Mimar Turgut Alton’un 80 yıllık hem kişisel hem meslek yaşamını ayrıntılarıyla paylaştığı kitabı "Mimar – Turgut Alton" yayımlandı.
Tanıtım metni:
Turgut Alton, Bursa’da başlayan çocukluk günlerinden Akademi’den Almanya’ya ve Zürih Teknik Üniversitesi’ne uzanan mimarlık eğitimine, Birleşmiş Mimarlar Ortaklığı’ndan TAM – Turgut Alton Mimarlık’a ve bugünlere uzanan yaşam öyküsünü samimi ve pozitif bir dille aktarıyor.
“Türkiye’de mimarlığın yakın geçmişine bizzat tanıklık etmiş bir kişi olarak sevgili büyüğüm Doğan Tekeli’nin dediği gibi, ‘mimarlığın zor bir sanat’ değil, ‘keyifli bir zanaat’ olduğunu söylemek istiyorum. Zaman zaman bazı binalarda bir sanat esintisi yaratabilmişsem ne âlâ…” diyen Turgut Alton, bu kitabı yayıma hazırlama gerekçesi özetle şöyle:
“Bir mimar olarak altmış yıla varan çalışma hayatımın ardından, belli bir tarih dilimine denk düşen hem mesleki hem de özel anılarımı paylaşarak, bir döneme tanıklık etmek amacıyla hazırlandı bu kitap.
… Şahsen mimar olarak ben, meslek hayatımda ‘sanat yapma’ fırsatı bulmakta zorlandığımı belirtmeliyim. 1958’den itibaren aktif olarak çalıştığım yıllarda işveren/yatırımcı genellikle mimara bu hakkı vermezdi. İşveren, ‘Bana bir sanat eseri yap,’ diye değil, ‘Bana en ekonomik ve imar hakkından en fazla yararlanacağım bir proje yap,’ diye gelirdi. Bir dönem yurtdışında yaptığımız işlerde de benzer durumlarla karşılaşmıştım. Türk müteahhitler dış ülkelerde iş almaya başlayınca biz de onların arkalarından gitmiş, Türk ve yabancı yatırımcılarla çalışmıştık. Sonuçta ister Türk ister yabancı olsun, yatırımcının parasını hangi amaçla, nereye yatırdığını iyi anlamak ve ona göre bir yaklaşım geliştirmek gerektiğini görmüştüm.
İşveren/yatırımcı, yatırımının yerine ulaşmasını bekler. Mimarın da bu gerçeği göz ardı etmeden yapabileceği tek şey, onu doğru yönlendirmek ve ikna etmek, kötü örneklerden uzak tutmaya çalışmaktır. Mimarın her şeye rağmen ‘sanat yapma’ konusunda ısrarcı olması işi adamakıllı çığırından çıkarabilir. Kimi zaman harcanan para da yapının işlevselliği de boşa gidebilir. Ne yazık ki, bu tür sorunlar yüzünden ülkemizde üretilen yapıların çoğu doğru yapılamamıştır. Özetle Türkiye’de bir mimarın yapabileceği şey, işvereni/yatırımcıyı ikna etmek, en az tavizi vererek doğru olduğuna inandığını yapmaktır. Benim de bunca yıllık deneyimlerim sırasında yapmaya çalıştığım, yüzyılımız mimarisinin öğrettiği kurallarla bağdaşan yapılar gerçekleştirmek olmuştur…”
Kitapta da yer verilen, Alton’un, Birleşmiş Mimarlar Ortaklığı ve TAM T-Turgut Alton Mimarlık çatıları altında tasarımını yaptığı, proje sürecine dahil olduğu yapılardan bazıları şöyle: Kemer Tatil Köyü, Çırağan Sarayı, Swisotel, Lütfi Kırdar Kongre ve Sergi Sarayı, Eczacıbaşı Yönetim Binası, Üçgen İnşaat, İber Otel, Müşir Fuat Paşa Yalısı, Turkuaz Şirketler Topluluğu, Mercedes Benz Genel Müdürlük Binası, Mövenpick İstanbul, M1 Meydan Alışveriş Merkezi, Four Seasons Bosphorus, Yedikule Rezidansları, Perge Jewels, TEB Operasyon Merkezi, CVK Park Otel ve Rezidansları…