Mimar Sinan Üniversitesi "deprem güçlendirme çalışmaları" adı altında yapılan tadilat çalışmalarıyla şantiyeye dönüştürüldü.
5 Kasım’da eğitime açılacağı duyurulan tarihi üniversite kazılmış çukurlar, iş makineleri ve tahrip edilen heykellerle dolduruldu ve görenler şaşkına döndü.
129 yıllık Mimar Sinan Üniversitesi tarihinin en zor günlerini yaşıyor. Mimar Sinan Üniversitesi Fındıklı Kampüsü süren tadilat çalışmalarından ötürü adeta şantiye haline getirildi. Mimarlık Fakültesi ve Güzel Sanatlar Fakültesi’nin bulunduğu kampüs yaklaşık 3 aydır yapılan “deprem güçlendirme çalışmaları” nedeniyle eğitim görülemez duruma geldi.
Üniversitenin yerini iş makineleri, tadilat çalışmaları aldı
Ülkenin en iyi sanatçı ve mimarlarını yetiştirmekle övünen üniversitenin yerini devasa bir harabe aldı. Üniversiteye iş makineleri girdi, çukurlar kazıldı, heykeller tadilat artıkları arasına yerleştirildi ve kampüsün bahçesinde bulunan heykellerin arasına da tadilat işi yapan işçiler için çadır açıldı. Çalışmalardan ötürü okulun tarihi eser niteliğindeki yer döşemelerinin tahrip olduğu da gözlemlendi. Üniversitenin getirildiği hali gören öğrenciler skandal manzara karşısında şaşkınlığa uğradı.
Ders başlama ve kayıt tarihleri değişti, öğrenciler mağdur
Üniversite yönetimi hala süren tadilat çalışmalarından ötürü ders başlama ve sınav kayıt tarihlerini de değiştirdi. Üniversitede eğitime başlanacak olan tarih 24 Eylül’den 5 Kasım’a ertelendi. Üniversitenin açılmasına son bir hafta kala tarihin ertelendiğinden haberdar olan öğrencilere bir darbe de sınav kayıt tarihlerinde yapılan değişiklikle geldi.
Üniversite yönetimi dün yaptığı duyuruda ders kayıtlarının bu hafta içerisinde alınacağını açıkladı. Ders kayıtlarının Eylül sonunda yapılmasını beklediği için öğrenim harçlarını ödemeyen birçok öğrenci son anda yapılan bu değişiklikle mağduriyet yaşadı.
Üniversitede tadilat çalışmasını TOKİ mi yürütüyor?
Üniversitede “deprem güçlendirme çalışmaları” adı altında yapılan tadilat projesini TOKİ’nin yürüttüğü iddia edildi. TMMOB Mimarlar Odası ise gelişmeler karşısında kısıtlı bilgiye sahip olduklarını, üniversite yönetiminin tadilatı yürüten firma ve çalışmaların akıbeti hakkında bilgi vermediğini belirtti. Dere yataklarına inşa ettiği evlerle Samsun’da onlarca insanın yaşamını yitirmesine neden olan TOKİ’nin sahil kenarında bulunan üniversitede tadilat çalışması yapıyor olması kaygılara neden oldu.
Öğrenci Temsilcisi: “Köklü tahribat üniversitemizi es geçmedi”
soL’a açıklama yapan Mimar Sinan Güzel Sanatlar Üniversitesi Güzel Sanatlar Fakültesi Öğrenci Temsilcisi Utku Eroğlu, “Son on yıldır ülkemizde yaşanan köklü tahribatın üniversitemizi es geçmesi düşünülemezdi” dedi.
Eroğlu, “Abdullah Gül ve Tayyip Erdoğan’ın okulumuzla yakından ilgilenmesinin tek sebebi vardır: “Muhafazakâr sanat” tartışmalarının yoğunlaştığı şu günlerde ülkemizin en itibarlı sanat kurumlarından biri olan üniversitemizi gönüllerince dönüştürmek, kafalarında kurdukları “sanat” anlayışlarını meşrulaştıracak bir sıçrama tahtası yapmaktır” diye konuştu.
“Okulumuza, geleneğimize sahip çıkacağız”
“Heykelleri yıktıran, tiyatroları özelleştiren, kenti yağmalayan bir iktidarın sanatı sevmesi mümkün değildir” diyen Eroğlu, üniversite yönetimine de şöyle seslendi: “AKP iktidarının bizleri sürüklediği bu uçuruma ortak olmayalım. Okulumuza, geleneğimize sahip çıkalım. Yok, biz bildiğimizi yapacağız diyorsanız, sanat tarihine sanatın içine tüküren bir iktidarın taşeronu olarak geçmeyi göze alıyorsunuz demektir.”
Tadilat yapan işçiler: “1 ayda bitmesi imkansız”
Üniversitede tadilat çalışmaları yapan işçiler üniversitenin 1 ay içerisinde kendisini toparlamasının neredeyse imkânsız olduğunu söyledi. soL, tadilat çalışmalarıyla moloz yığınına çevrilen üniversitenin getirildiği hali görüntüledi.
