Kuzguncuk’taki üç bostandan biri olarak günümüze kadar gelebilen, “İlia’nın Bostanı” 700 yıllık varlığıyla Kuzguncukluların hafızası, nefesi, rengi, ciğeri olmuştur.
Aslında mülkiyeti Hristiyan ailelere ait olan Bostan’ı, Vakıflar Genel Müdürlüğü 1966 yılında kısmen, 1977 yılında ise tamamen kendi mülkü yapmıştır. Gerekçe ise, sahiplerinin “Firari ve kayıp şahıs” olmaları. Oysa hissedarlardan biri olan İlia Şoro 1984 yılına kadar bostanı işletiyordu ve mezarı da bu topraklardadır.
1986 yılına kadar “yeşil alan” olarak tescillenmiş olan bostan alanı, Boğaziçi Kanununa rağmen ‘birileri’ sayesinde içinde ilkokul barındıran bir plan tadilatına uğrar. Bundan sonradır ki; Kuzguncuklu için uzun bir mücadele dönemi başlar.
1992 yılında, özel hastane yapılmak üzere 10 yıllığına kiralanan Bostan, ilk kez etrafı telle çevrilip, inşaat malzemeleri ile tanıştırılır. Mahalleli hemen toplanır. Telleri keserek, asılan panoları indirip vincin çalışma mekanizmasını bozarak, briketlere asit dökerek tepki gösterince kiracı vakıf geri adım atar. “Özel hastane” projesini, “özel ilkokul” olarak revize edip tekrar başvurur. Devlet kurumları arasında yazışmalar sürer, ‘olur’lar teker teker toplanırken, sene 2000 olur. Ve bostan bir sabah kapısında sondaj makinesi ile uyanır. Kuzguncuklular önce sondaj makinesini içeri sokmamak için uğraşır, kadınlar kapının önünde bedenlerini barikat yaparlar, sonrasında ise “izinsiz kazı” ihbarı ile suç duyurusunda bulunulur. Kuzguncuklular Derneği hukuk mücadelesini başlatırken, mahallede de hummalı bir çalışma başlar. İmzalar toplanır, bildiriler dağıtılır, cadde kenarlarında piknik düzenlenir, Büyükşehir ve İlçe Belediye Meclis üyelerine ulaşılarak süreç anlatılmaya çalışılır, konuya müdahil her kuruma itiraz ve bilgilendirme dilekçeleri gönderilir, kamuoyu yaratmak için şenlikler düzenlenir. Koruma Kurulu ihbarı dikkate alarak, yapılan çalışmaların izinsiz olup durdurulması yönünde karar verirken Şehir Plancıları Odasının açtığı, derneğin ve Mimarlar Odasının da müdahil olduğu dava kazanılır, İdari Mahkeme yürütmeyi durdurur. Sokaklarda kazanılan zafer hukukla da taçlanır.
Vakıflar yeni bir kiracı ararken, bostanın yapılaşmaya açılmasını istemeyen semt halkı, kendilerine ait “halka açık tarım ve eğitim” projesini hayata geçirmek için bir kooperatif kurar, ancak sözleşme zamanı geldiğinde gerekli finansmanı bulamadığı için Bostan’ı kiralayamaz. Ama fidanlık yapmak üzere ortaya çıkan bir şirket, Bostan’ı kiralayarak semt halkının içini rahatlatır. Uzun bir süre için Bostan yeniden yeşile bürünür.
Yıl 2011. Vakıflar, Bostanı yap-işlet-devret modeli ile tekrar alıcıya çıkarır. Bu haberi öğrenen semt halkı mücadeleyi yeniden başlatır. “Kahraman bostan yapılaşmaya karşı” sloganıyla bir şenlik düzenlenir. Kuzguncuk Caddesi, Bostan korkuluklarıyla donatılır. Mahalleli neyi isteyip neyi istemediğini anlatan söyleşi videoları çekerek, görsel basında ve sanal alemde derdini anlatmaya çalışır. Haber kanallarına konu olur.
2012 yılında, Vakıflar “özel okul” projesini Boğaziçi İmar Müdürlüğü’ne gönderir. Bu sefer alıcılar ortada gözükmez. Kuzguncuklular Derneği, Koruma Kurulu’na ve diğer ilgili kurumlara yeniden kapsamlı bir itiraz dilekçesi gönderir. Yine bir hukuki başarı gelir, 6. Koruma Kurulu projeye onay vermez. Ama artık tüm kent gibi Kuzguncuklular da Ankara’daki Yüksek Kurulu öğrenmiştir. O Yüksek Kurul ki; Taksim projesine onay vermiştir, “Bostan” gibi küçük lokmayı (!?) bir çırpıda onaylayarak aradan çıkarır.
Proje şimdi Çevre ve Şehircilik Bakanlığı bünyesindeki Tabiatı Koruma Komisyonu’nda..
