Yaklaşık 40 mimar, meslektaşları İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Kadir Topbaş'a yönelik bir açık mektup kaleme aldılar. Bu mektup, 18 Mart Pazar günü Radikal ve Cumhuriyet'te yayınlandı. İlan çıktığı gün sosyal medyada yüzlerce kez paylaşıldı.
Biz kırk küsur mimarız. Bir derneği, meslek odasını, kurumu temsil etmiyoruz. Belirli bir partinin üyesi, belirli bir düşüncenin destekçisi değiliz. Herhangi bir amaç için daha önce bir araya hiç gelmedik. Türkiye’nin farklı bölgelerinde doğduk, büyüdük, okuduk. Ortak noktalarımız da var; Mimar olup, İstanbul’da yaşamak gibi.
Bugün, varisleri İstanbul’u sorumsuzca harcıyor. Düşünülmeden, geri dönülemez adımlar atılıyor. Kıyıları, meydanları, caddeleri, gerçek parklarla ve kamusal alanlarla donatılmış bir İstanbul’a sahip olmak giderek daha uzak bir hayal haline geliyor.
Bu görüş ve düşüncelerimizi paylaşmak için meslektaşımız Sayın Kadir Topbaş’tan resmi bir başvuruyla randevu istedik. Cevap gelmedi. Dolayısıyla sizlerin önündeyiz.
Biz mimarlar, Başbakanlık, Belediye Başkanlığı, Bakanlık yapma hevesinde ve iddiasında değiliz. Bu görevlerde olanların da, başkalarının mesleklerini yapma hevesinde olmamalarını bekliyoruz. Yöneticilerin şehirleri ve ülkeleri kafalarına göre şekillendirdiği çağların geride kaldığını düşünüyoruz. Şehir ile ilgili önemli kararlar “oldubitti”ye getirilmemeli. İstanbul’un geleceği bir gün gazetede görüverdiğimiz kimin ürettiği belirsiz resimlerle, anonim projelerle, televizyon oturumları ve demeçlerle şekillenmesin diyoruz.
Yöneticilerin bu yaklaşımını temsil eden bir örnek haftalardır gündemde: Taksim Projesi. Sayın Kadir Topbaş’a çağrımız şu: Taksim, gücü her elinde tutanın bayrağını dikeceği bir burç değil. Taksim, İstanbul’un merkezi, herkesin gözbebeği; anıların, felaketlerin, fotoğrafların, bayramların, kartpostalların fonu. Sadece İstanbul’un değil, Dünya’nın önemli bir noktası. Değişimi her ne sürede gerçekleşirse gerçekleşsin Taksim Meydanı niceliklerin değil niteliklerin gurur duyacağımız, bizi birleştirecek, İstanbul’u temsil edecek, niceliklerin değil, niteliklerin öne çıkarıldığı, bu çağın mekanı olmalı. Bu ancak kolektif düşünmek ve hareket etmekle mümkün. Taksim sadece bir başlangıç. Taksim için atılacak böyle bir kolektif adım, İstanbul’un diğer noktalarının, Üsküdar’ın, Beşiktaş’ın, Kadıköy’ün de kaderini değiştirsin.
İstanbul’u katılımcı ve çoğulcu akıl ile şekillendirelim.
İpek Akpınar
Murat Aksu
Burak Altınışık
Deniz Aslan
Emin Balkış
Sevince Bayrak
Sedat Bayrak
Ömer Selçuk Baz
Özgür Bingöl
Elvan Çalışkan
Alişan Çırakoğlu
Ufuk Demirgüç
Alper Derinboğaz
Bünyamin Derman
Ali Eray
Arzu Erdem
Eylem Erdinç
İsmail Kerem Erginoğlu
Mert Eyiler
Ervin Garip
Oral Göktaş
Korhan Gümüş
Doğu Kaptan
Selva Gürdoğan Thomsen
Tünde Tülin Hadi
Cem İlhan
Ahmet Arda İnceoğlu
Umut İyigün
Hüseyin Lütfü Kahvecioğlu
Haydar Karabey
Cem Kozar
Ahmet Turan Köksal
Emine Merdim Yılmaz
Meriç Öner
Sibel Özdoğan
Nurbin Paker Kahvecioğlu
Nevzat Sayın
Cem Sorguç
Murat Şahin
Hakan Tüzün Şengün
Ertuğ Uçar
Aydan Volkan
Burçin Yıldırım
Ömer Yılmaz
İpek Yürekli