ARKIMEET 2014'te 19 Kasım'da Deniz Ova moderatörlüğünde, Alexandra Daisy Ginsberg ve Alphan Manas'tan tasarımın ve teknolojinin, Engin Ayaz'dan ise mimarlığın rölünün geleceği üzerine sunumlar dinledik.
Öncelikle “Peki Ya Gelecek” diye soran Tasarım Bienal Direktörü Deniz Ova moderatörlüğündeki panelde tasarım bienalindeki süreçten yola çıkarak Deniz Ova, “Gelecek Eskisi Gibi Değil” temasını ilk ortaya attıklarında bir cevap ararken kendilerini daha fazla sorular sorarken bulduklarını anlattı. Alexandra Daisy Ginsber’in Sentetik Biyoloji ve Tasarım arasındaki ilişkiyi sorguladığı sunumu da aslında tam da bu tersine durum üzerine yoğunlaşıyor.
Ginsberg de benzer bir sorgulama yöntemi ile geleceğe ve geleceğin tasarımını tanımlamaya çalışıyor: “Kurgumuz gerçeğe mi dönüştü yoksa?” sorusunu soran Ginsberg, sentetik biyolojinin, bilim kurgu öğesi olmaktan çok giderek daha da gerçek hayata dair olmaya başladığı ve başlayacağı gelecekte tasarımın ve tasarımcıların rolünü sorguladı. Ginsberg’in üstüne odaklandığı temel durum aslında gelecek henüz gerçekleşmeden, tasarımcıların teknoloji ile kullanıcı arasında bir arabulucu olmak gibi pasif bir rol mü üstleneceği, yoksa geleceğin tasarımını ve teknolojilerini şekillendirecek bir rol mü edineceği…
“Canlıları tasarlayabilir miyiz?”, “Canlıları nasıl tasarlarız?” gibi tamamen yeni ve ürkütücü soruları sormamız gerekecek gelecekte, bu soruları diğer tüm disiplinlerin yanı sıra tasarımcıların da sorması gerektiğini söylerken en nihayetinde tasarımın yalnızca problem çözen değil aynı zamanda soru da soran bir disiplin olduğunu anlattı.
Ginsberg’den sonra söz alan Alphan Manas tam da bu sorgulama sürecinin o kadar da kolay yapılamayacağını ve yapılmaması gerektiğini, geçmişten ve günümüzden teknolojik dönüşümlerdeki atlamaları örnek gösterek belirtti. Alphan Manas bu senenin ARKIMEET temasına da gönderme yaparak, “Ya Sonra” diyebilmek için, geleceğe dair öngörülerimiz, “vizyonumuz” olması gerektiğini ancak bu öngörülerin yakın gelecek için ne kadar güç olduğunu belirtti.
Peki Ya Gelecek panelinden sonraki konuşmacı Engin Ayaz da “Mimarın Değişen Rolü” isimli sunumunda, benzer bir şekilde, mimarın gelecekte – ve aslında günümüzde bile- disiplin ve disiplinler arası rollerini sorgulaması ve kendine yeni yollar biçmesi gerektiğini anlattı. “Veri Görselleştiren Mimar”, “Hafif Çalışan Mimar” ve “Tersten Çizen Mimar” şeklinde 3 yeni rol biçtiği geleceğin mimarlarının, bir açıdan daha az mimarlık ve daha fazla arabuluculuk yapması gerektiğini belirtti. Tersten Çizen Mimar’da Kerem Alper’in Tasarım Odaklı Düşünce sunumunda anlattığı analiz etmeden önce prototip üretme ve yalnızca soru sormak için bile üretim yapma kavramlarına da gönderme yaptı.