Mimarlar Odası Diyarbakır Şubesi, Resmi Gazete'de yayınlanan bakanlar kurulu kararında, Diyarbakır'ın tarihi ilçesi Sur'daki birçok parselin kamulaştırıldığının duyurulması üzerine basın toplantısı düzenledi.
Basın açıklaması şu şekilde:
Diyarbakır’ın Sur ilçesinde güvenlik gerekçeleri adı altında yüz günü aşkın bir süredir ilan edilen sokağa çıkma yasakları halen devam etmektedir. Aylarca süren bu çatışmalı süreçte başta yaşam hakkı olmak üzere;yaşamın birçok alanında çeşitli ihlaller yaşanmıştır. Bununla birlikte insanlar yıllardır yaşadıkları yaşam alanlarını terk etmek zorunda kalıp göçe zorlanmıştır. Devam eden savaş politikalarıyla birlikte Sur içinin kendine özgü tarihi dokusu, sosyal ve kültürel yaşam dinamikleri ve ordaki insanların hafızalarında biriken yaşanmışlık adeta yok edilmeye çalışılıyor. Sur ilçesinde yaşanan çatışmalarla binlerce yıllık geçmişi olan tarihi ve kültürel yapının da yerle bir olduğu, bir toplumun binlerce yıllık mirasının yok olma tehlikesiyle karşı karşıya olduğunu görmekteyiz.
2015’in temmuz ayında UNESCO Dünya Kültür Mirası Listesi’ne giren Diyarbakır Surları ve Hevsel Bahçelerinin, Sur içinin mevcut durumda uğradığı ağır tahribat sonucu; miras listesinden çıkarılma tehlikesi de bulunmaktadır. Yaşanan tahribat ve yıkım yetmezmiş gibi bir de yıkım sonucu oluşan enkaz da Karayolları Bölge Müdürlüğü ve DSİ Bölge Müdürlüğü iş makinaları ile Kentsel sit alanı olan SUR içinden Diyarbakır Kültür Varlıklarını Koruma Bölge Kurlu kararı vehiçbir yasal dayanağı olmadan ağır iş makineleriyle alandan çıkarılıyor.
Kentsel dönüşüme savaş ile zemin hazırlayan merkezi hükümet 21.03.2016 tarihinde alınan bakanlar kurulu kararı ile bunu 25.03.2016 tarihinde resmi gazetede yayınlayarak ”ACELE KAMULAŞTIRMA” adı altında adeta SUR’UN tamamına yakınını kamulaştırma kararını almıştır. Bakanlar kurulunun bu kararı ile Sur ilçesine bağlı 16 mahallede bulunan 348 adanın Çevre ve Şehircilik Bakanlığı’nca acele kamulaştırılması kararlaştırılmıştır. Aynı kararda tarihi Sur ilçesinin yanı sıra Yenişehir ilçesinde de iki ayrı bölgede toplamda 15 ayrı adanın kamulaştırılması kararı alındı, yani toplamda 363 ada ve 6300 parselin acele kamulaştırılması kararı alınmıştır. Mülkiyeti maliye hazinesi mülkiyetinde bulunan ve daha önce TOKİ tarafından kamulaştırılan alanlarla beraber düşündüğümüzde bu karar ile birlikte sur içinin %100’ü kamulaştırılmış olmaktadır. İlçede 151’i anıtsal olmak üzere toplamda 592 tescilli yapı bulunmaktadır. Bu yapılardan mülkiyeti odamıza ait olan Dengbej Evi ve daha birçok tarihi yapı kamulaştırma tehlikesiyle yüz yüzedir. Bu kapsamda: Hasan Paşa Hanı, Dört Ayaklı Minare, Meryem Ana Kilisesi, Sur Belediyesi Binası, Cemilpaşa Konağı, Surp Giragos Ermeni Kilisesi ve Dicle Fırat Kültür Merkezi’ni sayabiliriz.
Bu yıkım planlarını meşrulaştırmak için hasar tespiti adı altında yapılan ”sözde bir çalışmayla” bölgemizdeki kentler riskli alan ilan edilip adeta hukuksuzca bir şekilde yakılıp yıkılıyor ve göçle birlikte insansızlaştırılmak isteniyor. Bunun birdiğer örneğini de Silopi’de yaşadık. Silopi’de de 6 mahalle riskli alan ilan edilip kamulaştırma kararı alınmıştı. Sur için daha önceki süreçte yaşanan göç pratikleri ortadayken burda yaşayan insanların tüm yaşam değerlerinin,alışkanlıklarının adeta alt üst edilmek istenmesi ve onların isteği dışında ”yeni bir yaşam” adı altında TOKİ’ye yerleştirilmek istenmeleri sosyal ve kültürel yaşama yapılan en büyük darbedir.
Mimarlar Odası olarak: Hükümeti insanıyla, sosyal ve kültürel yaşam alanlarıyla, tarihi dokusuyla oluşan her türlü tahribata karşı, kentlerimiz üzerinde sürdürdüğü savaş politikalarına son vermeye çağırıyoruz.