Cam cepheli ucube olarak nitelendirilen yeni Süheyl Bey cami için onay veren 2 Numaralı Koruma Kurulu üyelerine soruşturma açıldı. Kurul Üyesi Prof. Dr. Yaşar Çoruhlu ''Maksat adı yaşasın'' diyerek attığı imzayı savundu.
Fındıklı’daki Süheyl Bey cami restorasyonu çok tartışılmıştı. Mimar Sinan’ın sekizgen planlı inşa ettiği cami cam cepheli bir ucube olarak ihya edildi. İstanbul 2 Numaralı Koruma Kurulu da cam cepheli adı restorasyon (!) olarak nitelendirilen cami projesini onayladı. Proje hayata geçtiğinde ise minareli AVM tarzı bir mimari ortaya çıktı. Kamuoyunda eleştirileri yağmuruna tutulan cami projesi için Kültür ve Turizm Bakanlığı soruşturma başlattı. Kurul üyelerinden bu projeye neden imza verdikleri soruldu. Kararda imzası olan Prof. Dr. Yaşar Çoruhlu, ”caminin ihyası için arazinin yeterli olmadığını, adının yaşaması için modern görünümlü camiye onay verdiklerini” söyledi.
1591’de Süheyl Bey tarafından Mimar Sinan’a inşa ettirilen cami, sekizgen planlı ve kubbeliydi. 1958 yol genişletme çalışmaları sırasında yıkılan camiyi Vakıflar İstanbul Bölge Müdürlüğü yeniden ihya etmek için kolları sıvadı. 2010 yılında bir proje gerçekleştirildi. Camini minaresi ve bazı duvar kalıntıları arsada duruyordu. Ancak camiye ait arsanın önemli bir kısmı yolda kalmıştı. Restorasyon için İstanbul 2 Nolu Koruma Kurulu’na müracaat edildi. Kurul, 15.09.2010 tarih 3772 sayılı kararı ile “…Süheyl Bey Camii kalıntılarına ait rölöve ile restitüsyon projesinin uygun bulunduğuna, koruma grubunun 1 olarak belirlenmesine, öneri restorasyon projesinin uygun bulunmadığına, mevcut kalıntıların konservasyon yapılarak korunmasına, minarenin özgün yerinde yeniden inşa edilmesine, kalıntılara müdahele edilmeden mevcut alana modern cami uygulaması ile ilgili önerilerin kurulumuza getirilmesine” karar verdi. Yaklaşık 5 ay sonra da Kurul, 16.03.2011 tarih ve 4337 sayılı kararı ile “…Süheyl Bey Camisine ait restorasyon projesinin uygun bulunduğuna” hükmetti.
Bu tarihten sonra boş arsada hummalı bir inşaat faaliyeti başladı. Etrafı tahta paravanlarla çevrili inşaat bitip paravanlar kaldırıldığında çevredeki esnaf başta olmak üzere herkes şaşkındı. Kubbeli, sekizgen yapılı caminin yerine cam cepheli, çatılı yanında minaresi olan, AVM görünümlü bir cami ortaya çıktı. Görenlere bu nasıl ihya dedirtecek sözde restorasyonla ilgili başlayan tartışmalar TBMM gündemine kadar taşındı. Dönemin Başbakan Yardımcısı Bekir Bozdağ; “Süheyl Bey Camisi’nin ihyası, tarihsel belgeler, kazı çalışmalarında tespit edilen veriler ve koruma kriterleri göz önünde bulundurularak gerçekleştirilmektedir. Caminin restorasyon projesinde, kazı çalışmalarında ortaya çıkarılan duvarların korunmasına ve temel duvarları bulunarak yeri tespit edilebilmiş minarenin, özgün malzemeleri ile yeniden yapılarak ayağa kaldırılmasına karar verilmiştir” açıklamasını yaptı.
Kültür ve Turizm Bakanlığı sözde restorasyon projesine onay veren İstanbul 2 Numaralı Koruma Kurulu üyeleri hakkında soruşturma başlattı. Kararda imzası bulunan eski kurul üyesi Prof. Dr. Yaşar Çoruhlu’dan da savunması istendi. İşte Çoruhlu o karara neden imza attığını şöyle anlattı; ” yapı ortada yoktu ve parselin önemli bir bölümünün yola katılması sebebiyle cami yapılması düşünülen alan da küçülmüştü ve buraya camiyi özgün boyutlarıyla sığdırmak imkansız olacaktı. Bu nedenle eldeki veriler, imkanlara göre mevcut alanda tam ve doğru bir rekonstrüksiyon yapılamayacağından, mevcut kalıntıların konservasyonunun yapılarak olduğu gibi korunması, minarenin alt kısmı mevcut olduğundan özgün yerinde inşa edilerek tamamlanması, kalıntılara müdahale edilmeden en azından caminin adının yaşatılması maksadıyla modern bir cami uygulamasının yapılması kararı alındı ve sonra bununla ilgili getirilen restorasyon projesi adı altındaki uygulama projesi 16.03.2011 tarih ve 4337 sayılı kararla kabul edildi. Bu restorasyon projesi Kurulumuzun rölöve projesindeki tescilli kalıntıların konservasyonlarının yapılmasını içermekteydi. …Bilimsel bir rekonstrüksiyonun yapılması mümkün olmadığından tamamen yeni ve çağdaş anlayışla bir caminin inşa edilmesi doğru bir uygulama olmuştur. Restorasyon mevcut bir tarihi yapının zamanla bozulmuş bölümlerinin bilimsel metotlarla aslına göre tamamlanması işidir. Burada zaten bir restorasyon değil mevcut kalıntılara konservasyon uygulaması yapılmıştır, mevcut olmayan cami ise temsili olarak yeniden inşa edilmiştir.”