Mücella Yapıcı Maslak 1453 Projesi’ni Anlatıyor

Kentin Tozu'nun yılın son programında Mücella Yapıcı ile Ağaoğlu'nun Maslak 1453 projesini ve kentsel gidişatı konuştuk.

Kentin Tozu’nun yılın son programında, TMMOB Mimarlar Odası (MO) Büyükkent Şubesi’nden Çevre Etki Değerlendirme (ÇED) Danışma Kurulu Sekreteri Yüksek Mimar Mücella Yapıcı ile, 2012 Yılı inşaat ve emlak reklamlarının en çok konuşulan projesini, Ağaoğlu’nun Maslak 1453 projesini ve kentsel gidişatı konuştuk.

Senenin bu son programını, kente dair, kentsel gidişata dair umut verici bir mesajla kapatmak isterdik. Ne yazık ki, 2012, tüm diğer alanlarda olduğu üzere, iktidarın kent üzerinde de hegemonyasını inşa ve dikte ettiği bir yıl oldu. Hukuk ise bu süreçte araçsallaştırıldı.

2012 Yılı, iktidarın kentsel mekân üzerindeki müdahalelerini sorunsuz gerçekleştirmesi için, tam anlamıyla hukukun iğdiş edildiği bir yıl olarak tarihe geçecek. Kentin Tozu’nun önceki programlarında incelediğimiz ve başta Afet Yasası olmak üzere (…), Büyükşehir Yasası ve en son torba yasa taslağı bu gidişatın önemli kilometre taşları sayılabilir. Mütekabiliyet Yasasını da listeye eklemek gerek. Ayrıca, 2012, bazı üniversitelerin ve bir kısım akademi camiasının rantsal dönüşüm şakşakçısı kesildiği, ”Yıkmak yetmez dinamitleyelim”, çığlıklarının arsızca ortalığa saçıldığı, beş yıldızlı mimarların, meslek etiğini unutup insanların yaşam alanları üzerinden nemalanmaya durduğu, bazı Koruma Kurulu üyelerinin de sıfatları önündeki korumayı unutarak birer dozere dönüştüğü bir yıl olarak da kentin belleğindeki yerini alacak.

Gelecek nesiller, Tarlabaşı’nı, Sulukule’yi, Tokludede’yi, Ayazma’yı ve diğer mahalleleri, yaşanan ihlal ve mağduriyetler ile TOKİ yaşamlara mecbur kılınan mahalle nüfuslarını öğrenip, Taksim Meydanı’nı, İnci’yi, Emek’i, Haydarpaşa’yı aradıklarında, Unkapanı Köprü’den Süleymaniye’ye kafalarını çevirdiklerinde, Sultanahmet Cami’nin ardından arsızca kafa uzatan gökdelenlerle karşılaştıklarında, Belgrat Ormanlarındaki 5 yıldızlı rezidans ve AVM’lere bakıp, bir zamanların Kuzey ormanlarından geçen kavşak ve otoyollarda egzoz dumanlarına boğulduklarında, bu sayın mimar, plancı, akademisyen ve kurul üyeleri hakkında acaba neler düşünecekler? Umarız böyle bir distopya gerçek olmaz. Kent toprağından nemalanma ve kentin rantı, hukuka da, meslek etiğine de, vicdan ve ahlaka da baskın çıkıyor; ancak, %99’un, Kent Hakkı’nı geri alacağı ve başka bir kenti mümkün kılacağı günler de elbette gelecek.

Bugün, böyle bir mümkünat için kurumu ile birlikte senelerini veren bir isimle beraberiz. TMMOB Mimarlar Odası (MO) Büyükkent Şubesi’nden Çevre Etki Değerlendirme (ÇED) Danışma Kurulu Sekreteri Yüksek Mimar Mücella Yapıcı bizlerle. 2012 Yılı inşaat ve emlak reklamlarının en çok konuşulan projesini, bunu beğenmedim, onu beğenmedim/ bu değil, o hiç değil avazları ve arsızlığı ile dikkatleri çeken Ağaoğlu’nun Maslak 1453 projesini masaya yatırıyor ve Mücella Yapıcı ile süreci, bilirkişi raporunu, davayı ve 1453 Projesi bağlamında kentsel gidişatı konuştuk.

Fiyatları 277,000’den 945,000’e varan evlerin satışa çıkartılan kısmının neredeyse yarısı tükenmiş. Satın alanların çoğu Körfez ülkelerinden deniyor. Bölgenin Ağaoğlu’na satış süreci ise başlı başına bir hukuk faciası. Şişli İlçesi, Ayazağa Mahallesi’nde Jandarma’ya ait 1 ada, 145 parsel, İçişleri Bakanlığı (Jandarma Genel Komutanlığı), Maliye Bakanlığı ve TOKİ arasında 12.11. 2008 tarihli protokol kapsamında, TOKİ tarafından başka bir alanda askeri tesisler yapımı karşılığında belirlenen bedel üzerinden satın alınıyor. TOKİ, 322 bin metrekarelik bu alanı “Ayazağa Gecekondu Önleme Bölgesi” ilan ediyor. 775 sayılı Kanuna göre, gecekondu önleme bölgesi alanı ilan edilen yerde TOKİ’nin düşük gelirli kesimler için ucuz konutlar yapılması gerekirken, 2010 yılında üst gelir gruplarına yönelik lüks bir konut alanı yapılmak üzere Ağaoğlu’na ve üstelik 3 milyar 250 milyon TL gibi düşük bir bedelle ihale ediyor.

TMMOB Mimarlar Odası İstanbul Büyükkent Şubesi’nin projeye açtığı dava devam ederken, bilirkişi heyetinden de proje aleyhine karar çıkıyor. Alanın su yatağının bir parçasında yer aldığı, eğiminin yerleşmeye sorun teşkil edecek şekilde yüksek olduğu, jeolojik yapı açısından problemli olmasından dolayı deprem riski taşıdığı, kentin akciğerleri olan Fatih Ormanı’nın yanında yer aldığı, alanın güneyinden geçen yüksek gerilim hatlarının kamu sağlığını tehdit ettiği, yüksek yapılaşmalar ile doğal ortamın zedeleneceği ve yoğun yapılaşma ve kullanımın ulaşım problemi getireceği raporda belirtiliyor. Kenti zehirleyen, tüketen ve aynı zamanda orada yaşayacakları zehirleyecek bir proje bu.

Etiketler

Bir yanıt yazın