“Mimarlar Müşterilerin İsteklerini Tartarak İş Almalı”

Ömer İsvan başkanlığındaki oturumun katılımcıları Atilla Öztürk, Alaaddin Babaoğlu ve Haluk Kaya idi.

Ömer İsvan konuşmanın bir zorunluluk olmasa da İstanbul üzerinden yürüyeceğini düşündüğünü söyledi. İstanbul’a şu anda gelen turist sayısının 9,5 milyon, yakın gelecekteki beklentinin ise 20 milyon olduğunu söyleyen İsvan, bu durumun metropoller liginde ancak kalkış noktası olduğunu belirtti. Türkiye’de nereye otel yaparsan, nasıl yaparsan yap işler yönünde bir anlayışın oluşmasının kendisini korkuttuğunu da vurguladı.

Söz alan Haluk Kaya Türkiye’de turizm teşviğine çok tanık olduğunu ama turizm teşviklerinin aslında arkasının boş olduğunu gördüğünü söyledi. İyi işler yapmak isteyen insanların izleyebilecek bir yolu bulunmadığını da sözlerine ekledi. Turizm konusunda büyük bir pazar olduğunu, akıllı yatırımlar yapılması gerektiğini söyleyen Kaya, İstanbul’un bu duruma imkan, yol ve trafik gibi konularda henüz hazır olmadığını da belirtti. Kaya otel anlayışının, tiplerinin ve ihtiyaçlarının çok değiştiğini söylerken karma kullanımın artık çok ön planda olduğunu fakat buna hitap eden tesis sayısının çok az olduğunu da sözlerine ekledi.

Tekrar söz alan İsvan, turizmin aslında bir sektör değil olgu olduğunu, içinde taksi, pasaport kontrolü, dükkanlar gibi birbirinden ayrı birçok durumu barındırdığını söylerken bunların yönetimi yapılamıyorsa bir turizm bakanlığının bulunmasına gerek olmadığını da sözlerine ekledi. Türkiye’de bir nevi “Otel nasıl yapılır?” rehberi üzerinden ilerlendiğini söyleyen İsvan, katı tariflerden uzaklaşılması gerektiğini de sözlerine ekledi.

Söz alan Alaaddin Babaoğlu otelin ticari bir yatırım olduğunu, uluslararası şirketlerde uzun yıllar bu işi yapmış bir insan olarak danışmansız iş yapmadığını söyledi. Bununla birlikte insanların artık düşüncelerine uymayan konuları konuşabilecekleri, daha yapıcı kurumlar olduğunu söylerken entelektüel yatırımın önemini vurguladı.

Atilla Öztürk ise danışmanların bu tip konularda yeterince çalıştıklarını fakat sadece onların söylediklerine bakarak anlamlı yatırım yapamayacaklarını söylerken, tüm verileri yatırımcı zihninin süzgecinden geçirerek kendi zarını atmayı tercih ettiğini söyledi.

Ömer İsvan da yatırımcının uçarı veya konservatif olabileceğini, danışman ile beraber durumun sentezinin iyi yapılması gerektiğini ekledi.

Haluk Kaya otel konusundaki önemli tercih değişimlerinden bahsederken artık insanların büyük, aynı tip otellerden kaçıp, küçük fakat özellikli, nitelikli otelelrde konaklamak istediklerini söyledi.

Ömer İsvan ise biraz da mimarlık konusuna değinmek gerektiğini söylerken katılımcı mimarlara işi alabilmek adına ne tip iş olursa yaparız anlayışından kaçınmalarını, müşterinin ne istediğini özellikle tartarak işi almalarını tavsiye etti.

Haluk Kaya ise para getirmeyecek fazladan 1metrekarenin bile yapılmasının aslında zarar getirdiğini söyledi.
Oturum katılımcıların panelistlere sorularıyla devam etti.

Etiketler

Bir yanıt yazın