Norman Foster, New York Times'ın ünlü mimarlık eleştirmenlerinden Kimmelman'ın, New York Halk Kütüphanesi'nin renovasyon projesi ile ilgili ağır eleştirilerine yanıt vermekte gecikmedi.
20. yüzyılın başyapıtlarından birinin renovasyon projesi üzerinde çalışıyorsanız, bir takım ağır eleştirilerle karşı karşıya kalmayı göze almalısınız. Tıpkı ünlü mimar Norman Foster’ın, New York Halk Kütüphanesi için hazırladığı renovasyon projesinin, New York’un en zorlu mimarlık eleştirmenleri tarafından çok sert bir dille eleştirilmesi gibi. Öncelikle ünlü eleştirmen late Ada Louise Huxtable “Bir başyapıtı yenileyemezsiniz” diyerek projeye karşı çıktı. Arkasından ise New York Times’ın ünlü mimarlık eleştirmenlerinden Michael Kimmelman, önerilen projenin Foster’a yakışmadığını ve artan bütçenin şüphe uyandırdığını iddia etti.
Kimmelman New York Times’da yayınladığı yazısında “Tasarım kenar mahallede yer alan bir alışveriş merkezinin şıklık ve zerafetine sahip. Şunu hatırlatmak isterim ki Sayın Foster aynı zamanda, asil, kültürel bir tesisin kalbini, bir alışveriş galerisine çeviren ve kamusal alanının gösterişle israf edilmesinden başka bir amaca hizmet etmeyen, British Museum’un iç avlusuna yapılan üst örtünün de sorumlusudur” diyerek yapılan projeyi ve mimarını ağır bir dille eleştirdi.
Foster’ın dört yıl içerisinde tamamlanacak olan önerisi, yapının geçmişinin özenle korunacağının garantisini veriyor. “Kütüphane İçinde Kütüphane” projesi yedi kat kitap raflarını kaldırarak mekanı 21. yüzyıl toplumunun ihtiyaçlarını karşılamayı amaçlayan estetik, teknolojik ve çevresel olarak çağdaş bir kamusal alana dönüştürüyor, kurumun satılması düşünülen diğer iki şubesini birleştiriyor ve az kullanılan kitapları kütüphanenin yanında yer alan Bryant Park’ın altındaki nem kontrollü odalara taşıyor. Tüm bunları yaparak ise halk kütüphanesine para kazandırmak ve yeni, etkileyici, daha kullanışlı bir kamusal alan yaratmak amaçlanıyor.
Kimmelman ise projeyi şu şekilde tasvir ediyor “Bana göre ortaya çıkan sonuç Las Vegas’da bir otel için tasarlanmış gibi duran kavisli merdivenleri ile yer israfı olarak niteleyebileceğimiz bir atriyum etrafında klastrofobiyi tetikleyen pencereler ile kaplı, kullanışsız, sıkışık, banal katmanların birleşimi.”
Norman Foster, kütüphane başkanı Tony Marx’ın yazdığı ikinci bir mektup ile birlikte New York Times’a gönderdiği mektubunda, maliyetin gereğinden fazla olması gibi bir durumun söz konusu olamayacağını ve tasarım ekibinin üzerinde hala detaylı olarak çalıştığı öneri için Kimmelman’ın sert eleştirilerinin çok saldırgan ve gereğinden erken yapılmış olduğunu belirtti. “Biz kütüphanenin tarihi geçmişini korumaya çalıştık. Hem araştırma hem dolaşım için inşa edilen yapıya zamanla kaybettiği hareketi, dolaşımı tam yerinde geri kazandırmak istiyoruz. Bu süreçte de yapıyı dijital çağa adapte etmekle kalmıyor, aynı zamanda araştırmacı ve okuyucular için ilave alanlar yaratıyoruz” diyen Foster sözlerine şu şekilde devam ediyor “Günümüz yangın güvenlik kodlarına ve kitap koruma standartlarına uymayan kitap ünitelerine dokunmadan, onları kaldırmadan bir proje geliştirmek ne yazık ki mümkün değil. Bu üniteleri günümüz gerekliliklerine adapte etmek de mümkün değil, bu yüzden biz de onları kaldırarak New Yorklular için önemli bir kamusal alan yaratma fırsatını değerlendirdik.”
Foster’ın söylediklerini destekleyen kütüphane başkanı Tony Mark ise “Merkez Kütüphane Planı beş yıldır kamu tarafından tartışılan bir konu. Bu plan sayesinde yapı, dünya çapında birinci sınıf bir kütüphaneye dönüşürken, içerideki kamusal alanlar da iki katına çıkarılacak, ki bu yapılırken var olan tarihi alanlar değiştirilmeyecek. Tüm bunlar ise New York Halk Kütüphanesi’ne finansal istikrar getirecek ve araştırma koleksiyonunun düzgün bir şekilde korunmasını sağlayacak,” diyor ve devam ediyor “Çevre toplum kuruluşları tarafından desteklenen proje mali açıdan son derece ihtiyatlı ve tıpkı müdavim kullanıcıları gibi New Yorklular’ın beklentilerini karşılamak adına son derece tutkulu.”
Peki, koruma ve yenileme adına büyük tartışmalara yol açan bu proje hakkında siz ne düşünüyorsunuz? Tarihi bir yapı modernizasyon ve para adına gereksizce ve yanlış bir şekilde dönüştürülüyor mu? Yoksa tarihi geçmişine zarar vermeden günümüz gereklerine adapte mi ediliyor?