Başbakanlık binasına açılan Atatürk Orman Çiftliği'nin Genel Müdürü tarafından yapılan "talan yok" açıklaması Ankara Mimarlarlar Odası'nın tepkisine neden oldu.
Açıklamada Genel Müdür Bülent Arslan’a, “Devletin memuru değil AKP’nin memuru” denilerek AOÇ’nin ocağına incir ağacı dikildiği ifade edildi.
Mimarlar Odası Ankara Şubesi yapılaşmaya açılan Atatürk Orman Çiftliğinde “talan yok” diyen AOÇ Genel Müdürü Ömer Bülent Arslan’a tepki gösterdi. “Atatürk Orman Çiftliği’nin ocağına incir ağacı dikiyorlar” denilen açıklamalarda talan olmadığını söyleyen Arslan’a da, “Devletin memuru değil AKP’nin memuru” denildi. Mimarlar Odası Başbakanlık bina inşaatına ruhsat verildiyse iptal davası açacaklarını, ruhsatsız ise mühürlenmesini isteyeceklerini belirtti.
“AOÇ Genel Müdürlüğü sahip çıkmamıştır”
Mimarlar Odası’ndan, “AOÇ’de ağaç kıyımı yok” sözlerini sarf eden Arslan’ın sözlerine tepki yağdı. Mimarlar Odası Ankara Şube Başkanı Ali Hakkan, Arslan’ın talihsiz bir açıklama yaptığını belirterek, “Atatürk Orman Çiftliği Genel Müdürü AOÇ de kıyım yok, diyor. Özellikle yeni yapılan yol bölgesindeki 9 bin adet ağacın başka bölgeye taşındığını söylüyor. 2009’dan beri AOÇ’yi takip ediyoruz, fotoğrafladık. Bir taraftan sanki AOÇ’de hiçbir şey yaşanmamış gibi sit dereceleri düşürülmesini dahi yok sayan açıklamalar var. AOÇ Genel Müdürlüğü buraya sahip çıkamamıştır. Mesele ağaçlandırma meselesi değildir, ne kadar ağaç dikilirse dikilsin AOÇ yapılaşmaya açılmamış olan eski değerini asla bulamaz” diye konuştu.
“Başbakanlık binası temelleri atılıyor”
Hukuki süreç devam ederken yapılaşmanın devam ettiğini belirten Hakkan, “Başbakanlık binası temelleri atılıyor, her ne kadar orası Orman Genel Müdürlüğü alanı deyip hukukun arkasından dolanmaya çalışsalar da orası Atatürk Orman Çiftliği alanı içerisindedir. Yol dâhil bir yığın yapının yapılması ve ağaçların kesilmesi endişelerimizi haklı çıkarıyor. Atatürk Orman Çiftliği Genel Müdürü’nün bu açıklamasını talihsiz bir açıklama olduğunu düşünüyorum” dedi.
“Devletin memuru değil AKP’nin memuru”
Mimarlar Odası Ankara Şube Yönetim Kurulu Sekreter Üyesi Tezcan Karakuş Candan da, “Atatürk Orman Çiftliği Genel Müdürü Ömer Bey’in yaptığı açıklama hassas bir açıklamadır. Ömer Bey, neyin memuru olduğunu unutmuş durumda, AOÇ Genel Müdürü devlet memurudur. İdareciler toplum yararına uygulamaların karşısında da olsa, devlet memuru kamu yararını savunan uygulamalar, açıklamalar yapmalıdır. Bu açıklaması ile devletin memuru değil AKP’nin memuru olduğunu tescillemiştir” diye konuştu.
Başkentin akciğeri olan bir yerde kıyım var
Sadece ağaç kıyımı değil, AOÇ’nin tamamına yönelik bir kıyım olduğunu ifade eden Candan, “Kendisi Genel Müdür iken Başbakanlık binası temeli atılırken susuyor ve konuşmuyorsa biz açıklama yapıp ağaçlar kesiliyor dediğimizde bir açıklama yapıyorsa kendisini sorgulamalı. Kıyım yok dikim var diyorlar, Başbakanlık konutunda dün de sosyal medyaya düşen bir fotoğraf var, Başbakanlık konutunun temeli atılmış durumda, dün hafriyat taşıyan kamyonları da yerinde tespit ettik. AOÇ başkentin akciğeri olacak, cek ve cak, zaten başkentin akciğeri olan bir yerde bir kıyım var ki sen onu yeniden o hale getirmeye çalışıyorsun. Bu çok büyük bir itiraf aslında, bu talan ve yağmanın itirafıdır” şeklinde konuştu.
