18.09.2012 tarihinde yayımlanan "Mimar Sinan Üniversitesi moloz yığınına dönüştü!" başlıklı haberimiz üniversite öğrencilerini, akademisyenleri ve sanatçıları harekete geçirdi.
Üniversite yönetimine sunmak üzere bir bildiri kaleme alan öğrenciler taleplerini dile getirdiler. Öğrenciler, 25.09.2012 tarihinde yapılacak Güzel Sanatlar Fakültesi yönetim kurulu toplantısında taleplerini ve sorularını öğrenci temsilcisi Utku Eroğlu aracılığıyla okul yönetimine iletmeye hazırlanıyor.
Mimar Sinan Üniversitesi öğrencilerinin hazırlamış oldukları bildiri şu şekilde:
Okulumuz 3 aydan fazla süredir ‘deprem güçlendirme çalışmaları’ adı altında bir dizi dönüşümden geçmektedir. Bizleri bilgilendirmeden yapılan bu çalışmalar hepimizi mağdur etmiştir. Bazı haber sitelerinden paylaşılan fotoğraflarla birlikte kaygılarımız iyice artmıştır. Bu çalışmalar keyfi bir biçimde seyir etmekte, üniversitenin akademisyen ve öğrencileri muhatap alınmamaktadır.
Bu konuyla ilgili bir dizi talep ve sorularımızı üniversite yönetimine sunuyoruz:
1- Üniversitemiz köklü bir tarihe sahiptir. Fındıklı Yerleşkesi’ndeki tadilat çalışmalarıyla üniversitemizin Mimarlık Fakültesi’nin yıllara dayanan akademik ve bilimsel birikimi yok sayılmıştır. Bu kadar köklü bir birikim yok sayılarak bu tadilat projesi neden kimliğini bilmediğimiz kişilere veya şirkete yaptırılıyor? Güzel Sanatlar Üniversitesi’nde tarihi eser yer döşemelerinin tahrip edilmesi, heykellerin bu denli yıpratılması tam bir fiyaskodur, sanata ve sanatçıya saygısızlıktır. Sanata ve sanatçıya saldırının yoğunlaştığı, piyasalaştırılmaya çalışıldığı son dönem Türkiye’sinde, köklü üniversitemizde ortaya çıkan bu görüntüler bizi düşündürmekte ve kaygılandırmaktadır. Üniversite yönetimi bu görüntülerin hesabını vermelidir.
Tüm bu süreç aşama aşama anlatılmalı, sorular yanıtlanmalıdır. Bilinmelidir ki Mimar Sinan Güzel Sanatlar Üniversitesi sahipsiz değildir.
Bununla birlikte, bundan sonra özellikle bütün üniversiteyi doğrudan ilgilendiren kararların alınmadan önce üniversite kamuoyu bilgilendirilmeli, öğrencilerin ve akademisyenlerin talepleri değerlendirilmelidir.
2- Akademik takvimde 24.09.2012 tarihinde açılacağı duyurulan okulumuzun, okul açılma tarihinden 1 hafta önce 05.11.2012 tarihinde açılacağı şeklinde değiştirildi. Bunun sonrasında, “bir aylık eğitim süresi açığını kapatma” gerekçe gösterilerek hafta içi akşam ve cumartesi günleri de eğitim yapılacağı duyuruldu.
Birçoğumuz okuyabilmek için eğitim dışında kalan vaktimizin çoğunu çeşitli işlerde çalışarak geçiriyoruz. Üniversite yönetiminin yürürlüğe koyduğu bu ‘keyfi’ ve sorumsuzca uygulama, öğrencilerin yaşam koşullarından bihaber olduğunu göstermektedir.
Hatırlatırız ki geçen sene defalarca dile getirmemize rağmen, okulumuzun kütüphane ve atölye saat uygulamaları uzatılmıyor, akşam saatlerinde atölyeler ve kütüphane kapatılıyordu. Ancak görüyoruz ki, yaptığınız hatayı bir nebze ‘düzeltme’ amaçlı ama ‘öğrencileri mağdur etmeme’ başlıklı uygulamayla akşamları ve hafta sonları üniversiteyi eğitime açabiliyorsunuz. Bu büyük bir çelişkidir.
Üniversitemizin bundan sonraki süreçte de geçen seneki taleplerimiz doğrultusunda öğrencilere akşamları ve tatil günleri de açık olması gerekir.
Son olarak şunu hatırlatmak isteriz; tarihe bakıldığında üniversite gençliğinin aldanmadığı ve haksızlığa boyun eğmediği görülecektir. Bizler şu anda gençliğin mücadele yüzünü gösteriyoruz. Bu işin peşini bırakmayacağız.