“Mimarlık Normal İnsanların Değil, Tanrı’nın İşi Olmalı”

2012 yılında Pritzker Mimarlık Ödülü'nü kazanan Wang Shu ve eşi Lu Wenyu'nun beraber kurdukları Amateur Architecture Studio, geleneksel Çin bina yapım geleneğini, günümüz mimarlığına entegre etmekte oldukça başarılı.

Mimarlık sadece etrafa yerleştirdiğimiz bir nesne değildir. Mimarlık binadan uzaklaştığınızda başlar. Mimarlık insan hayatını değiştirebilir ve onlara yeni bir hayat sunabilir.

Louisiana Channel, Wang Shu ile ilgili hazırladığı videoda onu yaşadığımız çağın en önemli mimarlarından birisi olarak tanıtıyor. Wang Shu’nun eşi Lu Wenyu ile beraber kurdukları Amateur Architecture Studio, toplumu besleyen ve aşağıdan yukarıya doğru çalışan bir mimari üzerine yoğunlaşıyor. İnsanlar için iyi bir toplumun en aşağıdan başladığını söyleyen Shu, en sevdiği projesini de Çin’de bir köy için tasarladıkları daha sonra buluşma noktası haline gelen umumi tuvalet ve yıkama odası olduğunu söylüyor.

“Ailem Mühendis Olmamı Umuyordu”

Üniversiteye gittiği 1980’li yılların başlarında Çin’de yaşayanların, kendisi de dahil mimarlar ya da mimarlık ilgili fikir sahibi olmadığını söyleyen Shu, aslında sanatçı ve yazar olmak istediğini dile getiriyor.

Ben sanatçı, yazar olmak istiyordum. Fakat ailem bu fikre katılmıyordu. Daha iyi bir gelir getirisi olduğu ve daha sakin bir yaşam olanağı sağladığı için herkes çocuklarının mühendis olmasını istiyordu. Benim ailem de mühendis olmamı umuyordu. Önce kesinlikle reddettim daha sonra dayanamadım. Eğer mühendis olursam nasıl çizim yapılacağını öğrenebilirdim.

Çin’in en batısında doğan Shu, söyleşide annesinin ailesinin yaşadığı Pekin’e yaptıkları tren yolculuklarından bahsediyor. Yolculuk boyunca her gördüğünü deftere çizdiğini, daha sonra üniversiteye başladığında geleneksel Çin resimlerine merak saldığını anlatıyor.

Okula başladığımda bir sanat testi vardı. Sanat hocam iyi çizim yapamadığımı düşünüyordu fakat ben çocukluktan beri çizim yapıyordum. Sadece onların yaptığı gibi çizmiyordum. Ben basit çizgiler kullanırken onlarınki daha sanatsal oluyordu.