Pritzker Ödülü'nü kazanan Yvonne Farrell ve Shelley McNamara'nın mesleki geçmişi ve önemli projelerinden örnekler.
Yvonne Farrell (1951) ve Shelley McNamara (1952) University College Dublin (UCD)’de mimarlık eğitimi aldıkları sırada tanıştılar.
Kurumun önceden var olan düşünce ve kültürüne meydan okuyan rasyonalist mimarlar ile çalıştılar. 1976’da mezun olduktan sonra, 2006 yılına kadar aynı okulda eğitim vermeye devam ettiler.
“Bizim için eğitim vermek her zaman paralel bir gerçeklik oldu. Ve bu, deneyimimizi damıtmak ve onu diğer kültürlere hediye etmeye çalışmanın bir yolu. Böylece bu kültürün büyümesinde rol oynarlar. Bu iki yönlü bir şey, biz öğrencilerden ve umarım öğrenciler de bizden öğreniyordur.”
Yvonne Farrell
1978’de Farrell ve McNamara, üç kişiyle birlikte, orijinal ofislerinin sokağının isminden ilhamla Grafton Architects’i kurdular. Grafton Architects’i ilk kuran beş orijinal ortaktan sadece Farrell ve McNamara kaldı. Kurulduktan 25 yıl sonra tasarladıkları, ilk uluslararası işleri olan Milano’daki Universita Luigi Bocconi (2008) binası ile Barselona’daki 2008 World Architectural Festival’de yılın binası ödülünü aldılar. O zamandan bu yana, mimarlık camiasından büyük beğeni toplayan diğer uluslararası projeler de bunu izledi. Üniversite Kampüsü UTEC Lima (2015), 2016 RIBA Uluslararası Ödülü‘nü aldı.
“Mimarlık deneyimine uyanışım, teyzemin yaşadığı Limerick kentinin güzel ana caddesi üzerindeki 18. yüzyıldan kalma devasa evini bir çocuk olarak ziyaret etmekti. Eşinin zemin katında güzel, maun kaplı eczane dükkanı vardı ve giriş salonunda bir odada küçük bir Montessori okulu işletiyordu. Bu, bir evin ne olabileceğine dair bir merak uyandırdı. Mekan ve ışık hissini canlı bir şekilde hatırlıyorum, bu benim için mutlak bir vahiydi. ”
Shelley McNamara
“En eski hatıralarımdan biri, evde sahip olduğumuz bebek kuyruklu piyanonun altındaki yerde bir yastık üzerinde sırtımda uzanmak… Annem üstümde piyano çalarken, o cevizden yapılmış enstrümanın altında müzikle dolu harika alanın farkında olduğumu hatırlıyorum.”
Yvonne Farrell
Urban Institute of Ireland (2002)
Dublin, İrlanda
University College Dublin’deki bina topluluklarının kenarında yer alan Urban Institute of Ireland (UII), mühendisleri, planlamacıları, mimarları, coğrafyacıları, ekonomistleri ve bilim adamlarını sürdürülebilir kalkınmanın zorluklarıyla başa çıkmanın yenilikçi yollarını bulmak için bir araya getiriyor.
Pişmiş toprak kiremitler, kırmızı tuğla ve granit kaideler binanın incelikli cephesini oluşturuyor. Binanın, laboratuvarlar ve araştırma odalarının yer aldığı, iki kat yüksekliğe sahip zemin katı doğu-batı yönünde bulunurken, çatı pencereleri ile aydınlanan üst kat kuzey-batı yönlenmesine sahip.
Loreto Community School (2006)
Milford, İrlanda
İrlanda Donegal’daki küçük Milford kasabasında bulunan Loreto Community School, 700’den fazla öğrenciye hizmet veriyor. Binanın dalgalı çinko çatısı, alanın eğimli dramatik manzarasını yansıtıyor. Dalgalı çatının katları arasından binaya ışık ve hava giriyor. Binanın farklı işlevlere sahip kanatları çarkıfelek şeklinde konumlandırılmış ve böylelikle rüzgardan korunaklı, çeşitli şekillerde kullanılabilen çok sayıda açık hava “odası” oluşturulmuş.
Boyut ve hacim olarak değişen öğretim alanları ışığın farklı kaynaklardan girmesine izin veriyor. Doğal ışığı kullanarak mekanları canlandırmak, zamanın geçişini yansıtmak, dış ve iç mekanı bağlamak Grafton Architects’in projelerinin önemli bir girdisi.
Universita Luigi Bocconi (2008)
Milano, İtalya
Konferans salonları, seminer salonları, ofisler, toplantı salonları, kütüphane ve kafe, 1.000 profesör ve öğrenciyi barındıracak şekilde tasarlanmış. Bina, içeriden bir topluluk hissi yaratıyor ve onları çevreleyen şehre kolayca uyum sağlıyor. Bina boyunca, cömert ve çeşitli açık alanlar kendiliğinden karşılaşmaları ve değişimleri davet ediyor.
University Campus UTEC Lima (2015)
Lima, Peru
Yoğun bir otoyol ve kentleşmiş çevre ile sınırlanmış zor bir alanda yer alan UTEC Lima, kentin uçurumlarından esinlenen dikey ve katmanlı bir yapı. Binanın kuzey tarafı ‘yeni bir uçurum’ olarak hizmet ederken, güneyde kentin bu kısmının kentsel ölçeğiyle bütünleşmek isteyen basamaklı bahçeler ve açık alanlar bulunuyor.
Mimarlar, brütalizmi anımsatan, ham beton yüzeyli bir bina yaratmış.
Daha büyük ölçek hacimler zemin katta; öğretim, yönetim ve ofis alanları daha yüksek seviyelerde kademelendirilmiş. Üst katlarda, şehrin ve denizin panoramik manzarasına sahip kütüphane bulunuyor. Özetle, ılıman iklim koşullarına cevap veren ve Peru’nun mirasını referans alan, dikkat çekici, dikey bir kampüs yapısı.
Université Toulouse 1 Capitole, School of Economics (2019)
Toulouse, Fransa
Canal de Garonne’un döndüğü noktada bulunan okulun yeri üniversite ve şehir için önemli. Zemin üzerinde yedi kat ve iki bodrum katından oluşan yeni bina, mimarlara göre, “Toulouse’un yeniden yorumlanan unsurlarının bir bileşimi: payandalar, duvarlar, rampalar, serin gizemli iç mekanlar, manastırlar ve avlular.”
Çalışması zevkli araştırma ve eğitim yerleri sağlamak için mimarlar, ofislerden seminer odalarına, teraslara kadar binadaki her alana doğal hava, ışık ve havalandırmayı en üst düzeye çıkarmak için bir bina stratejisi tasarlamışlar.
Institut Mines Télécom (2019)
Paris, Fransa
Palaiseau’daki, 46.200 metrekarelik alana sahip bina Institut Mines Télécom, Télécom Paristech ve Télécom SudParis kurumlarına ev sahipliği yapıyor ve akademisyenler, profesörler ile öğrencilerden oluşan bir topluluğa hizmet veriyor. Açık alanların, pencerelerin, cam perde duvarların ve açık tavanların cömert yerleşimi, doğal ışığın odalardan geçerek süzülmesini sağlayarak, avlu ve bahçelerin kesişim noktalarında ışık izlenimleri yaratıyor.