Kuzguncuklular Derneği, Yüksek Kurul kararına itiraz ederek dava açtı. Dava, ‘derneğin bir menfaati” olmadığı gerekçesiyle reddedildi. Dernek kararı temyiz etti. Semt halkı ise, yine Bostan’ı konuşuyor, Bostan’da toplanıyor. Kimi zaman dilekçe topluyor, kimi zaman tohum dağıtıyor. (2012 Hıdrellez etkinliği kapsamında Emanetçiler Derneği ile tohum takası yapıldı, aynı yıl mahalleli ile birlikte Bostan’da temizlik yapıldı, sanal bostan oluşturuldu) Hıdrellezler ateşini Bostan’da yakıp, dileklerini Bostan için tutuyor (2013 yılında 2. si düzenlenen Hıdrellez etkinliğinde sanatçıların desteğiyle etkinlikler yapıldı, mahalleli yaptıkları yemekler ile de Derneğine desteğini sürdürdü.) Bu sene mahalleden arkadaşlarımız kendi emekleriyle Bostan’ımızın içinde küçük bir bostan oluşturdular ve oradan alınan ürünleri mahalleliyle paylaşmak üzere beklemekteler…
Kuzguncuk, Üsküdar ve Boğaziçi köprüsü arasında boğaza nazır bir mahalle. Kuzguncuk Bostan’ı, Boğaziçi’nin geriye kalan az sayıda bostanlarından biri ve SİT alanı olan Kuzguncuk’un tam ortasında yer alıyor. Bostan aynı zamanda Kuzguncuk halkının olası bir afet halinde toplanacağı, gıda ve su ihtiyaçlarını karşılayabilecekleri tek alanı.
Çünkü yaşadığımız kent el değiştiriyor, kimlik değiştiriyor. Evet, İstanbul sermaye sahipleri için dönüştürülüyor ve Kuzguncuk da bu pastadaki payını BOSTAN ile ödüyor! Bostan’ımız o kadar çok ‘para eder bir semtte’ ve o kadar çok ‘para eder bir büyüklükte’ ki; İstanbul’un orta yerinde oturuyor, hala bakkalınızdan, manavınızdan alışveriş yapıp, büyük alışveriş merkezlerinde yeteri kadar para harcamıyorsanız, sizin mahalleniz de yıkılır; yerine daha fazla para harcayacak olanların yaşayacağı mahalleler yapılır, ama artık orası bir “mahalle” değildir.
Gezi Direnişi sonrasında kendiliğinden yeşeren forumlardan biri de Kuzguncuk Bostanı’nda gerçekleşiyor. Kuzguncuklular ilk toplantısını 26 Haziran’da gerçekleştirdi. Forum yaklaşımını, yaşanılan olaylardan edinilen şiddetsiz direniş taktiklerini gündelik yaşama adapta edebilmek, karşıt görüşleri bir arada ve uyumlu bir şekilde çözüm üretecek hale getirebilmek, her toplantıda yeni bir şeyler öğrenebilmek, vatandaş olarak hak arama pratiğini geliştirebilmek, gündelik sorunlara yönelik etkin eylem gerçekleştirmek olarak belirledi. Kuzguncuklular Gezi Direnişi’nin başlangıcı, ilerleyen süreci, bugünü hakkında değerlendirmeler yapmaya devam ediyor. Yaşamını kaybeden, kaybolan, gözaltına alınan, tutuklanan arkadaşlarımızı hiçbir zaman unutmamak, gelişmeleri takip ederek, uygulanan şiddete, hukuksuzluğa karşı tepkiselliğin daima korunması planlanıyor.
Genel talepler üzerinde konuşulan birçok konu olmakla birlikte, yerelin özelinde Kuzguncukluların on yıllardır sürdürdüğü Bostan Mücadelesi forumların ana başlıklarından birini oluşturuyor. Forumlar aracılıyla Bostan mücadelesini büyütmek ve Bostanla beraber nefes almak için yol haritası oluşturmaya çalışılıyor. Bostan’ın tüm doğal hayatıyla ve halkla yaşayan bir yer olması, içerisinde üreterek devamlılığın sağlanması herkesin nihai hedefi olarak belirlendi.
İlk müdahaleden sonra aradan 20 yılı aşkın bir süre geçti, o gün annesinin kucağında Bostan’a sahip çıkan bebekler ne mutlu ki bugün yine bostana sahip çıkacak. Çünkü bostan bize atalarımızdan mirastır ve bizim soluduğumuz kokusunu çocuklarımızın da soluma hakkı vardır.
Minderini, komşunu al , Kuzguncuk Bostanı’na gel ! Salı ve Perşembe Günleri 21:30’da forum var!
Diren Kuzguncuk forumunun gerçekleştirdiği bazı etkinlikler:
– Ekümenopolis film gösterimi – Her Pazar saat 10:00’da Kuzguncuk Bostanı’nda Yoga etkinliği – Forumlardan önce çocuklarla resim atölyesi – Permakültür sunumu – %10 barajı ve göz altılarla ilgili görsel çalışmalar, – Yalanları deşifre eden pullama çalışmaları, – Şiddetsizlik sunumları, – Yeni çıkan Tabiat Kanunuyla ilgili bilgilendirme, – Pazartesi, Çarşamba ve Cuma günleri Sabah 08:00’de Kuzguncuk Bostanı’nda sabah sporu, – İnternet özgürlüğü ve anonimlik atölyesi, – Şehirde sürdürülebilirlik sunumu, – Üsküdar’daki diğer forumlar ile birlikte Üsküdar’da yeryüzü iftarı, – Toplum afet bilinci eğitimi, – Sosyal medyada etkin iletişim ve dezenformasyonu önleme sunumu, – Doğal Hayatı Koruma Vakfı’nın 3. Köprü, 3. Hava Limanı ve Kanal İstanbul Projeleriyle İstanbul’a neler kaybettireceğine dair sunumu.
*Katkılarından dolayı, Kuzguncuklular Derneği, Diren Kuzguncuk forum katılımcıları , fotoğraflar için Ali Öz ve Ozan Morgül’e teşekkürler.