MVRDV Tasarımı MONACO, Münih’teki Ofislere Yeni Bir Bakış Sunuyor

MVRDV Tasarımı MONACO, Münih’teki Ofislere Yeni Bir Bakış Sunuyor

MVRDV, Münih'te "iş" ile "oyun" arasında bağ kuran, MONACO isimli 6 katlı bir ofis binası tasarladı. MONACO'nun cephesi geri dönüştürülen plastik ve klinker tuğla atıklardan yapılacak.

MVRDV’nin Werksviertel’de konumlanan MONACO projesi, bu kez sıcak, eğlenceli malzemeler ve “iş” ile “oyun” arasında net bir sinerji ifade eden bir bina düzeni sağlıyor. Bu sinerji, geleneksel masa başı çalışma kadar işbirliğine, iş arkadaşlarıyla bağ kurmaya ve stres atmaya da önem veren ofis alanları sunuyor.

Bir zamanlar Pfanni Food Factory’e ev sahipliği yapan bölgenin evrimi Münih’in hikayesinde önemli bir rol oynamış. Pfanni ve diğer şirketler 1996 yılında bölgeyi terk ettikten sonra, bölge önce Kunstpark Ost, daha sonra da Kultfabrik olarak bilinen gece hayatı ve kültür yaşamı için cesur ve popüler bir alan haline gelmiş. Bölge 2016 yılından bu yana Munich’s East Station’ın yanında dinamik, popüler bir iş ve eğlence bölgesi olan Werksviertel Mitte’ye dönüşmüş. MONACO, hem bölgenin mevcut iş-eğlence dengesine hem de Kultfabrik döneminin renk ve yaratıcı ruhuna atıfta bulunan iki parçalı bir bina ile bu tarihin ruhuna dokunuyor. Binanın adı, Alman TV dizisi Monaco Franze’nin yaratıcısının adını taşıyan Helmut-Dietl-Straße’deki konumuna bir gönderme niteliğinde.

“Geri dönüştürülmüş plastik tamamen eski plastik pencereler, plastik borular veya benzeri eski yapı malzemelerinden elde edildiği için bu, ESG kriterleri ve ‘Cradle to Cradle’ yaklaşımının karşılığını veriyor.”

Geri kazanılmış tuğla ile kaplanmış altı katlı kübik blok, konseptin “çalışma” bölümünü oluşturuyor ve ofis alanlarını barındırıyor. Kuzeydoğu ucunda, yukarıda bahsedilen bloğun üzerinden tırmanarak ilerleyen kısım ise önerinin “oyun” bölümünü oluşturuyor. Yeşil ve lilanın çeşitli tonlarında kiremitlerle kaplanan binanın bu bölümü, komşu binayla gerekli mesafeyi korurken, içeride yer alan ortak işlevleri tamamlayan bir dizi bitki kaplı açık hava terası yaratan geri çekilmelere sahip. Açılı duvarlar ve geniş pencereler bölgenin en iyi manzaralarını yakalarken, aynı zamanda insanları binanın arkasında geliştirilecek üçgen cep parkına yönlendirmeye yardımcı olan daha davetkar bir köşe yaratmaya yardımcı oluyor.

“Özellikle pandemi sonrası yıllarda, işyerine daha fazla özgürlük, esneklik ve eğlence getirmek popülerlik kazanıyor. Biz de kendimize bu fikri barındıran ve açıkça ifade eden bir binayı nasıl yapabileceğimizi sorduk. Aynı zamanda mahalleye nasıl karakteristik bir ekleme yapabiliriz? MONACO’nun zıt şekilleri ve malzemeleriyle bu soruların yanıtlarını bulduk.”

Werksviertel Mitte’nin yeni binaları ile endüstriyel yapıların dönüşümlerinin eklektik bir mimari stil oluşturmasına karşın, bölgenin malzeme seçimi daha sınırlı. Cam, alüminyum paneller ve sıva, genellikle sakin tonlarda tercih edilmiş. MONACO’nun malzemeleri buna bir yanıt niteliğinde olup, sıcak ve eğlenceli, renkli bir vurgu katarken aynı zamanda cephelere sürdürülebilir, döngüsel bir yaklaşım getiriyor. Tasarımın çalışma bölümü, bölgede gerçekleşen yıkımlardan geri kazanılacak olan klinker tuğlalarla kaplanmış. Bu farklı tuğla türleri, kökenlerini birden fazla eski binadan açıkça gösteren bir patchwork tarzında birleştirilecek.

Oyun bölümünün cephesi, yüzde 70’i tamamen geri dönüştürülmüş plastik atıklardan cephe elemanları üreten Amsterdam merkezli bir üretici olan Pretty Plastic tarafından üretilecek renkli panellerden oluşuyor. Bu, Almanya’da Pretty Plastic’in kullanıldığı ilk cephe örneği olacak .

100% PVC Atığından Üretilen Plastik Paneller

Etiketler

Bir yanıt yazın