Mimarlık, Tasarım Alanında Öncü Kadınlara Adanmış Renkli Modüler Bebek Evi

Marialaura Irvine tarafından tasarlanan renkli modüler bebek evi, 20. yüzyılın kadın mimari ve tasarım öncülerine bir saygı niteliği taşıyor. Bu proje, 14 farklı odada, kadınların yenilikçi çalışmalarından ilham alarak canlı renkler ve dönüştürücü mekanlar aracılığıyla benzersiz bir hikaye anlatıyor. Irvine ve Matteo Brioni işbirliğiyle hayata geçirilen projede, doğal renklerin mekanların algısını nasıl etkilediği ve renklerin mekanları tanımlamadaki rolü üzerine odaklanılıyor.

Studio Irvine’in modüler bebek evi, doğal renklerin güzelliğini keşfederken, 20. yüzyılın mimari, tasarım ve sanat alanındaki bir grup etkili kadın öncüsünü onurlandırıyor.

Proje, her biri Giorgia O’Keefe, Eileen Gray, Cini Boeri, Charlotte Perriand, Ray Eames, Nanda Vigo, Gae Aulenti, Clara Porset, Lina Bo Bardi, Franca Helg, Sophie Taeuber-Arp, Annie Albers, Ruth Asawa ve Lilly Reich gibi kadınların yenilikçi çalışmalarından ve etkilerinden ilham alan 14 odadan oluşan renkli bir minyatür konut şeklini alıyor. Bu kadınlar modern tasarım ve mimariye önemli katkılarda bulunuyor ve çağdaş uygulamalara ilham vermeye devam eden kalıcı bir etki bırakıyor.

Paints According to Irvine adlı bebek evinde, her oda canlı renkler ve dönüştürücü ortamlar aracılığıyla benzersiz bir hikaye anlatıyor. İzleyiciler, Giorgia O’Keeffe’ye adanmış, dinlenmek, yaşamak ve okumak için bir alan sunan sakin kum pembesi bir oturma odası keşfedebilirler.

Ayrıca, Eileen Gray’in mimari tasarımlarına saygı duruşunda bulunan orta yoğunlukta kırmızı bir mutfak var. Bu odalar ve renkleri, renk ve tasarım arasındaki derin etkileşimi vurgulayarak farklı duygular ve deneyimler uyandırıyor.

Yeni 14 Toz Boya ile Mekanları Dönüştürmek

Milano merkezli mimarlık ofisinin renkli konutu, yüzey uzmanı Matteo Brioni tarafından yaratılan 14 yeni toz boya rengini tanıtmak için bir tuval görevi görüyor. Bu proje, markanın doğal kil yüzeylerini ve renklerin mekanları tanımlamadaki rolünü vurgulayan Earth According to Matteo adlı bir önceki projeyi takip ediyor. Stüdyonun kusurları kucaklama felsefesiyle uyumlu olan proje, tasarımcının sanatsal yönetimi üstlenirken tasarım ve sanatı harmanlama yeteneğini yansıtıyor.

Irvine ve Brioni, doğal renklerin mekansal algıyı nasıl etkilediğini keşfederek 2013 yılında iş birliğine başladı. Çocukluğunda bebek evlerine duyduğu hayranlık onu Behrens, Le Corbusier ve Gropius gibi mimari öncülere hayranlık duymaya ve onları taklit etmeye yöneltti. Ancak, kadın etkilerinin yokluğunu sorguladığında bakış açısı değişti. Bu durum, kadın öncülerin araştırılmasına yol açtı ve sonuçta mimari, tasarım ve sanatta sınırları zorlamaya devam eden kadınlara adanmış ayrı odalar yaratıldı.

Irvine’e göre boyalar, kusurların takdir edilmesini, toz boyanın çok yönlülüğünü ve doğal pigmentlerin dönüştürücü kalitesini vurguluyor. Rengin mimarideki rolüne dair bu keşif, Marialaura’nın rengin deneyimlerimiz, duygularımız ve etkileşimlerimiz üzerindeki derin etkisine olan inancını yansıtarak her mekâna kendi dokusunu ve ambiyansını kazandırıyor.