Türkiyeli sanatçılar için, New York’ta düzenlenen “Genç Fotoğrafçılar Ödülü” sahiplerini buldu. Amerikalı fotoğraf küratörlerinin jüri olduğu yarışmanın teması da çok tanıdıktı: Değişim...
1949’da New York’ta kurulan Amerikan Türk Cemiyeti’nin (American Turkish Society) sanat ve kültür programı “Moon and Stars Project” tarafından bu yıl dördüncüsü düzenlendi Genç Fotoğrafçılar Ödülü’nün. Yarışmanın birincilik ödülüyse Mimar Sinan Üniversitesi’nden Osman Demir’e verildi. Mansiyon ödülleri de Akdeniz Üniversitesi’nden Çağın Coşkunırmak ve Kocaeli Üniversitesi’nden Melih Cevdet Teksen’e gitti.
10 üniversiteden 18 öğrencinin katılımıyla gerçekleşen yarışmada Osman Demir’in birinciliğe lâyık görülen fotoğrafları, şehrin bir ucunda kendine bir hayat kurmaya çalışan genç Roman halkını konu alıyor.
Mansiyon Ödülü sahibi Çağın Coşkunırmak’ın siyah-beyaz sokak fotoğrafları serisinin başrol oyuncularıysa, Antalya’nın en eski mahallelerinden biri olan Balbey’de büyüyen çocukları. Melih Cevdet Teksen, kırsaldan büyük şehirlere yaşanan göçten geriye kalan devlet okullarını fotoğraflamış.
2010 yılında kendisi de bir fotoğraf aşığı olan iş adamı Haluk Soykan tarafından, fotoğrafçılık lisans öğrencilerini teşvik etmek ve desteklemek amacıyla başlatılan Genç Fotoğrafçılar Ödülleri’nde, birinci öğrenci 5 bin, mansiyon ödülü sahipleri ise 2 bin 500’er ABD dolarıyla ödüllendiriliyor.
Yarışmada jüri üyeliği yapan Boston Güzel Sanatlar Müzesi fotoğraf küratörlerinden Anne Havinga ve Karen Haas, her yıl Genç Fotoğrafçılar Ödülü için Türkiyeli öğrencilerin fotoğraflarını değerlendirmekten hayli hoşnut.
İkisi de, her yıl karşılarına çıkan fotoğraflardan ve öğrencilerin eğitim seviyelerinden ne kadar etkilendiklerinin altını çiziyor. Anne Havinga öğrencilerin fotoğrafçılık trendlerini yakından takip ettiğini belirtiyor ve özellikle “foto-muhabirlik başlığı altında değerlendirilebilecek” işlerin her yıl ağırlıkta olduğunu söylüyor. Bu yıl katılımcıların en çok işlediği konununsa “mobilizasyon” ve “modernleşen Türkiye’nin hızlı değişimi” olduğunu ekliyor. Tüm öğrencilerin baskılarının dizili olduğu masaya bakınca, bunu görmek zor değil. Kimi fotoğraflar terk edilmiş okul binalarını konu almış, kimi terk edilmiş umumi tuvaletleri… Tüm fotoğraflarda değişimin beraberinde getirdiği nostalji, hüzün ve değişim var.