah-beyaz renklerin bilinçli bir şekilde seçilmesi de binanın hareketliliğini artırıyor. Bloklarda ana koridorun her zaman gün ışığı alması için yaratılan yarık ise kütlelerin olduğundan daha narin gözükmesine yaramış.

Bu tür yüksek konut bloklarında manzaraya feda edilen bu cam açma lüksü yüzünden, daha içe dönük bir yaşantı kurgulanmak zorunda kalınıyor. Bu nedenle plan çözümleri çok önemli. Örnek dairelerde görünen malzeme seçimi, işçilik kalitesi ve en önemlisi plan düzenleri bu açıdan bakıldığında takdiri hak ediyor.

Türkiye’de yabancı bir mimarın tek başına bu büyüklükte bir yapının altından kalkması zor olmasına rağmen, Brigitte Weber bunu ustaca becermiş görünüyor. Yine de alışveriş merkezini barındıran zemin katlarının ve ofis bloğunun açıldıktan sonraki performanslarını izlemeden kesin hüküm vermemek iyi olur.

Etiketler

Bir yanıt yazın