Sarraf Galeyan Mekanik, 1. İstanbul Tasarım Bienali, "Musibet" sergisinin açılış ve tanıtımı için aynı isimli bir film hazırladı.
Sarraf Galeyan Mekanik, 1. İstanbul Tasarım Bienali, “Musibet” sergisinin açılış ve tanıtımı için hazırladığı aynı isimli filmde, Emre Arolat ve Bienal ekibinin serginin kavramsal çerçevesi, yaklaşımı, hedefi ve tasarımının altında yatan sorunsallar ve nedensellikleri aktarmak üzere bir altlık hazırlıyor.
Kartal sahilinden başlayarak İstanbul Modern’e uzanan ve 25 mahalleye uğrayan 10 saatlik bir kent içi yolculuğu betimleyen film, bu yolculuğun durakları üzerinden “kent sahipliği” kavramını masaya yatırıyor. “Barınma/konut hakkı”, “üretimin delokalizasyonu”, “ulaşım/erişim” ile “iktidar ve kamusallık” kavramları üzerinden belirlenen güzergah üzerinde mahalleliler, esnaf, zanaatkar ve üreticiler, yolcular, kısacası kentin her kesimden kullanıcısının sözlerine sivil toplum kuruluşu temsilcileri, uzman ve akademisyenler eşlik ediyor. Aynen İstanbul’un büyük dönüşümü gibi yorucu, yıkıcı ve kakofonik söz, ses ve görsellerin ardından sahne, EAA ekibine bırakılıyor.
Emine Seda Kayım (Kreatif Direktör)
Erhun Erdoğan (Müzik Prodüksiyonu)
Memduh Can Tanyeli (Yönetmen)
Emre Arolat
Nil Aynalı
Özge Ertoptamış
Deniz Kösemen
Ece Çiper
Merve Akı
Cihan Uzunçarşılı Baysal
Alev Erkilet
Arzu Erturan
Hacer Foggo
Haluk Gerçek
Korhan Gümüş
Murat Güvenç
Aslı Kıyak İngin
Yegan Kahya
Funda Oral
Derya Nüket Özer
Mustafa Sönmez
Çiğdem Şahin
Gülsün Tanyeli
Uğur Tanyeli
Erman Topgül
Kevser Üstündağ
Murat Cemal Yalçıntan
Hakkı Yırtıcı
Fener Balat Ayvansaray Derneği (FEBAYDER)
Gülsuyu-Gülensu Mahalle Dernekleri
Kahraman Bostan Hareketi
Kuzguncuklular Derneği
Sarıyer Mahalle Dernekleri Platformu
Tahribat-ı İsyan
4 yorum
Evet, çok etkileyici bir çalışma olmuş. Ama biri bana Tasarım Bienali’nde yer alan hangi mimarlık firmasının toplumsal bir projeye imza attığını söyleyebilir mi acaba? Bugün fiziksel ve sosyal çevrenin katli sadece siyasi iktidarın elinden olmuyor, mimarlar da bu işi ilk alkışlayanlardandır.
Film şahane olmuş. İçtenlikle çok beğendiğimi söylemeliyim. Ama bir sorum var: o arabanın yolu neden Ali Sami Yen arazisinden de geçmiyor? Tıpkı Kuguncuk gibi orası da yeşil alan olarak kalabilirdi. Peki Trump ve Varyap Meridian’ı çeken kamera neden Zorlu’yu da çekmedi?
Merhabalar Ömer Bey,
Nazik yorumlarınız için çok teşekkür ederiz. Ali Sami Yen arazisi, kısıtlı zaman sebebiyle filmin ideal içeriğinden çıkarmak zorunda kaldığımız birçok malzemeden biriydi. Mecidiyeköy’ü “ulaşım/erişim” üst başlığında, metrobüs ve otoyol aksından okumayı tercih ettik.
Filmde herhangi bir tekil yapı ölçeğinde uzman veya halk görüşü bulunmasa da, Zorlu Center da aynı Trumt Towers ve Varyap Meridian gibi görsellere dahil edildi. Köprüden çıktıktan sonra Hakka Yırtıcı’nın “rant meselesi” yorumuyla birlikte gözüküyor. Büyükdere boyunca gözüken finans yapılarını bloke etmemesi açısından biraz kısa tutmak zorunda kaldık.
Videoyu izledikten sonra Ömer Bey’in görüşlerine, sorularına katılmamak elde değil. Video çekimi etkileyici gibi görünüyor. Ama bir bienal kapsamında hazırlanmış olan, içeriğinde bu kadar katılımcının yer aldığı bir anlatım, “yeni olarak bizlere ne söylüyor” diye düşünüyor insan, ayrıca. Yok, bildiklerimizin bir tekrarını, başkalarının ağzından dinlemekse, bu video sunumunun işlevi nedir?. Neden hazırlanmıştır?. İstanbul’un büyük dönüşümü gibi yorucu, yıkıcı, kakafonik söz, ses ve görsellere zaten hemen her gün bu kentin insanları tanık oluyor. Bir de video yoluyla tekrarını izlemenin anlamı nedir?