"Mimarlar Odası Tarihinden Portreler / Cevat Erder" kitabı TMMOB Mimarlar Odası İstanbul Büyükkent Şubesi Yayınları'ndan çıktı.
Mimarlık mesleğine farklı yönleriyle katkı yapmış, iz bırakmış meslek büyüklerimizle sürdürülen “Mimarlar Odası Tarihinden Portreler” dizisinde Cevat Erder’i gündeme aldığımız kitabımızla karşınızdayız. Bu dizide Cevat Erder’in yer almasının ayrı bir önemi var. Mimarlık mesleği ve mimarlık eğitimi çok farklı yönlerden beslenen doğası gereği disiplinlerarası çalışmayı gerektiren alanlarda, birlikte çalışma anlayışının edinilmesini gerekli kılıyor. Cevat Erder hocamızın mimarlık eğitimindeki katkıları ve koruma alanında yürüttüğü çalışmalarda gösterdiği örnek tavırlar, bunun en canlı örneği.
Kitapta Cevat Erder’i değişik yönleriyle ele alan yazılar bulacaksınız. Kardeşi Sema Erder’in aile ortamını aktaran duygulu yazısı hocamızın yetiştiği ortamı çok canlı bir şekilde aktarıyor. Eğitime katkıları ve kültür varlıklarının korunmasına yönelik yürüttüğü çalışmalar, iki ayrı başlık altında, birlikte çalışma olanağı bulanlarca irdelendi, hatırlatıldı. Kendisiyle farklı zamanlarda gerçekleştirilen iki ayrı görüşmenin kayıtları ve meslek örgütümüzün etkinliklerinde yaptığı iki ayrı sunuşla hayli uzun ve verimli geçen çalışma ortamını kendi aktarımıyla öğrenme şansını buluyoruz.
*
“1961 Anayasamızın 63. maddesinde ‘kültürel, doğal ve tarihi varlıkları korumak hükümete aittir’ diyor. Onun görevidir, deniyor. Sınıfa girer sorarım öğrencilere: Koruduğunuz şeyin ne olduğunu biliyor musunuz? Emanet derler, miras derler. Bu, ne emanet, ne mirastır. Bu, başka bir şeydir. Emaneti niye reddediyorum? Latince konuşanlar, patrimoine diyor. Biz ne Latiniz, ne Çinliyiz, ne de İngiliz. Biz Türkçe konuşuyoruz. Kelimemizin de Türkçe olması lazım. Korumaya çalıştığımız şeyi Türkçe bir kelimeyle ifade etmemiz lazım. Varlık kelimesi çok iyi uyuyor. Koruduğumuz şeyler birer varlıktır. Doğal, tarihi, kültürel varlıktır. Varlık nedir? Yaşayan bir şeydir. Çünkü onlar da doğarlar, yaşlanırlar, ölürler. İyi bakarsan ölmez, benim gibi, mesela 90 yaşına kadar yaşayabilirler. İyi bakımla.” (Cevat Erder)