“Açın kapıları ağaç kıyımı var mı yok mu tespit edelim”
Candan, “AOÇ Genel Müdürü tespit gezisi yazılarımıza olumlu cevap vermedi, ‘uygun değildir izin vermiyoruz’ dediler. Kapalı kapıların ardında başkentin göbeğinde inşaat izni olmadan hayata geçiyor, AOÇ Genel Müdürlüğü’nün burnunun dibinde oluyor, bunlarla ilgili hiç konuşmuyor, sonra kendisi de çıkıp burada tahribat yok diyor. Açsınlar kapıları o zaman hep birlikte gezelim kıyım mı var, dikim mi var? Birlikte tespit edelim. Burada bir dikim var evet Atatürk Orman Çiftliği’nin ocağına incir ağacı dikiyorlar” diye konuştu.
“Başbakanlık bina inşaatı ruhsatsızsa belediye mühürlemeli”
Ruhsat yoksa belediyenin Başbakanlık inşaatını mühürlemesi gerektiğini belirten Candan işleyen süreci şu şekilde anlattı:
“Cumhurbaşkanına sesleniyoruz AOÇ’deki tahribatla ilgili Devlet Denetleme Kuruluna görev versin. Davalar devam ederken yangından mal kaçırırcasına birinci derece sit alanında yapılaşmaya müsaade edilmemesi gerekiyor. Bugün Yenimahalle Belediyesi ve Büyükşehir Belediyesine inşaat için herhangi bir ruhsat izni başvurusunda bulunup bulunulmadığını sorduk ve biz bulunulmadığını da düşünüyoruz. Bulunulmadıysa Başbakan’ın kendisi yasa dışılığı hayata geçiren ve kaçak inşaat yapan konuma düşmüş oluyor. Mahkeme sürecinin devam ettiği durumlarda, geriye dönük telafisi mümkün olamayan bir durum oluşacaksa mahkeme kararı beklenir. AOÇ’de ruhsat verilmesi durumunda, mahkeme kararı da lehimize çıkarsa geriye dönük telafisi mümkün olamayacak. Ruhsat alındıysa iptal davası açacağız, alınmamışsa kaçak inşaat pozisyonundadır, belediyenin mühürlemesi gerekir. Mühürlenmiyorsa, suç duyurusunda bulunacağız. Bu süreç önümüzdeki günlerde netleşecek.”
Büyükşehir Belediyesi’nden AOÇ sergisine engel
Büyükşehir Belediyesi’nin sergi açmalarına izin vermediğini de belirten Candan, “Mimarlık Haftası kapsamında mahallelerde AOÇ sergisi açıyoruz. Büyükşehir Belediyesi’ne gerekli bilgilendirmeyi yaptık. AOÇ sergisi açacağız gerekli önlemleri alın dedik. Büyükşehir Belediyesi güvenlik görevlilerini göndermiş, AOÇ sergisini Batıkent Vedat Dalokay Park’ında açmamızı engelliyor. Mimarlar Odası Ankara Şubesi olarak, Kamu kurumu niteliğinde bir meslek örgütüyüz. Bu da Türk Ceza kanuna göre Kamu Kurumu niteliğindeki meslek örgütlerinin görevini yapmasına engellemek anlamına geliyor. Engel çıkaran Büyükşehir Belediyesi’ne suç duyurusunda bulunacağız” dedi.
“Artık bıçak kemiğe dayanmıştır”
AOÇ için 6 Ekim’de TİGEM tesislerinde piknik yapacaklarını tüm halkın katılımının önemli olduğu da duyurulan açıklamalarda, 8 Ekimde Çağdaş Sanatlar Merkezi’nde AOÇ’nin ve Ankara’nın geleceğinin tartışılacağı sempozyum düzenleneceği, “Ankara için” başkent oluşunun 89 .yılında 13 Ekimde saat 17.00’de Ulus Heykel önünde başlayacak Başkent Dayanışması yürüyüşü yapılacağı belirtildi. “Artık bıçak kemiğe dayanmıştır” denilerek AOÇ için Ankara için herkesin vicdanının sesini dinleyerek, karşı çıkması ve direnmesi gerektiği ifade edildi.