7 yorum
Mesleki bilgi yerine siyaset kokan bir yazı olmuş maalesef. Temrinle ilgili olarak işçiyle konuşulması da ayrı bir garabet…
Artık kimse meslek adamlarına mesleki bilgi sormuyor bu ülkede, ne doktorlar, ne mühendisler, ne öğretmenler, ne mimarlar… Hiçbiri dinlenmiyor. Sanata, eğitime, sağlığa, meslek örgütlerine darbe üstüne darbe vuruluyor. Bilgiler, belgeler, saklanıyor. İşçilerden bilgi alınmak durumunda kalınabiliyor… Utku Eroğlu’nun ağzına sağlık, okulumuza, geleneğimize ve sanata sahip çıkalım…
okulumuz tahrip mi ediliyor, yoksa tadil mi? kafalarından geçenleri bilince, amaçları gayet net seziliyor.
Duruma temkinli yaklaşan, yapıların gerekiyorsa yenilenmesi gerektiğini düşünen ve buradaki yenilemenin içinde tanıdık, güvenebilir isimler olduğu duyumunu alan birisi olarak yazıyorum.
Diyelim ki yenileme mükemmel yapılıyor. (Hiç bir fikrim yok iyi mi kötü mü bilmiyorum, görüş de bildirmiyorum bu mesajımda) ne oldu açıklığa? Ya şeffaflık? Kamuoyunu bilgilendirme!
Mimarlığın üç ekolünden bahsedilir. ODTÜ’den ABD ekolü olarak; İTÜ’den Alman ekolü olarak ve Güzel Sanatlar’dan da Fransız ekolü olarak. Yani konu olan okul Türkiye’nin mimarlık alanındaki en önemli merkezlerinden birisi. Önceleri belki de tek başına merkezi, bugünlerden merkezlerinden birisi.
Mimarlığın önde gelen eğitim kurumu böyle yaparsa politik olarak 3-4 yıllığına seçilerek gelenlerin yaptıkları son derece masum kalır. MSGSÜ yönetimi bu hareketiyle bence bizleri de zor durumda bırakıyor.
Yahu bilgi istiyoruz sadece! İşçiden bilgi alınması elbette saçma. Rektörden söyleşi talep ettik aylar önce. Ne oldu! Koca bir hiç.
Bana kalirsa artik bu ekol meselesi cok gerilerde kaldi. Egitim niteligi bakimindan ( benim sahit oldugum kadariyla ) ne yazik ki “meslek yuksek okulu” seviyesinde seyreden MSGSU bu gibi durumlarla daha fazla kan kaybetmekte.
Bu okulun yeni mezun bir ogrencisi ve “guclendirme” surecine ucundan kiyisindan sahit olmus biri olarak sunu soyleyebilirim; MSGSU’de bundan boyle “koruma” dersleri mesruiyetini yitirmistir. Cunku zaten birakin korumayi, mimarlikla ilgili guncel olaylara “300-500 yillik bir ekol” olarak ses cikaramayan okul, adeta tanrilastirdigi Sedad Hakki Eldem’in binasini ozgun nitelikleriyle koruyamamistir. Restorasyon derslerinden cikan ogrenciler artik “guclendirilmis” kolonlara bakarak korumanin nasil olmamasi gerektigini gorebilirler.
Bu durumla alakali olarak ses cikarmayan, mucadele etmeyen tum mimarlik bolumu hocalarimiz da ileride yasanabilecek ciddi “mimari celiskilerden” sorumludur.
Ogrenciler ve mezunlar ise ya ellerinden birsey gelmemesinden ya da daha onemli islerle ilgilendiklerinden dolayi sosyal medyada paylasilan X’lenmis kolon fotograflarinin altina “ah vah” demekten oteye gecemiyorlar.
Ayrica, dogrudan mimarlikla ilgili olan bu durumun duyulmasi icin siyasallasmasi mi gerekiyor? Kendisinin de “eski” bir solcu oldugunu tahmin ettigimiz rektorun ve kararlarinin, soL tarafindan haber yapilmasi??
Anitlar kurulu, mimarlar odasi gibi kurumlar, okulun bunyesinde onemli uyeleri oldugu halde neden bu konuyla ilgilenmiyorlar?
Saniyorum, zaten eskimis olan okulumuzun ici bosaltiliyor ve bu okulumuzdan beklenmeyecek sekilde “organize” bir bicimde yapilyor.
NOT: Rektoru hafta ici her sabah 8.00-10.00 arasinda okulun karsisindaki Starbucks’ta kahvesini yudumlayip dusunurken yakalayabilirsiniz.
Sayın Ömer Yılmaz o o ekol, bu bu ekol diye hedef göstermiş oluyorsunuz o ekollere bağlı olan okulların sivri olan tarafları törpüleniyor.Tek tip model oluşuyor. Bir arkadaşımız gayet güzel teşhisi koymuş,”MYO”. Artık herkes okulu ile değil modeli ile gururlanacak. Bir cami dahi tasarlayamayan, “Türk Mimarisi diye bir mimari yapı var mı?”diyen (M.B.)
Mesleğimizi yerden yere vuranlara seyirci kalan Odamız hazır yüzünü kıbleye çevirmişken mimarlığımızın cenaze namazını kılalım da hepimiz birer fatiha ile bu enkazı gömelim.
Kaynak sol haber oldumu olacak makale bu olur zaten.