“Mimarlar mı Kapadokya’yı Kurtaracak, Kapadokya mı Mimarları?”

argos in Cappadocia ve Arkitera Mimarlık Merkezi işbirliğinde düzenlenen 3. Bezirhane Buluşmaları’nın son ayağı için mimarlar 26 -29 Kasım tarihlerinde bir araya geldi.

Aslı Özbay ve Ömer Yılmaz’ın yürütücülüğünde gerçekleşen buluşmaya Hasan Çalışlar, Kerem Erginoğlu, Emir Drahşan, Murat Germen, Deniz Güner, Umut İyigün, Hüseyin Kahvecioğlu, Enis Öncüoğlu, Burçak Pekin, Cem Sorguç ve Aydan Volkan ile birlikte konuk olarak Matera’dan Alberto Giordano da katıldı.

Doğuş Holding tarafından restore edilen ve Uçhisar Kalkınma ve Dayanışma Derneği’ne teslim edilen Uçhisar Kadın Evi’nin açılışı ile başlayan gezinin ilk günü, yine Uçhisar’ın potansiyel ve sorunlu alanlarına yapılan gezi, akşam argos in Cappadocia’daki Şapel’de gerçekleştirilen bir değerlendirme toplantısı ile sonlandı.

İkinci gün, Peri Bacaları, yeraltı şehirleri, binlerce yıllık yaşamın izinin görülebildiği köyleri, kitle turizmi ile biçimsizleşmiş kasabaları, kiliseleri, sayısız tepenin altındaki sayısız soğuk hava depoları, balonları, safarileri ile geniş bir coğrafyaya yayıldığı kadar geniş bir kullanım ağına da sahip Kapadokya bölgesinin, bu buluşma kapsamında belirlenmiş çeşitli sorun veya potansiyel odaklarına bir gezi düzenlendi.

Gezi sonrasında izleyicilere, bölgedeki paydaşlara ve aktörelere açık yürütülen Bezirhane forumundan önce, İtalya’daki Matera kentinin 2019 yılında Avrupa Kültür Başkenti seçilmesi için yürütülen çalışmada danışmanlık yapan Alberto Giordano bir sunum yaptı. Kapadokya’dan daha yumuşak ancak çok da benzer bir taşlık alanın içine M.Ö. 9000 yılından beri oyularak oluşturulan Matera kentinin kent ve turizm öngörülerini paylaşan Giordano, 2011 – 2015 arasında 4 yıllık bir çalışma ile sonuçlanan Avrupa Kültür Başkenti 2019 başvuru ve kabul edilme sürecini anlattı. Yıllık 600,000 ziyaretçi ile sınırlandırılmış, turistlerin sayısı yerine konaklama süresini arttırmayı amaçlayan, bilinçli bir turizm planına sahip Matera, yılda 2,5 milyonun üzerinde turist çeken ve ortalama 1,9 gün konaklanan Kapadokya bölgesi kentlerine mekansal olarak benzese de politik olarak büyük bir zıtlık oluşturuyor. Matera, tüm ölçek ve yaklaşım farklarına rağmen, Kapadokya’nın potansiyellerinin katılımcı bir plan ile nasıl sağlıklı bir şekilde yönetilebileceğini görmek açısından iyi bir örnek sunuyor.

Forumda, bölgeye yabancı tasarımcılardan, yıllardır Kapadokya’da çeşitli eserler üretmiş mimarlara kadar, üretilmiş olan çoğu mimarinin sahip olduğu yer, bağlam ve kaliteye dair sorunlar tartışılsa da, yıllar içinde -Türkiye’nin birçok turizm bölgesi ilan edilmiş çevrelerinde de olduğu üzere- ekonomik ve sosyal anlamda bozulmuş, mutenalaştırılmış ve/ya suistimal edilmiş bu çevreye dair en büyük tartışma turistik rantın hem turistlerin deneyimleri hem de bölge halkının hayatları üzerinde yarattığı problemler oldu. Forum, yerel turizmciler, çevirmenler ve mimarlardan oluşan bir grup ile soru cevap oturumu ile sonlandı.

Atılan her adımda binlerce yıllık kültürler ve yapma biçimleri ile bezenmiş antropojen devrin en önemli miraslarından biri olan, dikey ve yatay ölçekte akıl almaz boyutlardaki bu devasa yerleşim bölgesi ağının ağırlığı altında belki de Hüseyin Kahvecioğlu’nun dillendirdiği soruyu burada tekrar sormak gerekiyor: “mimarlar mı Kapadokya’yı kurtaracak, Kapadokya mı mimarları?” 2016 yılında 40’ın üzerinde davetli mimarın içerik sağlayacağı bir kitap ve sergi ile tamamlanacak Bezirhane Buluşmaları ile bu sorunun cevabını bulmak belki mümkün olabilir.

Etiketler

Bir yanıt yazın