2002 yılından beri New York Planlama Departmanı'nın başındaki isim olan, "Şehrin Prensesi" Amanda Burden, IDEA CITY etkinliğinde "New York'un Kullanılmayan Sermayesi"ni anlattı.
IDEAS CITY sanat ve kültürün kent merkezlerinin canlılığın arkasındaki itici güç olduğu düzenleme ilkesi ile dünyada kentlerin geleceği hakkında çalışan bir festival. IDEAS CITY değişikliği sağlamak için birlikte çalışan sanat, eğitim ve toplum örgütlerinin onlarca arasında önemli bir ortak girişim olarak New Museum tarafından kurulmuş. Audi Urban Future Initiative sponsorluğunda gerçekleşen IDEAS CITY’nin konusu “İstanbul’un Kullanılmayan Kapital”i.
İstanbul’un ölçek ve karmaşıklık olarak benzerlikler taşıdığı New York aynı zamanda dinamik bir plana ve katılımcı bir planlama sürecine sahip. İşte bu planlama yaklaşımının arkasındaki ekipten olan Amanda Burden, New York’ta başta High Line olmak üzere başarılı projeleri hangi stratejiler ile hayata gecirdiklerini IDEA CITY toplantısında yaptığı anahtar konuşma ile aktardı.
İstanbul’dan farklı olarak New York’un önemli eşikler ile sınırlanmış ve yayılmaya uygun olmayan bir yapısı olduğunu belirten Burden, ulaşım sistemi ile yoğunluk arasındaki ilişkiyi kurarak ve zonning planları ile yoğunluğu kontrol ettiklerini anlattı.
New York’un kıyı alanlarındaki boşaltılmış sanayi alanlarının kentin edinilebilir konut alanları ve kamusal açık alanlar sunan bir bölge oluşturmak için fırsat olduğunu anlatan Burden, kentteki bir çok işlevsiz alanın farklı şekillerde kullanılması ile kentsel canlılığı destekleyeceğini düşündüğünü belirtti. High Line gibi işlevini yitirmiş bir alanın yıkılmak yerine bölgeye artı değer katacak şekilde yeniden düzenlenmesinin ardından 2009 yılında bölgede Frank Gehry gibi ünlü mimarların yapılarının yer seçmeye ve bölgenin prestijli bir bölgeye dönüştüğünü aktardı.
Konuşmasını şehirlerin keşfedilmemiş özellikleri üzerine kurgulayan Burden, aynı zamanda her kentin keşfedilmeyi bekleyen pek çok kaynağa sahip olduğunu belirtti.
Tasarımın şehir yapmanın en önemli enstrümanı olduğunu vurgulayan Burden, aynı zamanda tasarımın ve görselleştirmenin topluma ulaşmanın ve projeye katılımlarını sağlamalarının bir yolu olduğunu söyledi.
1 Yorum
“..boşaltılmış sanayi alanlarının kentin edinilebilir konut alanları ve kamusal açık alanlar sunan bir bölge oluşturmak için fırsat..” Bu cümlede bizimkilerin ders almasi gereken mevzu bir arazinin sadece konut değil bahçe park alanına dönüştürülmeside konuşuluyor. Bizde böyle bir alana direkt olarak bina yığarlar. Türkiye’de etrafında geniş yeşillik alan bulunmayan konut ve işyerlerinede niye yüksek fiyat biçerler halen anlamış değilim. Kanımca etrafında geniş yeşillik alan olmayan bina değersiz binadır. Etrafında yeşiilik yok edilen değerli binada değerinden büyük ölçüde kaybeder. Umarım bir gün Türkiye’de “kent yaratmanın yeşil alan yaratmaktan geçtiği” fikrinin benimsendiğini görebiliriz.